İ.

637 60 4
                                    

Kimse konuşmuyordu, hiç kimse. Taehyung'un üstümden ayrımadığı gözlerine kısa bir bakış attım ve Sora'nın gözlerinin içine bakarak votkaya uzandım ve içtim. Bizim dışımızdaki herkes onları sevgili sanıyor olmalıydı ve şimdi onu öpseydim onun altı ay önceki eylemini bire bir gerçekleştirmiş olacaktım. Ödeşecektik. Komikmiş.

"Düşündüğümden daha aptalmışsın." dedim bardağı masaya bırakıp şişeye uzanırken. Şişenin dengesini bozmadan tekrar çevirdim ve yine aramızda durdu ama bu sefer ucu bana dönüktü. Gülümsedim.

"Doğruluk."

"Ne oldu, kucak dansı teklif ederken korkuyor gibi değildin?" dedim arkama yaslanırken. Sessizlik. Doğruluğu seçmesine rağmen gözlerindeki korkuyu görebiliyordum. Ağlayacaksan oynamayalım, Lee Sora.

"457." dedim doğrudan gözlerinin içine bakarak. Gözbebekleri korku ve şaşkınlıkla büyüdü. "O ne?" dedi masadaki bir kız. Başımı salladım onu onaylarcasına. "Bize açıkla hadi, ne anlama geliyor?" dedim gözlerimi ondan ayırmadan.

Dudakları birkaç kere aralanmış ardından tekrar kapanmıştı, elleri titriyordu.

"Senin için zor bir soru olmalı, sevgilin senin yerine içemeyecek mi?" dedim, ellerimi masaya koyarak hafifçe öne eğildim. Taehyung, buradaki sevgilinin kendisi olduğunu anladığında kaşlarını çattı ama sessizce bekledi.

Titreyen elleriyle soruya cevap vermemek gibi bir seçeneği olduğunu hatırlayarak bardağa uzandı ama elimin tersiyle bardağı devirdim. Eli havada asılı kaldı ve şok içinde yüzüme baktı. Omuz silkip tekrar arkama yaslandım.

"Alkol kalmadığına göre bir cevap vermen gerekiyor sanırım." dedim beklenti içinde yüzüne baktım bende. "Lisa sana yardım etsin ister misin?" dedim yapmacık bir endişeyle. Lisa kıkırdadı.

"Fizik dersinin iyi olduğunu duydum, Sora." diyen Lisa'ya baktı çaresizce ardından bana döndü. "Sana çok yardımım dokunur sanırım."

"Yapma!" Birden ayağa fırlamış ve duvarlarda yankılanan çığlığıyla önümde durmuştu. "Kes şunu!" diye bağırdı bir kez daha.

Ayağa kalkıp karşısına dikildim. Ayağımdaki topuklularla ondan biraz uzun duruyordum ve bu bile beni tatmin ediyordu ama asla yeterli değildi. Madem ders istiyordu ve bunu bana, arkadaşlarıma zarar vererek iletiyordu o zaman dersini seve seve verirdim. Aramızdaki iki adımlık mesafeyi bire çevirerek bir adım attım ona doğru.

"Yardım etmeye çalışıyordum." dedim alaylı gülümsememi takınarak. Bu onu daha çok sinirlendirmiş olacak ki elini bana vurmak için kaldırdı. Bu hareketiyle Taehyung'un hızla ayağa kalktığını gördüm ama onun bileğini kavrayan parmaklar bana aitti. Başımı onaylamazca sallayıp bileğini sıkıca tutarak ona biraz daha yaklaştım. Yüzümde az önceki gülümsemeden eser yoktu.

"Aklını kullan Sora, utancından şehir hatta ülke değiştirmeni sağlayacak bir bilgiye sahip birine bu kadar asi davranmamalısın." dedim buz gibi sesimle ona doğru. Etraftan uğultular gelmeye başladığında kulağına doğru fısıldadım.

"Konuşmayı pek sevmem ama az sonra konuşursam susamayacağım sanırım. Şimdi dediklerimi harfi harfine yapacaksın yoksa yarın insanların konuştuğu sadece fizik hocasıyla yattığın olmaz."

"Başka bir şey bildiğin yok, blöf yapıyorsun." dedi yumruklarını sıkarak.

"İlk hangisi hakkında konuşalım, o zaman." dedim bileğini bırakıp bizi izleyen kalabalığa dönerek. Birkaçı telefonlarını çıkarmış videoya alıyordu. Rahatsız olsam da belli etmedim ki bu şu an için iyi bir şeydi.

23.02 • taennieWhere stories live. Discover now