<< 24 >>

2.4K 201 144
                                    

Hepinize merhaba pastalarım keklerim

İyi okumalarr ~

-

Uyandığında yine aynı pozisyonda olduklarını fark ettiğinde sırıttı. Boynuna güzel bir öpücük kondurdu ve sarılmalarını güçlendirdi. Gözlerini kapattı ve tekrar uykuya dalmaya çalıştı.

Mutfaktaki tabak çatal seslerini duymasaydı dalacaktı da. Hızlıca doğruldu. "Minho kalk" onu dürtmeye başladı ve kendi uykusunu da açmaya çalışıyordu. Jisung yatakta doğruluğundan Minho'nun uykusu açılmıştı zaten, şimdiyse tamamen uyanmıştı.

"Ne oldu?" Gözünü ovuşturarak kucağındaki çocuğun beline tutundu. "Mutfaktan sesler geliyor"

"Ne sesi" Hala uyku sersemi olduğu için dediklerinden pek bir şey anladığını düşünmüyordu Jisung. "Dinlesene"

Minho dikkatini sese verdi ve zar zor Jisung'u yatağa bırakıp ayaklandı. Kapıya ilerledi ve elini kapı koluna attığında Jisung arkasından seslendi. "Dur! Açma, ya hırsızsa? Hem üstümde sadece etek var"

"Ben hırsızla dövüşürken sende üstünü değiştirirsin" Jisung alnına vurdu. "Daha önünü bile göremiyorsun. Hem hırsız değil bence.. An" Minho kapıdaki elini sıkılaştırıp kolu indirdi "ANNEM!"

Minho kapıyı kapatıp Jisung'un yanına geldi. "Hani yalnız olucaktık ne yapacağız şimdi"

"Umarım bizi uyurken görmemiştir. Çıplak çıplak üzerinde yatıyordum yanlış anlamıştır.. Tanrım" Jisung tırnaklarını kemirirken Minho'da pantalonunu düzeltiyordu. "Yanlış?"

"Seviştik sanıcak"

"Zaten seviştik ya" Minho şaşkınca ona bakıyordu. Her şeyin rüya olması saçmaydı gerçek olduğunu gayet iyi biliyordu. "Tamam ama öğrenmesin" Minho saçlarını okşadı. "Merak etme öğrenmez. Hem öğrenirse ikimizinde başı yanar"

"Küçük olduğum için üzülebilir" Dudaklarını büzdü, gözleriyle kıyafetlerini arayan Minho ona döndü ve alnına yaklaşıp öpücük kondurdu. "Çok mu küçüksün sen" aegyo yaparak Jisung'u seviyordu.

"Dalga geçme ben daha yeni reşit oluyorum"

"Ne demek yeni reşit oluyorum"

"17 yaşındayım. Buçuklu 17 yani 17,5"

"Ne kadar kaldı 18 olmana?"

"1 ay kadar falan"

"O zaman doğum gününden sonra tekrar sevişiyoruz"

Minho pis pis sırıtırken Jisung'da gülmüştü. Sanırım ilk defa terslemiyordu onu. "Saçmalama doğum günümden sonra sevişemeyiz. Doğum günü kutlaması bu olmalı"

Minho da sesli şekilde kıkırdadığında Jisung elini Minho'nun dudaklarına bastırdı. "Önce şu işi halledelim"

"Emredersiniz" Minho yerdeki kıyafetini üzerine geçirdi ve Jisung'un da hazır olduğunu anladığında kapıyı açtı. Uykulu gibi gözlerini kısıp sese doğru ilerliyordu.

Tahmin ettikleri gibi annesi vardı ve kahvaltı hazırlıyordu. Minho'nun burda olduğundan haberi var mıydı? Bunu şimdi öğrenecekti.

"Günaydın" Minho kadının tepkisini ölçüyordu. "Günaydınn! Uyandınız sonunda"

"Şey siz.. Beni" Kadın yaptığı işe devam ederken yanıtladı. "Eve geldiğimde Jisung'ın ledleri yanıyordu. Bende bu saatte oyun oynadığı için ona kızacaktım ki çoktan uyumuşsunuz"

"Ha.. Biliyordunuz yani"

"Evet biliyordum o yüzden 3 kişilik kahvaltı hazırlıyorum"

"Teşekkür ederim efendim" Jisung ardından içeriye girdiğinde sorgulamadan masaya oturdu. "Rica ederim oğlum" Giydiği gri eşofmanı yapılı bacaklarını kapatıyordu ama tişörtü kaslarını açığa çıkartmıştı. Nasıl bu kadar zayıf ve bir o kadarda kaslı olabilirdi aklı almıyordu.

Minsung - Video Game LoverWhere stories live. Discover now