twenty-seven

352 37 12
                                    

sunghoon:

yoon
(iletildi-11.23)

jake
(iletildi-11.48)

sevgilim
(iletildi-12.34)

ya dün o kadar içki vardı içip hala uyanmadınız değil mi

o kadar şey planlamıştım ilk buluşmamız için
(iletildi-12.56)

sevgiliiim

ne zaman uyanacaksın
(görüldü-13.17)

oh sonunda

bebeğim nasılsın

çay getireyim mi seni yatıştırması için

jake:

sunghoon

sunghoon:

efendim sevgilim

jake:

aşağıya gelsene

sunghoon:

arkadaşların?

jake:

jungwon'u jay aldı

sunoo ile riki de çıktı

başım da ağrıyor gel sana sarılarak uyuyayım
(görüldü-13.25)

sunghoooon geliyor musun?

he tamam kapı çalıyo

••••

kapıyı açtığım gibi sunghoon'un halini görmem ile öksürmeye başlamıştım.

ya ben daha yeni kalkmıştım saçlarım dağınıktı ve dünden kalmaydım.

ama karşımda resmen heykel gibi dikelmişti.

"istersen ayrılabiliriz şu an"

dediğimle kaşlarını çatıp bana baktığı sıra "şu haline bak birde benim halime bak. insan daha az özenir kendine ya" mızıldandığımda sunghoon gülerek içeriye girmişti.

"ayrılmak istemiyor musun hala?" "sen istiyor musun?" kafamı olumsuz anlamda salladığımda elindekilerle mutfağa gitmişti. büyük termos ve birkaç paket vardı.

"sana çorba yaptım iyice ayılman için. bu çay da ayıltıyormuş teyzem söyledi"

"bir tek teyzene rezil olmamıştım. bugünlük rezillik kotamı doldurdum"

sunghoon bulduğu kaseye çorbayı koymuşken suyu kaynaması için su ısıtıcısına koymuştu.

"bir teyzeme rezil olmadın iki sabah uyandığında çok güzelsin" "dünden kalma halimle mi?" merakla baktığımda beni onaylamış ellerini belime yerleştirmişti.

"her sabah seninle uyanma isteğim var artık. özellikle şiş dudakların için" tabii cümlesinin bitmesiyle ben daha tepki veremeden dudaklarıma yapışmıştı.

"seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?" ayrıldığımız gibi söylediğim şey ile kafasını sallayarak baktığında bu sefer ben yüzünde oluşan gülüşünden öpmüştüm.

"tamam hadi artık uyuyalım" elini elime kenetleyip odama çekiştirirken boştaki elimi tutup beni kendine döndürdü.

"seninle yatmak isterdim ama bugün seni çok güzel olan birkaç yere götüreceğim. boşuna hazırlanmadım sonuçta."

zıplayarak onayladığımda "ama önce ayılman gerek. aslında kahvaltıyı da dışarıda yapacaktık ama bunu hazırlarken ben de annemin zoruyla bir şeyler yedim. sen de ye çıkalım."

onu onayladığım sıra masaya oturmuş bir süre beklediği için artık ılık olan lapayı yemiştim.

aklıma gelen ile odama koşturduğum sıra sunghoon da bana bakmıştı.

"ben hazır değilim. duş almam lazım hem. sunghoon bu buluşmanın olacağı sıra mı yapılır?"

ꜱᴜꜰꜰᴇʀ-ᴊᴀᴋᴇʜᴏᴏɴ ✓Where stories live. Discover now