𝗜𝗺𝗽𝗲𝗿𝗶𝘂𝘀 || 𝗦𝗶𝗿𝗶𝘂𝘀 𝗕𝗹𝗮𝗰𝗸

𝟖 - 𝗔𝘁𝘁𝗮𝗰𝗸

Take a sad song and make it better
Remember to let her into your heart
-The Beatles, Hey Jude
*

"Black ile işin bitti." dedi Evan kardeşinin yanından yürürken. "Onunla görünme, kan haini ile konuşuyorsun diye dedikodu çıkar."

Amelia gözlerini devirip olduğu yerde durdu ve Evan'a baktı. "Ee, görev ne olacak?"

Evan omuz silkti. "Lord sana görev vermediği sürece şu an bir işin yok."

Amelia içinin titrediğini hissetti. Lord'a çalışmaktan ilk başta o kadar nefret etmediği doğruydu ancak birkaç ay içinde bile olgunlaşıp gerçekleri öğrenmişti.

Suçsuz insanlara karşı nefreti olan ve onları her türlü işkencelerle öldürmeye meraklı birinin köleliğini yapmak aptallıktan öte değildi. Evan da bunu desteklemiyordu, yalnızca ailesinin tepkisinden korktuğu için destekliyor gibi yapıyordu. Amelia'nın ondan tek farksız yanı, ailesine ima yapmakta rahat olmasıydı.

"Hazırda olmasın." dedi Evan tekrar yürümeye başlayarak.

"Benden şüphelenenler var." dedi Amelia iç çekerek. "O olaydan sonra Black resmen beni sorguladı. İnanabiliyor musun?"

Amelia'nın söylediği şeylerle kaşları çatılan Evan kardeşine baktı uzun süre. "Ne demek seni sorguladı? Hangi hakla?"

Amelia dişlerini birbirine bastırarak kafasını iki yana salladı. "Sadece sorgulamakla da kalmadı. Kolumu açıp işaretin olup olmadığını kontrol edecekt-"

Evan'ın ani duraksamasıyla Amelia şaşırıp sözünü tamamlayamadı. "Gryffindor olan Black'ten bahsediyorsun değil mi?"

"Başka kim olacaktı?" dedi cadı anlamaz bakışlarını kardeşinin gözlerinde gezdirerek. Evan'ın gözleri şimdi daha öteye bakıyordu. Amelia merakla Evan'ın bakışlarını takip etti.

"Kulakları çınladı herhalde." diye söylendi Amelia karşılarında gülüşerek gülen ikiliye bakarak. Remus onları fark etmiş olacak ki gülümsemesi soldu ve dirseğiyle Sirius'u dürttü.

Sirius'un sırıtması büyüdü. "Hiç şaşmaz, Aylak." dedi onlara doğru yürümeye devam ederken. "Yanında da diğer Rosier, bingo."

Sirius'un bu haline alışkın olan Remus gülerek kafasını iki yana salladı ve Sirius'un hızlı adımlarına yetişti.

"İki Ölüm Yiyen ulu ortada konuşuyor ha? Fazla cesurca." dedi Sirius. Hala intikamını Amelia'dan alamamıştı. Amelia Sirius'a yaptıklarının saçmalığını kabul etsede keyfinden yapmamıştı ve Sirius'un bu kadar şaka modunda olması sinirlerini bozuyordu.

"Defol Black." dedi Amelia oradan ayrılacağı sırada ancak Evan'ın tartışmaya girdiğini duyuncu duraksayıp onlara baktı. Tekrar yanlarına yaklaştı.

"Bir kan haini mi diyor bunu?" dedi Evan alayla Sirius'un üzerine yürürken. Sirius dik duruşundan taviz vermeyerek sırıtıyordu. "Kardeşinin nerelerde sürttüğünü öğrenmek istiyor musun?" sesini biraz alçaltıp devam etti. Sonuçta koridoran geçen olabilirdi. "Lord ona git ağabeyini öldür dese ikiletmeyecek."

Remus, Sirius'un hassas yanının kardeşi olduğunu biliyordu. İkisinin yüzündede eğlenir ifadeden eser kalmamıştı artık. Evan acımadan devam etti. Kardeşinin sinirlerini bozan, onunda sinirlerini bozmuş sayılırdı.

Amelia'nın aileden yeterince dışlandığı konusunda elinden bir şey gelmesede, ve o da Amelia'nın binası konusunda pek hoşnut olmasada Amelia'ya onun yanında olduğunu her fırsatta göstermek istiyordu.

"Kardeşin her yerde böbürleniyor. Senden üstün olduğunu düşüyor."

Sirius, Evan'a atılacağı sırada Remus engel oldu. Evan sırıtıp Sirius'a yaklaştı ve "Seni, onun yakınında bile görmeyeyim." diye fısıldadıktan sonra orayı terk etti. Sirius'un bakışları Amelia'yı bulduğunda cadı gözlerini kaçırıp yatakhanesine doğru yol aldı.