04. SAVAŞ İLANI

55 7 1
                                    

04.BÖLÜM

"Bir gün, bir an, bir yerde bir dönemeç belirir. Dengesini yitirir geceler ve gündüzler..."

(20 ay sonra)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(20 ay sonra)

Gözlerim sıkı sıkıya kapalı. Kulaklarımın içinde küçük su damlalarının uğultusu var sanki.

Ellerim bileklerinden birbirine bağlanmış, gövdemin arkasında.

Suyla savaşıyorum. Bana hükmetmeye çalışıyor. Yine de savaşıyorum. Korkuyorum. Tek başımayım çünkü.

Su, vücuduma girmesin diye nefesimi tutuyorum. Halbuki tutmamam gerek. Nefes almayı öğrenmeliyim ama cesaret edemiyorum. Korkuyorum.

Ciğerlerimdeki havanın yavaş yavaş bedenimi terk ettiğini biliyorum. Sonsuza kadar burada bu şekilde duramam.

Saçımın köklerinden tutarak beni suya bastıran o elle mücadele veriyorum. Yukarı çıkmak istiyorum. İzin vermiyor. Ayaklarımı telaşla yere vuruyorum mesaj vermek için. Sakin olmam lazım ama korkuyorum, yapamıyorum.

Artık nefes alamıyorum. Arkada bağlı duran ellerimle çırpınıyorum. Ayakkabılarımı zemine daha hızlı vuruyorum. Kafamı sudan çıkarmaya çalışıyorum.

Ciğerim adeta yanıyor. Nefes almak için yalvarıyor. Gözlerimi açmaya hala cesaret edemiyorum. Sudan korkuyorum hem de çok korkuyorum ama neden korkuyorum?

Beni suyun içinde tutan el nihayet gevşiyor. Kafamı refleksle yukarı çıkartıyorum.

Saçlarımdan, alnımdan, burnumun ucundan, her yerimden su damlıyor. Gözlerimin içini tuzlu su yakıyor o yüzden tam olarak açamıyorum. Nefesimi ancak kesik kesik alabiliyorum. Midem bulanıyor.

Zihnim hala bulanık. Öksürmekten etrafıma bakamıyorum bile. Bir el vücuduma dokunuyor. Bileklerimdeki ipi kesmeye uğraşıyor.

Kulaklarım tıkalı ama eski cızırdayan lambanın sesini duyuyorum. Yerin altında, loş bir yerdeyiz. Odada; şuan oturduğum eski kahverengi bir sandalye, önümde su dolu kocaman bir varil, kendi çevresini zor aydınlatan gaz lambası, güçlükle nefes almaya çalışan ben ve arkamda ne söylediğini algılayamadığım biri var.

"Kırk saniye Alyssa!" diyor bileğine sanki orada bir saat varmış gibi vurarak. "Daha fazlasını yapmalısın! Yıl sonuna kadar suyun içinde iki dakika durabilmeyi öğrenmen gerek!"

Kafamı sallıyorum anlıyormuş numarası yaparak. Bir daha suyun içine girme düşüncesi bile kalbimi hızlandırmaya yetiyor. Sudan bu nebze korktuğumu bu zamana kadar hiç anlamamıştım. Korkuyorum ama neden korkuyorum?

Arkamdaki adam omzumdan tutarak beni ayağa kaldırıyor. Bacaklarımdaki güç beni terk etmiş gibi. Adım atarken dizlerim titriyor.

Kapının kulpunu zor da olsa açıyorum. Duvardaki küçük mumların aydınlatmaya çalıştığı dar, karanlık bir koridor var önümde. Ayakta durmak zor gelse de, sanki yavaşlarsam beni o odaya geri alacaklarmış gibi bir korku yaşıyorum. Arkama bile bakmadan oradan uzaklaşmaya çalışıyorum.

GÖLGELERİN ARASINDAWhere stories live. Discover now