1.Bölüm

197 4 9
                                    

Hikaye'ye başlamadan önce küçük bir şeyler söylemek istedim. Siyah tüy'ün bu ikinci ve basılacak versiyonu. Hayali hep yazar olmak isteyen biri için çok büyük bir adım bu. Umarım seversiniz ve severek okursunuz. İyi okumalarr ❤️❤️❤️
🪶

Bilinmeyen' den Not!

Ayna'ya baktım. Her zamanki gibiydim. Okulun ilk günü olmasına rağmen fazla özenmemiştim. Simge ile buluşup okulun önüne gelince durup birbirimize baktık. Sanki ilk defa görüyormuş gibi büyük bir hayranlıkla bakıyorduk okula. Derin bir nefes aldım. Bugün hayat defterimin yeni sayfasına geçiyordum. Her şeye yeniden başlama kararı almıştım. Güvenliğe kartlarımızı gösterip içeri girdik. Mest olmuş bir şekilde içeri bakarken, gözüm koşuşturan insanlara takıldı, tam o anda uzun boylu esmer bir çocuk çarptı koluma, yüzünü görmedim ama uzaklaşırken pardon dediğini işittim. Simge ile ayrılıp derse girdiğimde normalde olduğundan daha fazla gerilmiştim. Dersin sonlarına yakın izlenme hissî gitgide fazlalaşıyordu. Belki de beynimin bana uydurduğu bir oyundu. Ders bitiminde Simge ile buluşup bir şeyler içmeye gittik. Ben İz, İz Yıldız Türkiye'nin ünlü ve saygın ailelerinden birinin tek çocukları. Bu yüzden annemler benim aile şirketinde çalışmam gerektiğini düşünüyordu, ama ben Türk dili ve edebiyat okuyorum. Ailemle aram hiçbir zaman iyi olmamıştı bu yüzden artık ettiğimiz kavgaları pek umursamıyordum. Hayalî hep ailesi ile arkadaş olmak isteyen biri için acı bir durum. Hep katı kuralla büyüdüm, ama artık kuralları yıkma zamanı gelmişti. Simge ile bebeklikten beri beraberdik. Tek güvenebileceğim arkadaşım o. Simge ile 1 ya da 2 saat sonunda ayrıldık. Ben eve gitmektense kütüphaneye gitmeyi tercih etmiştim. Boş zamanlarımda ya kütüphanede ya da at çiftliğinde olurdum. Kütüphanedeki her zamanki yerimi aldım. 3 saat ardından eşyalarımı toparlarken gözüme rafta duran bir not kâğıdına takıldı. Çantamı aldıktan sonra oraya doğru yürümeye başladım. Rafın yanına geldiğimde kâğıdı elime aldım. Üstünde "klişelerden bıkmadın mı hâlâ? " yazıyordu muhtemelen kast ettiği yanında duran Gurur ve Önyargı kitabıydı. Cebimden kalemimi çıkardım ve hemen altına "hayır ayrıca Gurur ve Önyargı'dan bahsediyorsan asla sıkılmadan tekrar tekrar okuyabileceğim nadir kitaplardandır" yazdım ve notu aldığım yere koydum. Bu notu yazan kişi gelip birinin cevap verip vermediğine bakacaktı. Oradan çıktığımda şehrin her zamanki kargaşasını görmüştüm. Eve yürümek istedim çünkü herkes' ten uzaklaşmak ve sadece müziğin ritmine kendimi kaptırmak benim için en iyi fikirdi. Eve geldiğimde direkt odama çıktım. Eşyalarımı sandalyenin üstüne bırakıp duşa girdim. Çıktığımda saat akşam 9'u bulmuştu. Pijamalarımı giyip yatağa uzandığımda yanımda duran kitapla uzun bir süre bakıştıktan sonra o galip geldiği için kaldığım yerden okumaya devam ettim. Aslında kitabı okumak yerine uyumam gerekiyordu. Sabah üstümü değiştirip aşağıya indiğimde beni neyin beklediğini az çok tahmin edebiliyordum. Kahvaltı masasına oturmadan annem söze girdi "Akşam kaçta geldin eve? " sesindeki o tını sabah sabah benim için çok fazlaydı. "Özür dilerim anne, Kütüphanedeydim saatin farkına varmamışım. " Şu an konuyu uzatmamak benim ruh sağlığım için en iyisiydi. Annem bir şey söyleyecekken babam lafa atladı "Okulun ilk günü nasıldı? " Ağzımdakini bitirmeden cevap veridim "İyiydi baba sağ ol sorduğun için ama benim çıkmam gerekiyor yoksa geç kalacağım. " Aslında daha 1 saat vardı ama erken çıkmam benim için en iyisiydi. Eşyalarımı toplayıp hemen çıktım. Okula geldiğimde neredeyse dersimin başlamasına 20 dakika vardı. Kafeterya' ya gitmeye karar verdim. Tam gelmişken birinin bana seslendiğini iştim arkamı döndüğümde Özlem hoca bana doğru geliyordu. Biraz muhabbet ettikten sonra okul sonrası beni ofisine çağırdığını söyledi. Bu arada Simge'de gelmişti. Özlem hoca yanımdan ayrılırken Simge ile selamlaştıktan sonra sınıfa doğru yürümeye başladık. Dersin başlamasına 2 dakika kaldığını görünce koşmaya başladık. Muhtemelen bugün de şanslı günümde değildim çünkü çarptığım kişi Pars Visalı' lıydı. Geçen yıl küçük bir tartışma yaşamıştık ama nedense birbirimizden nefret etmemizi sağladı. Ailelerimizde iyi anlaşamazdı zaten. Karaduman ailesi Türkiye'de sevilen ve saygı duyulan bir aileydi. Pars'da benim gibi büyümüştü duyduğum kadarıyla, katı kurallarla. Aslında Pars ile benim birbirinizden nefret etmemiz çok saçmaydı. Üniversitede ilk yılımda konferansa katılmıştım ve Pars'da oradaydı. Uzun boylu, beyaz tenli, esmer, yakışıklı ve fit bir vücudu vardı. Bu yüzden dikkat çeken biriydi. Mimarlık okuyor diye duymuştum peki öyleyse neden "Gurur ve ön yargı" için bir konferansa katılsın' ki? Oradaki fikir ayrılığımız bizi birbirimizden nefret etmemizi sağlamıştı. "Biraz dikkatli olsana" dedi. Sesinin tınısı sert değildi ama yine de uyarıcı bir tonu vardı. "Önüne bakmayan sensin! "Bağırmıyordum ama yine de sinirli olduğum belli edici bir ses tonuyla cevap verdim." Derse yetişmem gerekiyor, yoksa burada kalıp seninle tartışmak eğlenceli olurdu ufaklık. " Ufaklık? Göz kırpıp arkasına döndü ve uzaklaştı. Ders bittiğinde Özlem hocanın ofise gittim. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim. "Gel geç otur şöyle. " Dediğinde sağ eli ile koltuğu gösterdi. Oturduğum sırada kapı çaldı. İçeri tanıdık bir sima girdi. "Evet, ikinizde burada olduğunuza göre konuya başlaya bilirim. " Dedi Özlem hoca o sıra Pars yanıma oturdu. "Biliyorsunuz' ki her yıl yeni dönem için balo veriyoruz ve bu sene bunun için ikinizi görevlendirmek istiyorum, buradaki son seneniz ve burayı çok iyi bildiğinizi biliyorum bu yüzden sizi seçtim." Özlem hoca sözünü tamamladığında Pars'ın 1 saniyeliğine bana baktığını gördüm. Cevap vermeden Özlem hoca söze atıldı "Şimdiden teşekkürler, Selma hocanızla detayları konuşursunuz. Hadi bakalım yarın görüşürüz. "dediğinde ayağa katlım ve kapıya doğru ilerledim Özlem hoca arkamdan "Selma hocanız bugün burada yok yarın gelecek. " Dediğini duydum. Arkamda Pars' da çıktı. Konuşmadan oradan ayrıldık. Okuldan sonra kütüphaneye gittim. Not yerinde değildi ama başka bir not' da yoktu. Hayal kırıklığı denmez ama şaşkındım. Madem cevap vermeyecekti niye not bırakmıştı ki? Eve çantamı bıraktıktan sonra çiftliğe gittim. Oradaki çalışanlara selam verdikten sonra Ese'nin yanına ilerlerken hiç beklemediğim biri ile karşılaştım. Hiç kimsenin benimle bir bağlantısının olduğuna inanmayacağı biri ile. Hiç kimsenin benim o yüzümü göremeyeceği, o tarafım ile.

Siyah TüyWhere stories live. Discover now