9.BÖLÜM

341 23 12
                                    

Keyifli okumalar...

Satır aralarında yorum yapmayı unutmayın ☺️

Sibel odadan uzaklaşıp dışarıya çıktığında Ferman'ın da arkasından geldiğini görünce soluğu kapıda oturan Hurşit ve Fahri'nin yanında aldı.

"Sibel, noldu? Neden geldin?"

"Şey, ıı içerde biraz daraldım da çıkıp biraz hava alayım dedim."

"Gel otur." Fahri'nin yanına oturup ara ara arkasına baktığında Ferman'ın kendisine bakıp sonra geri dönüp gittiğini gördü. Gözlerini kapatıp rahatça bir nefes verdi.

"İyi misun?" Hurşitt'e başını sallayarak cevap verdi.

"İlaçlarını mı almıyorsun yoksa sen?" Fahri'ye döndüğünde gözlerindeki merakı görünce soru yağmuruna tutulacağını anlayıp ayaklandı.

"Alıyorum Fahri abicim, sadece biraz daralmıştım ama geçti. İçeri geri dönebilirim. Görüşürüüz." Fahri'nin cevabını beklemeden hızlı adımlarla içeri girdi. Odaya geldiğinde Façalılar gitmek için ayaklanmıştı.

"Bir şeye ihtiyacın olursa beni arayabileceğini biliyorsun Hızır."

"Sağol Haşmet."

"Tanıştığımıza memnun oldum." İlyas elini sıkan kadının bir eline bir de yüzüne baktı. Neden tebessüm ettiğini anlayamıyordu bir türlü.

"Ben de." Diye kestirip atarak elini çekti. Gönülsüzce diğerleriyle de tokalaştı.

Sibel de bu arada Hızır'ın yanına gelip Ömür'e sarıldı. Diğerleriyle tokalaşmak istemiyordu.

"Tanıştığıma çok memnun oldum."

"Ben de öyle Sibelcim, tekrar görüşürüz."

"Görüşürüz." Hızır onların arkasından çıkarken İlyas yerine oturmuş kalan çayına devam ediyordu. Alpaslan kardeşinin yanına oturup ona döndü. Suratında ciddi bir ifade olması Sibel'i geriyordu.

"Şu Ferman, tanışıyor musunuz onunla?" Sibel bir an ne diyeceğini şaşırıp başını hızla olumsuz anlamda salladı.

"Sürekli sana bakıp duruyordu."

"Güzele kim bakmaz ki abicim? Öyle değil mi?" Abisinin şakaya gülmediğini görünce kendisi de gülmeyi bıraktı.

"Güzel olan benim kardeşimse ki öyle, kimse bakamaz. Hele belinde silah olan biri bakmayı aklından bile geçiremez." Alpaslan'ın bu kadar ciddi olmasını beklemiyordu. O yüzden konuyu bile değiştiremiyordu. Sadece her zamanki gibi başını sallayarak onu onayladı.

"Abi, bunu mu konuşacağız gerçekten?"

"Evet. Seninde aklında bulunsun. Belinde silah taşıyan kimse yanına gelemez."

"O zaman sen ve amcalarımla vedalaşma vaktim geldi." İlyas gülmemek için bakışlarını başka bir yöne çevirdi.

"Olabilir." Yaptığı şakayı Alpaslan'ın onaylamasıyla Sibel ve İlyas'ın yüzündeki gülücükler yerini meraklı bir surat ifadesine bıraktı.

"Olabilir, derken?"

"Üniversiteyi yurt dışında okuyabilirsin."

"Ne?" Amcasıyla aynı anda aynı tepkiyi verince Alpaslan birkaç saniyeliğine amcasına bakıp yeniden kardeşine döndü.

"Senin için-"

"Benim için falan değil, kendin için istiyorsun bunu." Zeyno bu durumdayken ve annesini bile yeni kaybetmişken abisinin teklifi ne kadar güzel gibi görünse de kalbini kırmıştı.

AİLEМесто, где живут истории. Откройте их для себя