1. YALANCILAR

200 19 5
                                    

                   1

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                   1. YALANCILAR

Bir varmış bir yokmuş uzak ülkelerin birinde hırsız bir prenses varmış. Ve tek isteği babasının sevgisini çalabilmekmiş.

Sekiz yaşındayken bu masalı kendi kendime anlatırdım. Şimdi on sekiz yaşındayım hâlâ bu masalı kendi kendime anlatıyorum.

Ve hiç gerçekleşmeyecek olduğunu biliyorum. Ama zaten artık eskisi kadar da mühim değil.

Eneviş’in önüme bıraktığı biradan son yudumu alarak oturduğum sert bar taburesinden yerden kalktım. Bu bunak bu tabureleri asla değiştirmeyecekti.

Bira şişesinin altına borcumu bırakmayı unutmamıştım. Çünkü sonra Eneviş’in kafamı ütülemesini hiç çekemeyecektim. O lanet adam susmak neydi bilmiyordu. Üstelik buraya girerken sorun çıkartmasını istemiyordum. Bu baran kirli bir kara kutu gibiydi. İçinde istediğiniz dedikodu vardı. Her an her yerden işe yarar bir şeyler çıkabilirdi. Yeter ki ayakta uyuyor olmayın.

Gözlerim Mia’yı ararken insanlara temas etmemeye çalışarak ilerliyordum. Kim bilir yine hangi kuytuya birini sıkıştırmış söğüşlüyordu.  En azından bira paramızı çıkardığı için mutluydum. Çünkü Eneviş’in kokuşmuş biralarına kendi paramı vermeyi istemiyordum. Ve bu var enayi doluydu. Bir tanesi de biraz önce tam yanından geçerken dans ederek bana sürtünmeye çalışan, arka cebinden cüzdanını aldığım adamdı. Ne yazık içinde 200 dolardan çok yoktu. Parayı hemen alıp cüzdanı rastgele bir yere fırlattım. Bu parayla iş bittikten sonra Mia'ya ziyafet çektirebilirdim.

“ Mia” Diye seslendim ama bu gürültüde beni duyması biraz imkansızdı. İnsanlar kendilerinden geçmiş bir şekilde yüksek sesli müziğe eşlik edip dans ediyordu. Birileri bir köşede kavga ediyor, birileri Eneviş'e yakalanmadan hırsızlık yapıyor,birileri sevişiyor, birileri tuvalette kafayı buluyordu.

Tuvaletlerin olduğu koridora geldiğimde bir daha “ Mia .” Diye seslendim.

Burada yeterince oyalanmıştık. Hatta şu an geç bile kalıyorduk. Daha sonra da cepçilik yapabilirdi.

Fucking bitch!” ( Siktiğimin sürtüğü!) Diyen kalın bir ses duyduğumda dikkat kesilip olduğum yerde bir köşeye çekildim. Buralarda bir kavgayı ayıran kişi olmak istemezdiniz. Ama kulaklarınız keskin olmalıydı ve toplayabileceğiniz kadar dedikoduyu toplamanız gerekirdi. Kim fazladan bilgiye hayır derdi ki?

How many times have I told you it was impossible to steal from me!” (Benden çalmanın imkansız olduğunu sana kaç kez söyledim!)

YALANCI ŞAKAYIK Where stories live. Discover now