Karşılaşma

141 31 12
                                    

Alarmın çalmasıyla uyandım. Saat 06:00 ve işe gitmem gerek. Alarmı kapattım, yatağımı düzelttim ve banyoya doğru ilerledim. Banyoya girmemle, aynada kendime bakmadan üstümdeki kıyafetleri çıkardım ve hızlıca duş aldım. Duştan çıktıktan sonra bir şey fark ettim. "Kahretsin şimdiyi mi buldun ya?" Evet regl olmuştum fakat sorun şu ki evde ped yoktu.

"Ne yapacağım şimdi ben of!" Havluyla güzelce kurulandım ardından kıyafetlerimi giydim. Odama gittikten sonra cüzdanımdan 100 Lira çıkardım. Kapıya doğru yürüdüm. Terliklerimi giydim ve markete doğru ilerledim.

Ama çok ani bir şokla durdum ne yaşadığıma şaşırdım ve korktum. Yolun ortasında yürüyordum ve bir araba durmasaydı az daha bana çarpıyordu.

Genç, arabadan çıktıktan sonra yanıma geldi. Ve o sırada gencin çok yakışıklı olduğunu fark ettim. Aşırı fazla yakışıklıydı.
"İyi misin?"
Hiçbir cevap veremiyordum çünkü şoktaydım.
"Sakin ol. Gel şu banka otur."
Oturmak istemiyordum çünkü regl olmuştum.
"Yok hiç oturmayayım işe gitmem gerek, geç kalıyorum."
İleriye doğru yürüdüğüm sırada beni durdurdu.
"Karışmak istemem ama, terlikle mi işe gidiyorsun?"
Buna nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum. Markete ped almaya gidiyorum diyemezdim.
"Ben markete gidiyorum sonra eve geçeceğim, hazırlanınca işe gideceğim." Hızlıca cevabımı verdim. Yürümeye başladım ve beni tekrardan durdurdu. Bu durumdan sıkılmıştım çünkü regl olmuştum.
‶İstersen seni markete kadar ben bırakayım, iyi görünmüyorsun."
Artık karşımdaki adama, 'Git başımdan' diye bağırmak istiyordum çünkü sınırlarını zorluyordu.
‟Teşekkür ederim beyefendi, gerek yok, yürüyebilirim."
Cevabımı verdikten sonra tekrardan yürümeye başladım ve adam tekrardan beni durdurursa gerçekten az önce düşündüğüm cümleyi kuracaktım. ‟Hanımefendi bekl..."
demesiyle adama bağırmaya başladım.
‟Ay yeter be sabahtan beri ben mi anlatamıyorum, siz mi anlamıyorsunuz⁈ Rahat bırakın beni, amacınızın ne olduğunu gayet iyi biliyorum."
Sözlerim adeta sokakta yankılandı ve sokaktakiler bize bakıyordu.
‟Hayır kötü niyetli biri değilim." Dedi. ‟Sadece sana bir şey söylemem gerek." Dediği sırada durdum.
‟Dinliyorum."
Cevabımı verdim ve onu dinlemeye başladım.
‟Özel olarak söylesem iyi olacak." O sırada şaşırdım çünkü bana özel olarak söyleyeceği ne olabilirdi ki?
‟Peki şuraya geçebiliriz, orada söyleyin." İleriye doğru yürüdüğümüz sırada müsait bir yerde durduk ve konuşmaya başladı. ‟Şimdi söyleyeceğim şey seni biraz telaşlandırabilir ve utandırabilir, fakat utanma." Merakla onu dinliyordum.
‟Regl olmuşsun ve kan gözüküyor." O an şok oldum. Utandığımda yüzüm kızarırdı, yanardı. Ve o sırada bu durumu yaşamıştım. ‟N-ne⁈" Aşırı fazla şok olmuştum fakat haklıydım. ‟Dur sakin ol ve sakın utanma, bu gayet normal bir şey. Markete gitme nedenini şimdi anlıyorum.
Bu yüzden sana da uyarsa markete gideceğiz ve sana ped alacağız daha sonra ben seni evine bırakacağım olur mu?" Duraksadım. Benim için gerçekten bunu yapar mıydı? ‟P-peki tamam."

Markete geldik ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Arabayla gitmiştik ön koltuğa iki tane peçete sermiştim, o ise bunun sorun olmayacağını, koltuğu yıkatabileceğini söylemişti. Fakat ben buna müsaade etmemiştim. Ona bakıyordum çünkü bu halde arabadan çıkıp markete gidemezdim. O ise ona neden baktığımı anlamıyordu.

‟Bir şey sorabilir miyim?" Diye sordum. ‟Tabii sorabilirsin." Bu soruyu sormak için azıcık gecikmiştim ama yine de sormak istedim. ‟Bunu sormak için geciktim biliyorum, fakat yine de sormak istiyorum. Adın ne?" Cevabını çok fazla merak ediyordum. Güldü ve ben neye güldüğünü anlamadım. ‟Bu soruyu ilk senin sormana şaşırdım...Sanrı." Ne demişti anlayamamıştım. ‟Ne?" Cevap vermesini bekledim ve söyledi. ‟İsmim Sanrı Kandemir." O an donakaldım. Çok güzel bir ismi vardı hem de aşırı güzel. Üstelik ismi tipine de çok yakışıyordu. Güzeldi ruhu, kendisi, ismi. ‟Peki, senin ismin ne?" Benim ismim onun ki kadar güzel olmasa da, ismimi seviyordum. ‟Alya Şimşek." O sırada yüzündeki ifade, şaşkınlıktı. Neye bu kadar şaşırdığını anlamamıştım. ‟Tanıştığıma memnun oldum Alya Şimşek." Ve bende memnun olduğumu söyledim. ‟Tanıştığıma memnun oldum Sanrı Kandemir. Fakat burada böylece bekleyeceksek çok memnun olamayacağız..." Bana anlamamış gibi baktı. ‟Neden ki?" Ne demek istediğimi hâlâ anlamamıştı. ‟Sanrı arabadan inip markete gidebilir misin artık?" Birden bana şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. ‟Ne?! Ben mi alacağım?" Ah ne bir saniye! Benim bu halde gidip alacağımı düşünmüyordu değil mi?
"Evet Sanrı sen gideceksin! Umarım bu halde benim gideceğimi düşünmüyorsundur." Bana hâlâ aynı ifadeyle bakıyordu. "Alya ben bir erkeğim. Bu yüzden ben almayacağım." Ne?!
"Sanrı, bu halde gideceğimi mi düşünüyorsun? Gidemem! Üstümü başımı görmüyor musun?" Sanrı o sırada huzursuzlukla bana bakıyordu. "Görüyorum senin hâlini, ama ben bir erkeğim Alya. Benim ped almam herkese garip ve tuhaf gelir." Bir şekilde Sanrıyı ikna etmem gerekiyordu. Bu halde çıkamazdım.
"Bak Sanrı seni anlıyorum ama benim bu halde çıkmam daha tuhaf olur. Hem ne olacak ki alsan? Kim senin kime ped alıyor oluşuna ne desin ki? Lütfen al yalvarıyorum." İşe yarayacağını düşündüğüm bu konuşma, gerçekten de işe yarayacak gibiydi. "Off! Tamam Alya tamam. Alacağım ama bir şartla." Şartı her neyse kabul etmekten başka şansım yoktu.
"Neymiş o şartın?"
"İşten ne zaman çıkacaksın?"
"16:00'da neden ki?"
"Seninle sen işten çıktıktan sonra buluşacağız." Ne?! Bu tanışmanın hemen biteceğini zannediyordum oysa ki. Fakat ne yazık ki kabul etmekten başka şansım yoktu. "Peki, tamam. Ama artık markete git!" Kafasını salladıktan sonra elimdeki parayı ona uzattım. "Saçmalama Alya tabii ki de o parayı almayacağım.
Geri koyarmısın o parayı!" Dedi. Fakat ben ona doğru uzatmaya devam ettim. Hadi ama! Filmlerdeki gibi 'ben ödeyeceğim parasını. Geri koy cebine!' Demeyecekti değil mi? "Of! Uzatma Sanrı ve al şu parayı."
"Tabii ki de hayır." deyip arabadan hızlıca çıktı.

Ateşin KülleriWhere stories live. Discover now