-15

1.5K 81 3
                                    

Babam arkasını döndü ve Eray sandığı ama aslında Burak olan şahısa baktı.

Burak'ın saçları her zaman özenle traş edilmiş ve yana yatık bir şekilde düzenliyken Eray'ın ise tam tersi dağınık , özensiz gibi gözüken ama ona yakışan bir tarzı vardı. Burak ve Eray'ı bu şekilde ayırt edebiliyordum.

"Eray sen misin lan?" Dedi babam sertçe. Burak kaşları çatılmış bir vaziyette bize bakıyordu. Neye uğradığını şaşırmıştı çünkü çocuk.

"N'oluyor ya?" Dedi anlamsız bakışları babam ve benim üzerimdeydi. Babam Burak'a doğru bir kaç adım attı ve "Kimliğini göster."dedi. Burak hiçbir şey söylemeden içeriye geçti ve birkaç dakika sonra tekrar yanımıza gelerek kimliğini babama uzattı. Üzerinde garip bir gerginlik vardı. Babam Burak'tan kimliği alıp incelemeye başladı.

"Burak Çetin..."diye mırıldandı babam kaşlarını kaldırarak. Kimliği ters çevirip arkasınıda inceledikten sonra Burak'a "Sahte mi lan bu kimlik?"diye sordu. Hayır baba sadece katilin ikizi demek istedim ama kendimi tuttum. "Hayır , ne alaka?"dedi Burak.

"Ne alakaymış göreceğiz , yürü gidiyoruz." Dedi babam ve Burak'ın kolunu tuttu, Burak buna karşı çıkmaya kalkıştığında ise babam "Zorluk çıkartırsan ekip çağırır, aldırırım seni . Adan gibi dur !"dedi. Burak sinirle gözlerini kapattı ve derin bir nefes alarak tekrar açtı gözlerini. Merdivenlerden tam ineceklerken Burak bana ters ters bakıyordu.

Sanki ben söyledim babama. Tamam bende söyledim ama şuan konun benle bir alakası yoktu. Eray'a bu durumu haber vermek için telefonumu almaya tam içeriye geçeceğim sırada babam bana seslendi.

"Nereye Asel?" Tereddütle babama döndüm.

"İ-içeriye?"dedim. Korkum sesime yansımıştı adeta. Babam sinirle gülerek "Kimliğini al ve aşağıya gel."kaşlarımı çatarak "Neden?"dedim.

"Bu sefer seninde kurtuluşun yok Asel, aşağıya gel!"dedi ve Burak ile birlikte aşağıya inmeye başladı. Ağzım açık babamın arkasından bakakalmıştım. Ne demek kurtuluşun yok , sende geleceksin?

"Al getirdim kimliğini."diyen anneme döndüm. Sinirle kimliğimi elinden sertçe çekip aldım. "Mutlu musun ha?"dedim ve Nurcan teyzeye bakarak bağırdım"Mutlu musunuz ha!?" Nurcan teyze tam bir şey diyecekken , onu dinlemek istemediğim için sinirle merdivenlere yöneldim ve aynı hızla inmeye başladım. Telefonumu evde unutmuş olmamı umursamadan binadan çıktım ve babamın arabasına ilerleyerek arka koltuğa oturdum. Burak'ta burada oturuyordu. Tek fark ellerinde kelepçe olmasıydı.

"Ellerimi kelepçelemenizin nedenini sorabilir miyim?"

"Katil şüphelisisin , ki büyük ihtimalle katilsin. O yüzden olabilir mi acaba?" Burak bana bakarak sırıttı ardından tekrar önüme dönerek tekrar konuştu. "Kızın da suç ortağı, o niye serbest ?" Dikiz aynasından babamla göz göze geldik. Ben gözlerimi kaçırarak başımı yere eğdim. Utanmıştım. Yaptığım hatanın farkındaydım. "Yanımda fazladan kelepçe yok." Başımı kaldırarak bunu diyen babama baktım kırgınlıkla. Kırılmaya hakkım var mıydı bilmiyorum ama kırılmıştım. Ne yani fazladan kelepçe olsa beni de mi kelepçeliyecekti? O bir polis ve görevi bu ama bende onun kızıyım sonuçta ve daha ortada bir şey yokken bana bunu yapar mıydı?

En çokta yapsa bile haklı olması canımı yakıyordu. Ben bunu hak etmiştim. Babamın beni uyarmasına rağmen ona karşı çıkmıştım. Babamın sözünü çiğnemiştim. Şimdi de geçip karşısına 'sen bana bunu yapamazsın, ben senin kızınım ve sana çok kırıldım' diyemezdim.

Yaklaşık yarım saat sonra Burak ve ben demir parmaklıkların arkasında bekliyorduk. Neyi beklediğimizi bile bilmeden bekliyorduk.

"Senin yüzünden buradayız."dedi Burak. Aramızda sadece demir parmaklıklar vardı. "Benle ne alakası var be ?"dedim sinirle.

"Sen söylemedin mi lan babana Eray'ı?"

"Düzgün konuş benimle. Ayrıca ben Eray'ı dün gece söyledim , bugün ki olayla bir alakam yok."dedim bende sinirle. "Ayrıca sen beni kaçırmasaydın bunlar olmayacaktı." Burak sinirle güldü. "Aptal mısın kızım? Babana söyleme diye kaçırdım zaten seni."dedi ve ekledi. "Hadi diyelim benim suçumdu , onu geçtim de sen manyak mısın elin katil veledine yazıyorsun? Gerçi o katil velet de manyak olduğu için polis kızıyla konuşmaya devam ediyor. Kısacası tencere yuvarlanmış..." Dedi ve ellerini bir kere sertçe birbirine çarparak "...kapağını bulmuşş."dedi son harfi uzatarak. "Ceremesini de Burak çeksin. Ohh ,mis vallaha ya!"

"Burak aptal aptal konuşma benimle. Madem bu kadar şikayet ediceksin niye demiyorsun ben bir şey yapmadım , ikizim yaptı diye! Ayrıca sende azıcık karakter olsa hemen beni ortaya atmazdın." Burak keyifli bir kahkaha attı.

"Baban seni arabaya kadar getirmiş , ben kelepçe tak dedim diye ortaya mı atmış oldum?"dedi ve daha gür bir kahkaha attı.

"EVET!"diye bağırdım bende sinirle. Bağırmamla az ileride duran polis "SESSİZ OLUN BİRAZ, EVDE DEĞİLSİNİZ NEZARETHANEDESİNİZ!" diye bağırdı. Hani tamam biz bağırdık da sen ne diye bağırıyorsun ki? Kulak namına hiçbir şey kalmadı yani.

"Kusura bakma polis amca , bu sarı çiyan susmak nedir bilmiyor." Gözlerimi yumdum ve dişlerimi sıkarak fısıldadım. "Artık kapat çeneni!" Burak beni kâle bile almamıştı.

"Beni burada daha ne kadar tutacaksınız?"diye bir soru yöneltti Burak polise karşı. Polis bize doğru yaklaşarak ;
"Ne zaman susacaksın lan sen!"diye bağırdığında gülmemek için kendimi öyle bir sıkıyordum ki suratımın kıpkırmızı olduğuna eminim. "Ben avukatımı aramak istiyorum."dedi Burak, polisin aksine sakince.

Polis cebinden telefonunu çıkartarak birisini aradı ve arkasını dönerek konuşmaya başladı. "Abi seninkiler bi türlü susmuyorlar , avukat falan diyorlar ne yapalım?" Dedi ve karşı taraf konuşmasını bitirmiş olacak ki "Tamam abi."diyerek kapattı telefonu. Polis bize hiçbir şey demeden kendi yerine ilerlerken Burak hâlâ bağırıyordu. "Avukatımı arayın lan , daha ne kadar burada duracağım ben?"dedi sinirden çok alay vardı . Utanmasam halinden gayet memnun diyecektim.

Yaklaşık bir beş dakikanın ardından babam geldi ve önce Burak'a sonra bana baktı. Benim olduğum tarafın kilidini açarak çıkmamı bekledi. Ben çıktıktan sonra kilidi tekrar kapatarak ufak koridorun sonundaki çıkış kapısına ilerlemeye başlamıştık babamla birlikte. Burak "Mehmet abi , ben kaldım!"diye bağırdığında göz devirmiştim.

"Sen daha çok burdasın aslanım."dedi babam alayla.

"Sebep?"

"Sahte kimlikten. Bakalım gerçekte kim mişsin BURAK ÇETİN?"dedi babam ve önünde olduğumuz kapıyı açarak  dışarıya çıkmam için bana yol verdi. Kapıdan çıktığım anda geniş bir alanda koşuşturan onlarca polis ve aynı miktarda sivil insanlar vardı. Babam beni karakolun çıkışına yönlendirip cebinden arabanın anahtarını çıkardı ve bana uzattı.

"Kurtuldum sanma Asel, şimdilik serbestsin . Seninle daha işim bitmedi. Şimdi arabaya geç beni bekle , geleceğim hemen."

*********

Görüşmek üzere:)

Suç Mahalli  | Yarı TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora