|16|

128 9 29
                                    

Luther Couffaine

Bahçede tek başıma oturup bahçede voleybol oynayan insanlara bakıyordum. Ben de oynamak istesem beni aralarına alırlar mı diye düşünüyordum.

"Selam, Luther."

Bana seslenmesiyle sesin geldiği yöne doğru döndüm. Damien'dı.

"Merhaba."

"Merhaba."

Sesim, onunkinin aksine soğuk ve samimiyetsizdi.

"İyi misin? Sesin biraz ruhsuz gibi."

"Sadece yorgunum."

"Neden ki?"

"İçimde bir yorgunluk var sadece, hepsi bu."

Damien ellerini omuzlarıma koydu ve gülümsedi.

"İstersen o yorgunluğu alabilirim. Ağlamak istersen omzum her zaman senin hizmetinde olacak, benimle istediğin kadar içini boşaltabilirsin, benimle yorgunluğunu giderebilirsin."

Damien ile tanıştığım için kendimi şanslı hissediyorum, umarım bu hislerim doğrudur.

"Sağ ol, Damien."

Damien gülümsemesini genişletip bana sımsıkı sarıldı. Ben de onun sarılmasına karşılık verdim.

"Ne demek! Arkadaşlar bugünler içindir."

Daha sonrasında bir şeyler fısıldadı ama dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım. Çok kısıktı.

"Ne dedin?"

Damien bana sarılmayı bıraktı ve bir elini yüzüme koyup gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Acaba diyorum... Bugün birlikte bir şeyler mi yapsak? Hem belki ruhsal yorgunluğunu da alır."

"Sağ ol ama istemiyorum."

"Neden ki? Hadi, kırma beni. Birlikte güzel zaman geçiririz işte."

"Belki başka zamana, bugün gerçekten de gitmek istemiyorum."

"Peki, seni zorlamayacağım."

Damien bana iyice yaklaştı ve beni yanağımdan öptü. Ona gözlerimi kocaman açmış bir şekilde baktım.

"Sen harika bir insansın, Luther. İnsanların seni üzmesine izin verme. Bu kişi yakın arkadaşın veya aşkın olsa bile. Bunu da onlara fazla bağlanmayarak yapabilirsin."

Damien, bana bakarak gülümsedi ve "Bu arada çok tatlı olduğunu biliyor muydun?" diye sordu.

Bunu şu anda neden yapıyor? Flört etmek için mi?

Ya da benden hoşlandığı için mi? Eğer benden hoşlanıyorsa ona karşılık veremem çünkü ona karşı öyle şeyler hissetmiyorum. Üstelik daha kalbimin sahibini hâlâ kalbimden atamadım.

Onu atacağım ve bir daha kalbimi kimseye almayacağım.

"Neyse, ben gitsem iyi olacak."

Ayağa kalktım ve tam gidecekken Damien'ın dediği şeyle durup ona doğru döndüm.

"Yanlış anlaşıldım sanırım, özür dilerim. Ben sadece seni mutlu etmek istemiştim."

"Beni başka bir şekilde de mutlu edebilirsin."

"Hmm... Mesela ne?"

"Beni yalnız bırakarak. Çünkü şu an sadece buna ihtiyacım var."

Bunu dedikten sonra okula girdim. Onu kırmak istemezdim ama şu anda yalnız kalmaya gerçekten de ihtiyacım vardı.

Darling | Boy × BoyWhere stories live. Discover now