"Yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı kaldırımlar. Ve yine yan yana yürümeyelim diye dar kafalıydı insanlar. Ve sırf dardı diye kafalar düşünmeyi bırakıp sevmeyi denedik. Sarılmak yakar bizi deyip aşkı hep uzaktan sevdik."
-
"Kaybettim ben!"...
Ay bu bölüm öyle hoşuma gitti kiii😍 böyle içim kıpır kıpır oldu yazarken. Umarım sizde öyle güzel hissedersiniz. Yorum yapmayı unutmayıııın😚❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kızım otur sen şuraya." Dedi babam. "Ben yerleştiririm vitrini."
Elimde ki kutuları vitrine koyup babama döndüm. "Baba iyiyim ben."
"Gökçen evde canım sıkılıyor dedin, dükkana gelmene bir şey demedim ama iş yapamazsın. Otur bakayım şuraya." Deyince derin bir nefes aldım.
Kutuların kapaklarını tezgahın üzerine bırakıp, tezgahın arkasından geçtim ve koltuğa oturdum.
Kartalın pasta getirdiği gün, Yağmur bize geldikten sonra kendimi iyice kötü hisetmeye başlamıştım. Hem bir gece öncesinin yorgunluğu, moral bozukluğu hem baş ağrısı falan derken gece babamın zoruyla hastahaneye gitmiştik.
Acilde serum takıldıktan sonra kendime gelmiştim ama yine de geceyi acilde geçirmiştik.
Dün sabah kendimi iyi hissetsemde hastahaneden çıktıktan sonra dükkana gelmemiş eve gelmiştim. Gün boyu evde yatmıştın. Ama kendimi iyi hissettiğim için aşırı derecede canım sıkılmıştı. Yağmurun da işi olduğu için gelememişti. Tan ve babam zaten yoktu.
Dün aşırı derecede canım sıkıldıktan sonra bu sabah babamı zar zor ikna edip dükkana gelmiştim.
Gerçekten iyiydim hiç bir sıkıntım yoktu ama gel gör ki bunu babama anlatamıyordum.
Zaten o gece acilde ki doktorda yorgunluktan olduğunu önemli bir şey olmadığını söylemişti.
Tabii ben o zaman diyememiştim aşık olduğum adam ile kavga ettik neler neler oldu doktor bey diye...
Telefonumu elime alıp geriye yaslandım. Can sıkıntısından indirdiğim ama sonradan bağımlısı olduğum oyunu açıp oynamaya başladım.
Gelen müşteriler ile babam ilgilendiği için neredeyse iki saat öyle boş boş oturmuştum.
Babam alyans almak için gelen çift ile ilgilenirken içeriye yaşlı bir teyze girdi.
Hemen ayağa kalktım. Babamın işi varken ben ilgilenebilirdim.
"Hoşgeldiniz." Dedim.
"Hoşbulduk yavrum." Dedi teyze nefes nefese.
"Gel otur istersen biraz." Dedim ve az önce kalktığım koltuğu gösterdim.
Yanımdan geçip koltuğa oturduktan sonra elinde ki bastonu duvara dayadı.
"Su falan ister misin?"
"Yok teşekkür ederim." Dedikten sonra yerinde doğruldu. Biraz dinlenmiş olacak ki bana döndü ve konuştu. "Ben altın küpe alacaktım."
