hiçbir şey imkansız değil ‹𝟹

153 24 20
                                    

"Emin değilim ama eğer komadayken gördüğüm şeylere rüya dersek, rüyanın içinde rüya görmüş olabilirim çünkü aklıma başka seçenek gelmiyor"

"Anlat bebeğim"

"Günlüğe günlerimi yazıyordum, nasıl hissettiğimi falan, ordaki bazı arkadaşlarımı"

"Hmm"

"İlk başlarda Jisung diye bir arkadaşım vardı..."

"Ne oldu Lix?"

"Hey Hyung bir insan komadayken şizofreni hastası olabilir mi?"

"İnan ki bilmiyorum"

"Orda olan şeyler bunu gösteriyor çünkü, imkansızı yaşadığıma yemin edebilirdim ama yemin edebileceğim kadar bilgi yoktu elimde"

"Jisung bana her zaman yazardı ama yazmamaya başlamıştı, pazar günleri özellikle boş olurdu ama mesaj atmama rağmen yazmıyordu, geri dönüş yapmıyordu"

"Hey Felix... Jisung öldü"

"Ne?"

"Hatırlarsan Jisung da o sahnede vardı ve o ekran sadece senin üstüne düşmedi Lix" hassiktir ne?

"Komadayken çok iyi anlaştığım Jisung'un bana yazmamaya başlamasının sebebi ölümü müydü yani..."

"Sanırım o da komaya girmiş ama senin aksine onu kaybettik"

"Hyung peki ya Changbin" Changbin, Changbin de benimleydi ve bir süre sonra onu da görmez olmuştum. Hayır!

"Changbin'i de... kaybettik bebeğim"

"Oh, olamaz"

"Seni de kaybediyorduk, kalbin durmuştu ama Jeongin yanına gelince nabız almaya başladık"

"HYUNG! Ben orda Jeongin'i de gördüm!"

"Anlat bebeğim"

"Sanırım kalbimin durduğu... gece?"

"Gece olduğunu nerden bildin?"

"Hyung! Çünkü ordayken bir gece küçük çaplı bir kriz gibi bir şey geçirmiştim! Şizofreni belirtileri demek daha doğru olur, her yerde silüetler, kafamdaki o fısıltı gerçek olup olmadığını anlamadığım bir sürü şey... Ve sonra bayılmıştım uyandığımda da yatağımdaydım ama ben odamın önündeki koridorda bayılmıştım"

"Lix ordayken zaman diye bir şey var mıydı?"

"Vardı Hyung ama ben sadece ilk başta, gece, gündüz, öğleden sonrası, sonlara doğru vesaire diye hatırlıyorum"

"Önemli değil, anlatmaya devam et lütfen"

"Peki, bayıldığımda sanki rüyadan uyanmışım gibi Jeongin'i gördüm, ama tabii ben bundan önce yaşadıklarımı hatırlamıyordum, komaya girmeden önceki yaşadığım anıların çarpıtılmış hallerini gördüm sanırım, yani öyle olması gerek çünkü Jeongin de diğer arkadaşlarım gibi benim gördüğüm şeyleri görmüyordu ve gerçekten Jeongin ile kelebek anısı, evde beraber otururken ettiğimiz sohbetleri uyanıkken de yaşadığımı hatırlıyorum"

"Mavi kanatlı kelebek anısı mı Lix?"

"Evet hyung nerden bildin?"

"Bilmiyorum orda nasıl gördüğünü ama o gün ben de yanınızdaydım, yani biraz geç gelmiştim ama sen Jeongin ile oturuyordun ve elindeki kelebeği gösteriyordun"

"Kelebek bana garip sorular sordu Hyung, Jeongin'e söylediğimde, kelebekler konuşamaz, demişti ben de kelebeklerin konuşamadığını sanki yeni öğrenmişim gibi şaşırıp kalmıştım ama şimdi düşününce gerçekten konuşamazlar"

"Başka neler var bebeğim?"

"Bir keresinde Jeongin'in sesini duymuştum...hmm, 'Felix kendini bırakma!' ona seslenmiştim ama beni duymamıştı"

"Jeongin bunu kalbinin durduğu gece söylemişti, söyledikten sonra da kalbin yeniden atmaya başladı zaten"

"Ahh, tanrım"

"Felix sen dinlen ben doktor çağıracağım uyandığını öğrenmeliler"

"Tamam Hyung"

... 

Hastaneden taburcu olalı bir hafta oluyordu. 2 yıl yataktan kalkamadığım için kaslarım oldukça güçsüzleşmişti. Bana spor rutini, sağlıklı beslenme rutini bilmem ne falan yazmışlardı işte. Aksatmadan yapmaya çalışıyordum. Chan Hyung her şeyde yardım etmeye çalışıyordu, aynı Changbin gibi. Jeongin sevgilimdi ve mesajlarıma anında bakmaya çalışıp, her anımda yanımda olmaya çalışıyordu, aynı Jisung gibi. 2 yıldır vardım ama yokmuşum gibi olduğu için her şeyi kaçırmıştım ve buna alışmak zordu. Bazı şeyleri aşabilmek için aynı zamanda da komadayken yaşadıklarımı sindirebilmek için psikolojik tedavi alıyordum. Tamamen aşabilmem mümkün değildi bunları ama en aza indirebilirdim. Şu an ne kadar normal bir hayatım olsa bile Jisung ve Changbin'i kaybetmiştim. Ayrıca Chang Hyung ve Jeongin fazla yardımcı oluyorlardı. Benim kadar onlarda yoruluyordu ama elimden bir şey gelmiyordu. En kısa sürede iyileşecektim ama kariyerime eskisi gibi devam edemeyecek olmak koyuyordu. Dans benim hayatımdı ancak artık edemeyecek olmam üzüyordu. Şirketten de ayrılmıştım zaten. Her yerde benim yaşadığım haberi vardı fakat Han ve Bin'in ölüm haberi. Umarım gittikleri yerde mutludurlar.

"Felix sevgilim, sana harikulade bir yemek yaptım"

"Teşekkür ederim bebeğim"

"Artık kendin yemeğini yiyebilirsin"

"Bir şeyleri yapmaya başlayabildiğim için çok mutluyum, Chan Hyung'a ve sana çok teşekkür ederim yardımlarınız için"

"Lafı bile olmaz Lix lütfen"

Brokoli çorbamdan bir kaşık almıştım. Tadı alışılmadıktı ama yemek zorundaydım.

"Hiç de sevmem brokoli"

"Yiyeceksin Lix"

"Tamam, tamam yiyeceğim"

Güldü ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Çok tatlıydı her geçen gün daha da aşık oluyordum. Nabzımı hızlandırıyordu her şeyiyle.

"Hadi iyileş bir an önce de seni altıma alayım"

"Haha! Ne? Sen mi alacaksın beni altına?"

"Tch! Tabii ki"

"İyileşeyim de gör sen kim kimin altında"

"Göreceğiz Lee Felix"

♥︎♥︎♥︎
Ay bitti lan
boyle oldu umarim begenirsiniz
eger olaylari cok idrak edemediyseniz yazin yorumlara aciklamaya calisirim
gorusuruzz ‹𝟹

tesekkurler her sey icin...♡

Butterfly ✿jeonglix✿Where stories live. Discover now