Confession Time ¹⁰

274 36 58
                                    

Başlayalım bakalım.

●○●

"Öncelikle şunu bilmelisiniz ki, bunları size söylememiş olmamın tek sorumlusu yine sizsini." Dedim ilk iş olarak. Sonuçta haklıyım değil mi ?

Beni buna zorlayan onlar, bu işlere bulaştığımı öğrenseler saniyesinde burayı terk ederlerdi.

"Lexi bence beni daha fazla sinirlendirmeden anlatmaya başla, ayrıca bunun sorumlusu nasıl biz olabilirz!?" Diye çıkıştı annem. Başta sesi ne kadar sakin çıksa da sonra doğru yükselmişti.

Boğazımı temizledikten sonra ,şu bulunduğumuz duruma kadar her şeyi anlatmaya kendimi hazırladım ama başlamadan önce son kez onlardan bir söz almalıydım.

"Tamam başlıyorum. Ama öncelikle lütfen sözümü kesme ve tepkilerini sonra sakla, ayrıca bu anlattıklarımdan sonra bu kasabayı terketmiyeceğimize dair söz vermeni istiyorum." Dedim, biraz şansımı zorlayarak.

Sonuçta ilk geldiğimiz gün bana liseden mezun olana kadar burada olacağımı söylemişti .

"Şansını zorlama küçük hanım ve başla." Dedi annem kararlı bir sesle.

Ve derin bir nefes alarak şu kısacık zamanda gerçekleşen , şu an yaşadığımız olaya kadar her şeyi anlattım.

Annem ben anlatırken arada müdahale edecek gibi olmuştu ama kendini dizginleyip bitirmemi bekledi.

"- İşte böyle, demin yaşadığımız olayda da Şerifin bir suçu yok. Benim onlarla olacağımı bilmiyorlardı, hatta onlar bile benim orada olacağımı bilmiyordu." Dedim son kısmı söylerken suç işlemiş küçük bir çocuk gibi başımı eğerken.

Kafamı kaldırıp annem ve Dot'a baktığımdaysa, suratlarının bir çok duyguya ev sahipliği yaptığını görmüştüm.

Annem; başı elleri arasında, öne eğilmiş bir vaziyette endişeli, kızgın ve bir o kadar da yenilmiş duruyordu.

Dot'sa; bir elini başına götürmüş ovarken, annemin aksine daha çok endişeli ve usanmış duruyordu. Sanki, zaten beklediği ama gerçekleşmemesini umduğu bir şey gerçekleşmiş gibi bir hali vardı.

"Er ya da geç böyle olacağını biliyorduk Rose. Onu böyle şeylerle dolu bir dünyada, sadece camdan bir kutuya koyarak koruyamazık. Bir gün mutlaka o camı geçip gerçek doğasıyla tanışmalıydı. Bizim ona yaptığımız bir çocuğun önüne kurabiye koyup 'dilediğin kadar bakabilirsin ama sakın yeme' demek gibi bir şey, biz ne kadar hayır dersek o daha çok merak edecekti." Dedi Dot sıkıntıyla.

Dedikleri karşısında şaşırsam da sessizce oturmaya devam ettim, Dot'ın bu kadar açık bir şekilde benim tarafımda olmasını beklemiyordum. Daha çok ,annem valizleri toplarken ona yardım falan etmesini bekliyordum.

"Dot başka ne yapabilirdim ki, bunlar onun için çok tehlikeli görmüyormusun az kalsın ölüyordu!" Dedi annem sinirli bir sesle, ardından Dot veya herhangi biri bir şey söyliyip onu bölmeden konuşmaya devam etti.

"Bunca yıl sadece onun güvenliği için uğraştım, bunu en iyi sen biliyorsun." Dedi annem bu sefer daha umut dolu bir sesle, sanki birilerinin ona sende haklısın demesine ihtiyacı vardı.

♠︎Göründüğünden Daha Fazlası ♠︎[More Than Meets The Eye]Onde histórias criam vida. Descubra agora