1.0

421 22 113
                                    

İki aşık genç, Paris'in sokaklarında el ele yürüyorlardı. Turnuvadan sonra farklı ülkelere gidecekleri gerçeğini kabullenmiş olsalar bile düşünmemeye çalışıyorlardı.

"Doğru mu anladım? Sadece futbol topunu almak için vahşi bir atın yanına gittin?"

"Öyle oldu." Misaki gülmeye başladı. O zaman korkmuştu ama umrunda mıydı?

"Baban kızdı mı peki?"

"Korktuğunu ve onu öyle endişelendirmemi söyledi. Ben de özür diledim."

"Sonra da futbol oynadınız?"

"Evet."

Lila şaşkınlığını belli eden bir ifadeyle Misaki'ye baktı. Sakinliğini babasından almış olmalı.

"Harika bir babaya sahipsin. Senin için endişelenen ve sana değer veren."

"İyi misin?" Misaki yüzü düşen kıza baktı endişelenerek. Lila'nın duygu değişimlerini görüyordu. Neşeliyken iki saniyede ağlayacakmış gibi hâl alıyordu yüz ifadesi. Sadece duygu değişimi de değil. Lila sağ bileğine dokunulmasından nefret ediyordu. Üzgünken saklamaz belli ederdi. Aynı şu an olduğu gibi. Ve de her zaman merak ettiği ama soramadığı birşey vardı. Sağ bileğinden asla çıkarmadağı mavi renkli bandana.

"Parka gidelim mi?" Genç oğlan sordu. "Gidelim." Yakın olan parka geldi ikili.

"Şu salıncağa binsem sorun olur mu sence?"

"Sanmıyorum. İçindeki çocuğu ortaya çıkar." Misaki sevgilisinin tekrar gülümsemesiyle mutlu oldu.

"Sana çocukken yaşadıklarımı anlattığımda rahatlamıştım." Misaki gelip kızın yanındaki diğer salıncağa oturdu. "Sen de anlatmak ister misin? Her zaman yanında olurum ve her zaman yardımcı olurum sana sevgilim."

"And I will always love you
I will always love you~" Sara, bizi takip mi ediyorsun sen?

"Ablacım, neden bizi takip ediyorsun?"

"Takip mi? Sadece geçiyordum ve sizi gördüm. Hepsi bu." Dedi Sara yüzündeki sırıtışla ikiliye bakarak. "Artık kesin sevgilisiniz. Tebrikler!" Planladın değil mi?

○ ○ ○

Ertesi gün genç takım Arjantin takımıyla olacak maç için antreman yapmaya gelmişlerdi. Tabii bir misafirleri de olacaktı.

"Bir kardeşin var ve sen bunu bizden sakladın!"

"Tam olarak öyle değil. Nankatsu'dan olanlar biliyordu sadece." Genzo dedi.

"Ne zaman geliyor peki?" Diye sordu Lila.

"Varmak üzeredir. Konuştuğumuzda Paris'te olduğunu söyledi."

"Evet, evet, evet!" Lila kendince sevinmeye başladı. Genzo'nun anlattığına bakılırsa kızla iyi anlaşabilirdi.

"Genzo!" Sese doğru döndüler ikisi de. Gökyüzünün rengindeki gözleri olan 16 yaşlarında biz kız yüzündeki gülümsemeyle Genzo'ya bakıyordu. Omuzlarında olan kısa kahverengi saçları esen hafif rüzgarla uçuşuyorlardı. Yüzüne dikkatli bakılınca Genzo'nun yüzüne benzediği anlaşılıyordu. Boyu hemen hemen Lila'yla aynıydı.

"Sonunda." Genzo kardeşini doğru gelerek kızı kollarının arasına aldı. Miva da abisinin boynuna doladı ellerini.

"Saçlarını kestirmişsin." Genzo kahverengideki saçlara dokundu.

Mucize~Taro MisakiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin