beş

312 49 26
                                    

ertesi gün, oldukça dinlenmiş ve mutlu bir şekilde uyandı yeonjun. dün sızlayan kemikleri bile artık gevşemişti. gece ansızın tekrar ateşi yükselse de alfanın ona bıraktığı ilaçları içerek ateşini düşürmüştü. o oğlana ne kadar teşekkür etse az olacağını düşünmekten kendini alamadı.

şimdi, yatağında uzanmış hayatını gözden geçiriyordu. çok sevgi dolu bir ailesi olmamıştı, ailesinin tek çocuğuydu ve kendini her zaman yalnız hissetmişti. yıllar geçip de ergenliğe girdiğinde omega olduğunun öğrenilmesiyle ikisi de alfa ebeveynlerinin ona karşı olan tutumları iyice sert bir hâl almış, son yaşanan olayla birlikte de onu evden kovmuşlardı.

aklına gelen anıyla omega gözlerini sıkıca yumdu, tekrar o zamanı düşünmek istemiyordu. hayatının en karanlık zamanlarıydı ve şimdi üzerinden yıllar geçmiş olsa bile yine de tam olarak atlatabilmiş sayılmazdı.

rahatlatıcı bir şeyler düşünmek istedi. açılan parlak gözleri odasını turlarken kapının yanında duran hırkayı fark etti. bu alfanın hırkasıydı.

aslında o alfayla ilgili çoğu şey yanlıştı. öncelikle kai daha lisedeydi, son senesi olması ve reşit olmasına rağmen, ve önünde yaşayacağı çok fazla şey vardı. üç yaş farkı çoğu kişi için çok da önemli olmasa da yeonjun genç yaşta yanlış kararlar vermenin sonuçlarını herkesten daha iyi biliyordu. özellikle de omeganın alfadan büyük olduğu ilişkiler toplum için hâlâ aşılamayan bir tabuydu. gençler umursamasa da yaşlılar bu tarz ilişkileri kınıyor, tüm suçu yine omegalara atıyordu.

sırf omega olduğu için bu tarz etiketlere maruz kalmak, omega olmanın ağırlığı altında ezilmek yeonjun'u yıllar boyunca sömürse de böyle yaşamaya alışmıştı. insanların zihniyetini değiştiremeyeceğini biliyordu ve uğraşmaktan vazgeçmişti. tek dileği kimseye yük olmadan kendi hâlinde yaşayıp gitmekti.

ama o alfadan kopmak da istemiyorum.

gözleri tekrar o hırkayı bulunca aniden vücuduna gelen güçle ayaklandı ve kapıya yürüdü. düzgünce katlanmış gri hırkayı özenle kucakladıktan sonra tekrar yatağına uzandı. saniyeler içinde burnuna bir alfa için fazlasıyla tatlı ve sakinleştirici olan feromon kokusu dolmaya başladığında derin bir nefes aldı. bu saf yasemin kokusu içinde bir yerlere dokunuyor, bedenindeki tüm siniri ve stresi yok ediyordu.

alfanın feromonları kesinlikle baş döndürücüydü. saniyeler geçtikçe sanki daha da artıyordu ve kızgınlığı yaklaşan yeonjun'n zihnine hiç de yardımcı olmuyordu.

alfanın sıcak kollarının ona sıkıca sarıldığını hayal etti. boy farkları vardı, sarılsalar muhtemelen yeonjun kai'ın çenesinin altına gelirdi. yaşça büyük olan kendisi olmasına rağmen alfayla beraberken küçük hissetmekten kendini alamıyordu. alfa onunla ilgileniyordu, omeganın hiçbir zaman tatmadığı şefkatle ona yaklaşıyordu. beyni ve kalbi büyük bir çatışma içindeydi saatlerdir. doğru olanın ne olduğunu bilmiyordu.

sıcak ellerinin beline sarıldığını düşünsene. boynunu öpüp kulağına tatlı sözler fısıldadığını.

alfa feromonları zihnini iyice bulandırırken yutkundu ve hırkayı kendinden uzaklaştırdı. ergenliğinden beri bu tarz düşünceleri olmamıştı ve bu biraz garipti. yıllardır hiçbir alfadan etkilenmiyordu, sıcaklığını bastırıcılarla geçirmeye çalışıyordu ancak hiçbir zaman bu kadar yoğun olmamıştı.

karnından başlayan sıcaklık tüm bedenine yayılırken kesik bir nefes aldı. ardından hızla yatağından kalkarak soluğu banyosunda aldı.

---

vanille, yeonkaiWhere stories live. Discover now