KRİZANTEM

23.6K 589 315
                                    

Herkese iyi günler. Bu hikayeyi yayınladığım an benim ruhumla, eksik bir parçamla tanışacaksınız ve o eksikliğin kapanmasında büyük bir rol oynamış olacaksınız. Çok teşekkür ederim, beni sosyal medyada asla yalnız bırakmadığınız ve inandığınız için ve bu benim için çok değerli. İlk başta inanamadım ama siz bana inandınız. Bu kitap sizin için. Sizi seviyorum.

Başladığınız tarih ve saati yorumlara bırakırsanız sevinirim. Bölümleri yıldızlayıp bol bol yorum yaparsanız çok sevinirim. Artık başlayabiliriz, iyi okumalar!

Tiktok: badwllr
Instagram: bade_keman

***

Dört hafta önce...

Ağrıyan kalbin merhemi olur mu? Genç kadının yarası çoktu ancak ilacı yoktu. Öyle bir bataklığa düşmüştü ki kurtuluş yolunu bulamaz hale gelmişti. Elini dudaklarının üzerine bastırdı ve ağlamamak için çok çaba sarf etti. "Hayır Lavinya. Şimdi olmaz, şimdi ağlayamazsın. Bunu yapma, yaparsan her şey başlamadan son bulacak." Kendi kendini sakinleştirmeye çalışırken elleri titriyordu. Makyajını temizleyip yüzüne sahte gülümsemesini yerleştirdi.

O hep gülmeliydi, ağladığı zaman insanlar onu bu kadar sever miydi? Tuvaletten çıkıp salondaki koltuğa yeniden kuruldu ve eline kitabını alıp yüzünü gizledi. Kocası, asistanıyla birlikte bir toplantıya çalışıyordu. Adam farkında bile değildi asistanına nasıl baktığının. O belki anlamamıştı ancak Lavinya küçük detayların kadınıydı.

Kadın kalkıp kendine su doldurmak için dolabı açtığında daha da kesinleşmişti şüpheleri. Kimse bardakların yerini ona söylememişti ve o yerini biliyordu. Resmen kendi evindeymiş gibi takındığı rahat tavırlar midesini bulandırmaya yetmişti.

Saatler sonra sözde toplantı hazırlığı bittikten sonra asistanı evden ayrılmış, kocası Koray ise salonu toplamıştı. Kitabini çoktan bırakmış olan genç kadına yöneldi bakışları. "Bu akşam yemeğe gitmek ister misin?"

Lavinya yüzüne sahte bir gülümseme daha yerleştirdi. "Olur," dedi sakinlikle. O an bir şeyi fark etti. Nefretin yönettiği bir katliamdan kimse sağ çıkamazdı.

***

İki hafta önce...

Antalya'ya, Koray'ın aldığı yeni bir proje için kutlamaya gidilmişti. Lavinya üzerindeki parlak lacivert elbiseyle kendini çok güzel hissetmişti. Koray ona her gün bir sürü iltifat etse de artık onun ağzından çıkan her kelime bir yalandan ibaretmiş gibi geliyordu. Körelen duygularının yüzüne yansımaması için verdiği uğraşları bir bilseydi...

Havanın onu ne kadar bunalttığını fark ettiğinde dışarı çıkmanın ona iyi gelebileceğini düşündü. Ufak çantasını eline aldı ve adımlarını gösterişli kapıya doğru yöneltti. Hafif esinti, içinde biriken öfkenin alevlerini daha da harlamıştı. Neden ben, diye düşünmeden edemiyordu. Sevmek dışında hiçbir şey yapmamışken kocasının gözünün içine baka baka onu aldatması... Dayanılacak gibi değildi. Kendi haline acır hale gelmişti. Neden sustuğunu bile bilmiyordu, eski Lavinya dünyayı başlarına yıkardı ancak o fazlasıyla değişmişti.

Yaşadığı acılar onu mutlak değişime mecbur bırakmıştı. İçinde garip bir his belirdiğinde etrafına bakma ihtiyacı hissetti. Kutlamanın yapıldığı pahalı mekân bir otelin zemin katıydı ve etrafı ormanla çevriliydi. Ormana doğru ilerlediğinde dal kırılmasına benzer bir ses duydu ancak en ufak bir ses çıkarmadı, bunu yapmaması gerektiğini düşündü. Sol tarafına baktığında elini dudaklarının üzerine kapatıp öfkesini ve gözyaşlarını bastırmayı denedi. Koray ve Cemre alınlarını birbirlerine yaslamış, el ele tutuşuyordu. Koray, kadının alnına ufak bir öpücük bırakıp bir şeyler söylemişti ancak Lavinya duyamamıştı. Duymasına da gerek kalmamıştı, gördükleri zaten yeterince onu yerle bir etmişti.

KRİZANTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin