Bölüm 1 (+18)

20.6K 180 9
                                    

+18 bölümdür. rahatsız olanlar okumasın:)

Uzun beyaz koridorda yürüyerek aradığım odanın önünde durdum. Hem gergin hem heyecanlıydım. Kapıyı tıklattım ve açılmasını bekledim. Kapı kısa bir süreden sonra açıldı ve tanıdık yüz bana gülümsedi. İçeriye geçtiğimde karşısındaki beyaz koltuğa oturdum ve konuşmaya başladım.

"leyla Hanım, ben bu anlaşmayı kabul ettim ve yarın paramı istiyorum." Kafasını salladı, bende konuşmaya devam ettim.

"şimdi bana ne yapmam gerektiğini söyleyin." Sanki sormamı istediği soru buymuşçasına gözleri parladı, oturduğu yerde dikleşti ve pembe rujunun olduğu ağzını araladı.

"görevin Mert Ali'yi otel odadan çıkartmamak" anlamadığımı belli edercesine kaşlarımı çattım.

"yani geceyi onunla geçireceksin, ne yapmak isterse yapacaksın!" ne saçmalıyordu.

Ayağa kalktım.

"ne demek ne isterse yapacaksın, siz benden ne istediğinizin farkında mısınız?" leyla hanım gülümsedi.

" daha önceki konuşmamızda bakire olmadığını, ne istersem yapabileceğini söylemiştin değil mi?" lanet olsun. Başımı salladım.

"bak Ahu, bunu yapmak zorundasın tamam mı? Eğer bunu yapmazsan Can'ı kurtaramayız."

Biliyordum. Bilmez olur muydum? Can benim her şeyimdi, küçük kardeşimdi. Annem öldükten sonra babamla birlikte büyütmüştük onu daha sonra babam da hastalanınca yıllardır ben bakıyordum ona. Şimdiyse 9 yaşındaydı ve çok hastaydı. Tedavisi için para biriktirmeye çalışsam da asla başarılı olamamıştım. Türkiye'de tedavisi yoktu. Fransa'ya gitmemiz gerekiyordu ve ben bilet parasını bile biriktirememiştim. Şimdi ise Mert Ali denilen adamla karşılaşmıştım. Bildiğim kadarıyla çok zengin bir adamdı. Daha önce birbirimizi hiç görmemiştik. Bildiğim kadarıyla Leyla Hanım'ın şirketi ve Mert Ali'nin şirketi rakipti ve beni bunun için kullanacaklardı. Onunla bir gece geçirip onu oyalayacaktım. Mecburdum. Eğer Can tedavi olmazsa doktor pek bir ömrü kalmaz demişti.

Sessizce kafamı salladım. Daha sonra odaya birkaç kişi gelip beni götürdü ve hazırlamaya başladılar. Üzerime bordo mini bir elbise giymiştim, ayağımda gold uzun topuklular vardı. Hafifi bir makyaj yapım saçımı maşalamışlardı. Hazırdım. Masanın üzerindeki altın renkli maskeyi alıp yüzüme yerleştirdim. Güzel olmuştum. Maske taşlarla doluydu. Alnımdan başlayıp burnumda bitiyordu. Odadan çıktığımda iki tane adam beni arabaya götürdü. Saat0 01.20'idi.

Bir bara gelmiştik. Barın içi leş gibi kokuyordu ve insanlar çılgınlar gibi dans ediyordu. Maskeli balo olduğu söylenmişti. Fakat çoğu kişide maske yoktu. Boş masalardan birine geçip beklemeye başladım. Kapıda beni getiren adamla göz göze geldiğimde bir yeri işaret etti. Kafamı çevirdiğimde tüm ihtişamıyla duran o adamı gördüm. Mert Ali'yi... bar masasına yaslanmış etrafını izliyordu. Yanına gitmek için adımlamıştım ki arkamda hissettiğim sertlikle yutkundum. Kafasını boynuma getirdiğinde elleri çoktan belimi sarmıştı.

"selam" dedi içki kokan nefesiyle. Elimle onu itip uzaklaşmasını sağladım. Bu hareketime gülümseyip bana daha çok yaklaştı.

"bırak beni." Dedim. Beni duydu mu bilmiyorum fakat ellerini bir anda üzerimden çekti. Ona döndüğümde bir adamın onu yakasından tutup uzaklaştırdığını gördüm. Adamın koruma olduğu üzerindeki takım elbisesinden belliydi. Daha fazla orada durmamak için arkamı dönüp bar kısmına ilerledim. Yanına vardığımda Mert Ali'nin bakışları bana döndü. Onunla göz göze gelmemek için barmene hafif bir kokteyl istediğimi söyledim. Yanağımda hissettiğim nefesle nefes almayı bıraktım.

ALTIN DUDAK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin