"Aşık kalbine kazığı saplarım!"

1.3K 92 32
                                    

⛈ÇAĞAN EFE AK⛈

"Tilt oluyorum bu adama! Salak şey!" diyerek bahçenin ortasında volta atıyordum.

"Of oğlum alttan alıver. Takma kafana," diyen yağız'a döndüm ve yerimde durdum. Daha büyük bir sinirle "Oğlum adam resmen beni sinir etmek için dört dönüyor!" dedim.

Yağız çok normal bir şeymiş gibi "Oğlum alt tarafı 'oğlum artık bizimle yaşayacak' dedi. O kadar da abartmaya gerek yok," dedi. Yine volta atmaya başladım ve "Aman eksik kalsın onun oğlu! Sanki kendisi yetmiyorda!" dedim.

Leya evden çıkarak yanımıza geldi. "Çağan boşver. Sen ikisini de görmezden gel. Olmaz mı?"

"Olmuyor işte! Resmen benim üzerime oynuyor pezevenk!"

Leya ettiğim küfürden dolayı uyarıcı bir ses tonuyla "Çağan!" dedi. Ben hala üzerimde ki siniri atamadığım için "ne çağan!" diyerek Leya'ya bağırdım.

Annem evin balkonundan "Yağız, Leya, Çağan hadi gelin misafirimiz geldi," diyerek bize doğru seslendi. Yağız önden gitti. Leyada beni kolumdan tutup sakin olmam için tembihledi. Bende gözlerimi devirdim.

İçeri girdiğimizde yemek masasında arkası dönük bir şekilde oturan biri vardı. Masamız on kişilikti. Can bozuntusu baş köşede oturuyordu. Çocukta Canın çaprazına oturmuştu.

Baba kuzusu seni!

Ama annem yemek yerken sohbet etmeyi çok severdi o yüzden diğer başköşe uzak kaldığı için oraya oturmazdı. Hep benim yanıma otururdu. Bu da benim çok hoşuma giderdi.

Leya yeni gelen çocuğun tam karşısına oturdu. Yağız da yeni gelen çocuğun yanına oturmuştu. Annem leyayla arasına bir sandalye boşluk bırakıp öyle oturmuştu. Sonra da bana bakıp "Oğlum gelsene," dedi.

Oraya doğru ilerledim. Masada bana ayrılan sandalyeye oturdum. Ve çocuğun yüzüne baktım. O da bana bakıyordu.

Şaka mı bu!

Onun da yüzünde benimkine yakın bir şaşkınlık belirdi. Çocuk bugün Naz'ın yanında olan o mal çocuktu.

Bana tıslayarak "Sen!" dediğinde bende kaşlarımı dahada fazla çatıp "senin burada ne işin var lan," dedim.

Annem merakla kaşlarını kaldırarak "Çağancım siz nereden tanışıyorsunuz?" dedi. Ben tam ağzımı açıp cevap verecekken mal çocuk "Aynı sınıftayız selin teyzecim," dedi.

Oyno sonoftoyoz solon toyzocom!

Teyzene sıçayım senin!

Hem sen Çağan mısın salak! (Çağan nefret kusarkene slkdkssş)

Can bozuntusu "Yaa ne güzel işte. İyi anlaşır mıydınız?" dedi. Bende samimiyetsiz bir şekilde sırıtıp "Seninle nasılsa onunla da aynı!" dedim.

Tabii kan kanı çekiyordu!

Mal çocuk gülerek "Demek babamla da anlaşamazsın. O zaman sorun sende," dedi. "Ben sana gösteririm şimdi sorunu!" Tam masadan kalkıp çocuğa dalacakken annem kolumdan tutup oturttu.

Leya'da geri kalmayıp "Çağan siz sonra başbaşa tartışın yemeğin içine etmeyin," dedi.

Yağız sanki ortam hiç gergin değilmiş gibi "Ya şimdi aynı sınıftayız ama ben senin adını bilmiyorum," dedi.

Sanane onun adından beyizsiz!

Mal çocuk "Adım Emre," deyip yağıza gülümsedi.

Çok meraklıydık senin adına!

Leya'da çocuğa gülümseyerek "Ee peki vampir misin?" dedi. Mal çocuk "evet" deyip başını salladı.

Bu ne biçim vampir ya! Vitaminsiz!

Annem "İnsan kanı mı, hayvan kanı mı?" dedi. Emre annem dönüp "insan" dedi ve gülümsedi.

Mimiksiz bir yüzle "kaç yaşındasın," dedim. O da salak gibi sırıtıp "148" dedi.

Can bozuntusu "Galiba aranızda en büyük olanınız Emre" deyip sırıttı.

Nah!

Annem benim annem olduğunu belli ederek "Hayır Çağanla aynı yaşta," dedi.

Kimin annesi be!

Yağız bir baba edasıyla "Bir gün kapıştıralım aslan parçalarını," dedi ve Emre'nin omzuna vurdu. Yağız'a öldürücü bir bakış attım.

Ne saçmalıyordu bu gerizekalı!

Emre malı "Kapışsak ben yenerdim," diyerek sırıttı. Bu dediği bana komik geldiği için güldüm ve "Rüyan baya etkileyeciymiş. Biraz da gerçek dünyaya dön! Sen beni ölsen de yenemezsin!" dedim.

Emre malı "Deneriz bir gün," diyip biraz daha sırıttı ve yemeğini yemeye başladı.

***

Yemekten sonra ben bahçeye çıkmıştım. Salıncakta boş boş sallanıyordum. Bu Emre salağı nereden çıkmıştı. Veya Naz tatlımın bu Emre salağının vampir olduğundan haberi var mıydı?

Tabii ki yoktu:)

Bana doğru gelen Adım sesleri duydum. Ve kokusundan anladığım kadarıyla Emre salağıydı.

Arkamı dönmeyip "Hayırdır hangi rüzgar attı seni buraya?" dedim. Benim sorumu es geçip "Bugün vampir olduğunu anlamıştım. Tuana'yı etkiledin," deyip yanıma oturdu.

Ona dönmeden "Oturabilirsin dediğimi hatırlamıyorum," dedim. Yine söylediğim şeyi takmadan tehditkar bir sesle "Tuana'dan uzak duracaksın," dedi.

Ona döndüm ve dudaklarımı büzüp kaşlarımı kaldırdım. "Yaa hangi masal bu?"

Derin bir nefes alıp "Bak Çağan, ben Tuana'dan hoşlanıyorum. Eğer ona dokunursan karşında beni bulursun," dedi.

Sahte gözyaşlarımı silip dudaklarımı büzdüm ve "Yaa çok acıklı şimdi ağlayacağım," dedim. Emre gözlerini devirdi.

"Üzgünüm, ama ben Tuana'nın kanını emeceğim. Umarım anlatabilmişimdir," dedim ve iki gözümü de kırpıp -bana göre sahte ve şirince bir şekilde- gülümsedim.

"Öyle bir şey olmayacak!"

Dalga geçme modumdan ciddi moduma geçtim. Bu ikizler burcu olmanın bir yeteneğiydi;)

"Olacak ve eğer bana engel olmaya kalkarsan senin o aşık kalbine kazığı saplarım! Anladın mı!?"

"Anlamadım! Şuan daha benim kötü yüzümü görmedin. Ama eğer Tuana'nın kılına zarar gelirse o zaman ecelin olurum!"

Alaycı moduma tekrar geçip sırıttım ve "bekliyorum" dedim.

*
*
*
Bu aralar pek bölüm gelmeye bilir. Çünkü başka projeler üzerinde çalışıyorum. Anlayışınız için teşekkürler.

SİZİ SEVİYORUM💜

VAMPİR DÜNYASIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora