5. Bölüm

198 65 16
                                    

İyi okumalar<⁠(⁠ ̄⁠︶⁠ ̄⁠)⁠>

Hayat tuhaftı. Ben ömrüm boyunca çözemediğim şeyler için hep 'tuhaf' kelimesini kullanırdım. Hayat, insanlar, erkekler, kızlar, anneler, babalar ve daha niceleri. Hepsi tuhaftı ve dünyamız tuhaf bir döngüde ilerliyordu. Uyuduğumuz zaman ölmüş gibi oluyor ve sonrasında birden uyanıveriyorduk.
Her birimiz bu döngüye uymak için yaratılmıştık. Bedenimiz bunları yadırgamıyordu.

Üzerimdeki baddaniyenin çekildiğini hissettiğimde irkilerek uyandım. Zaten pekte rahat bir uyku çekmemiştim. Gözlerim yarım açık etrafa bakındıktan sonra önümde çökmüş adamı farkettim.

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken tuhafıma giden şeyse bacağımı tutuyor olmasıydı.

Kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım. O uyandığımı farketmeden bacağımı tutmaya devam etti.

Nasıl bir manyaktı bu adam!?

Aceleyle ayağımı çektim. Sapıkmıydı? Ben ayağımı çektiğim için çekik gözleri benimkilerle buluştu. Gözlerinde farklı duygular aradım ama bulamadım.

Neden bacağımı tutmuştu o zaman?
Baddaniyeyle ayağa kaltığımda çok rahatsız durumdaydım. Boğazımı temizlerken o hiç istifini bozmadan bana yerden bakmaya devam etti. Kısık sesle sordum:

"Bacağımla ne yaptığınızı sorabilirmiyim?" Sakince nefes verip oda ayağa kalktı ve karşıma geçti. Aramızda mesafe olmasına rağmen geriledim. Hiçbir şekilde güvenmiyordum bu adama.

"İzin verseydin bacağına pansuman yapacaktım"diye açıkladığında neden bana yardım etmeye çalıştığını anlamadım.

Ben onun yerinde olsaydım tanımadığım birine yardım edermiydim?

"Bunu nereden analayabilirim?"diye sordum bu seferde.

İki çift lafına kanacak değildim ya. Gözlerini devirerek yana kaydı ve arkasındaki pansuman çantasını bana gösterdi.

Ne diyeceğimi bilmez bir şekilde çantaya baktım. Sanırım gerçektende dokunmak için değilde pansuman yapmak için tutmuştu bacağımı.

Bıkkınca gelen sesiyle gözlerimi çantadan alıp ona çevirdim. "Senmi yapmak istersin yoksa ben mi yapayım? Çünkü eğer yapmazsak iltihap kapabilir"dedi.

'Hadi canım sende'diyesim geldide son anda düşünmeden "ben yaparım"dedim.

Yapmasını bilmiyordum ama bir şekilde öğrenebilirdim. Hem o kadarda gerekli değildi. Pansumansızda yaşamıştım yıllar boyu

" Tamam o zaman yap"dedi ve koltuğun diğer tarafına geçti. Aslında gitmesini bekliyordum ama o elleri belinde sanki yapamıyacağımı biliyormuş gibi beni bekliyordu.

Çekingen adımlarla kalktığım koltuğa geri oturdum ve yerdeki çantayı kucağıma aldım. Yavaşça fermuarını açarken gitmesi içinde dualar ediyordum.

Eğer gitmezse çok kötü rezil olacaktım. Dudağımı ısırarak çantanın içine baktım. Şurup şişeleri,pamuk, sargı bezleri, iğneler,yarabantları,haplar...

Bir kere bu şurup şişeleri ne işe yarıyordu? Yada şuradaki iğneler?

Neyse bir şekilde bir şeyler yapacaktım. Hem neden pansuman yapmak zorundayımki? Önceden yaralarımı hep su ve peçeteyle silerdim biraz acıdıktan sonra kabuk bağlayıp geçiyordu.

Ama şuan yapacak bir şey yok çünkü bir kere yaparım dedim.

Derin bir nefes verip pamukla bir tane şurup şişesini elime aldım. Bir şişeye birde pamuğa baktıktan sonra tam kapağını açacakken şişe elimden çekildi.

KELEPÇEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora