İ. || BÖLÜM 20 || L.B

14.7K 358 7
                                    

İyi okumalarr:*

||•BU HAFTANIN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ. SEVGİLER.

YAZAR'dan

"Ne yani kadını öylece bıraktın mı? Senin ben aklına tüküreyim." Genç adam duyduğu hakaretle sinirlenirken, saçlarını sinirle arkaya doğru tarayıp sıkkınca nefes çekti içine. Dün geceden beri böyle hissediyordu, her şeyi bu dangalağa anlatmakla hata yapmıştı. Yardımcı olmuyor hakaret ediyordu sadece hakaret ediyordu.

"Lan benle saçma sapan konuşmasana!" En çok güvendiği dostunun yanına gelmişti, Emir'in karısıyla çok kavga ettiği için belki çözümü burda zannetmişti. Yanlış yaptığını o da biliyordu zaten, ona aşağılamalar değil çözüm yolu lazımdı.

"Hak ediyorsun oğlum, insan karısına iki çift güzel laf eder. İşin ucunda senin için ölüm var benden söylemesi." Boş gözlerle Emir'e bakarken, içinde ki sıkıntının nedeni karısını öyle bırakması mıydı yani.

"Ne ölümü lan, iyice abarttın." Bu hıyara gelmekle hata ettiğini biliyordu zaten. Ama anlamıştı bir kere çıkış yolu yoktu. Çaresizliğini ilk başta Emir'e anlamıştı, başkasına anlatmayı düşünmüyordu. Lakin Emir'e zor anlatmıştı, ısrar etti diye. O da içinde ki sıkıntıya çare bulur diye.

"Karın yüzüne bakmazsa hakkı vardır. Gerçi kadınlar hep haklı orası ayrı konu." İçine yine kuşku düşerken, işe gelmekle hata mı etmişti. Kaçıp gitmek istiyordu karısının yanına. Lanet olsun. Şu kafasında dönüp duran sıkıntıyı anlatsa, hislerinin birazını söyleyebilse herşey çözülürdü zaten.

Ama yapamıyordu, kendisini anlatamıyordu. Yine de karısı bundan şikeyetçi gibi değildi, en azından bunun hakkında bir şeyler söylememişti.

"Ee ne yapmalıyım?" Erken kalkmaya alışıktı, ama karısının bünyesi oldukça zayıftı. Onun için onu uyku tutmamış, birde her zaman ki saatinden bir saat önce kalkmıştı. Yani uykusunu alamamış, karısına tam anlamıyla kavuşamamış hislerini belirtmemişti. Oldukça huysuzdu.

"Gönlünü alacaksın lan, başka ne yapabilirsin." Başını belli belirsiz sallarken, hâlâ aklındaydı dün ki anılar. Bugün izin almalıydı, ama alsa bile ne olabilirdi ki. Evde halaları vardı, bir an halasına lanet etmek istemişti. Karısıyla rahat yoktu.

"Nasıl?" Genç adam safça önünde ki adama bakarken, gerçekten nasıl gönül alınacağını bilmiyordu. Herşey de üst üste geliyordu. Bir an önce karısına gitmek istiyordu. Gerçi onu tutan bir şey yoktu, buranın sahibi abisiydi. Yine de gitmeye cesaret edemiyor gibiydi.

Sabah gitmeden önce eczaneye uğramıştı, karısı için. Yine de bunun yetmediğini hissediyordu, buraya gelirken oldukça zorlanmıştı.

"Çiçekle tabi ki."
Genç adam dostunun omzuna eyvallah dercesine vururken, hava kararmıştı bile. Hiç farketmemişti, gerçi düşünceleri arasında kaybolmuştu nasıl farketsindi. Dünün her saniyesi her seferinde aklına üşüşüyordu, o an ki anılar onu bir saniye olsun rahat bırakmıyordu.

Düşündükçe içinde kıpırdanmalar oluştuğunu hissediyor, kendi kendine kızıyordu. Bu kadar heyecanlanmasına ne gerek vardı. Dün hiç bilmediği duyguları paylaşmıştı o kadınla, bağlanmaktan her zaman korkmuştu. Ama kendisini geri çekemiyordu, tabi engel de olamıyordu.

Amansız bir şekilde duygularında boğulurken, hakim olmaya çalışıyordu. Arzularına ket vurmaya çalışıyordu. Ama karısının yanında yapmayacaktı bunu. Şuan biraz dayanması gerekirdi. Zaman akıp gittikçe, kendisini durdurması zorlaşıyordu.

İLTİCA |+18|Onde histórias criam vida. Descubra agora