Bölüm 1- Ebedi Dost

6K 348 51
                                    


''Naci ağabey çıkıyorum ben.''

''Fazla bile kaldın bugün, git evine de zıbar deli çocuk.''

Naci ağabeye başımla kısa bir selam çaktıktan sonra çıktım restorandan. Restoran dediğime bakmayın, efkarlananların demlendiği küçük bir yer işte. Saat gecenin ikisi olmuş, bu gece bayağı çalışmışım be ama hala çevik gibiyim maşallah bana.

Soldan döndüğüm sırada her gece aynı köşede şarap içen amcayı gördüm. Bulaşmamak olmaz tabii, her gece yeniden tanışıyoruz adamla. Herkesi böyle unutuyorsa hafızası gıcır gıcırdır kesin.

''Pişt, amca. Versene şaraptan bir fırt da ben çekeyim.''

''Kendimi veririm, şarabımı vermem, git cami çeşmesinden su iç sen. Velet.''

''Her gece aynı replikler ya, baydın amca artık. Biraz yaratıcı ol, örnek al beni.''

''Seni matematik dersinde örnek diye çözsünler emi, ben ne diye örnek alayım seni? Defol git başımdan sırnaşık. Ben mi sarhoşum sen mi belli değil.''

Amcaya güldükten sonra devam ettim yoluma. Her seferinde aynı cümleler tekrarlanıyor aramızda, baydı artık. Yeni insanlara bulaşmam lazım. İçimden şarkı mırıldanırken yürümeye devam ediyorum bir yandan, bu sefer sola döndüğümde mırıldandığım şarkıyla kaşlarım çatıldı. Al işte ! Sonrada neden Türkiye böyle? Bu ne biçim şarkı sözü, saçmalığından geçtim ben nereden biliyorum bunu? Tabii ki de Faruk K'nın Honki Ponki şarkısından bahsediyorum.

Honki ponki toni tok

Calona bimbo bori rok

Musi musi hubobo kozi zok

Çiki çiki şayne tiki tak tok.

Bir şey anlamadınız değil mi ? Bende ama söylüyorum, neden ? Çünkü ben Hakan'ım. Sokaktan yine sağa döndüğüm sırada başım dönmüştü artık. Ne biçim sokak yapıyor bu belediye ya, dönüp dönüp duruyorum sürekli. Sonra insanlar neden bu kadar dönek. Al, bu yüzden işte. Ben içimden derinsel konular hakkında düşünürken sesler gelmeye başladı kulağıma.

 Bir an hala Naci ağabeyin o ''eşsiz müzikleri'' kulağıma çınlıyor galiba düşünsem de seslerin inleme ve erkek sesine ait olduğunu anladığımda duvara sürünerek yürümeye başladım. Ne? Aksiyon filmlerinde hep böyle yapıyorlar. Ne demişler devir kötü, kolla gö-. Neyse. Sonunda seslerin kaynağı görüş alanıma girdiğinde kaşlarımın çatılmasına engel olamadım.

Ben kaşlarını çatmayı seven bir adam değilim, lütfen yanlış anlamayın ama bir adama dört adam girişince de çatılsın bir zahmet. Kendi yarattığı dünyasında takılan bir tip olabilirim ama bir yerde haksız bir durum görürsem Allah ne verdiyse dalarım arkadaş !

''Koçlar, ayıp değil mi bire dört girişmek?''

Dört adamdan birinin beni terslemesini beklerken yerdeki adamın cevap vermesiyle ona döndüm.

''Sana ne ? Defol git, iki saattir dördü anca hırpalayabildiler zaten.''

''Senin kafana fazla geçirdi bunlar galiba? Neyse sus sen, senin kafa uçmuş. Siz cevap verin bana, adamlığa sığar mı bire dört dalmak ?''

''Dörde iki olmasını çok istiyorsun galiba?''

Vay, demek alttan alttan tehdit ha ? Bana uyar.

''Ben sizi teke sıfır yapacağım birazdan, gel bakayım sen, gel.''

Yusuf Kurşun'un benim için yaptığı tek iyi şey bu sanırım, bana dövüş dersleri aldırması. Üzerime atılan adamdan sağa geçerek kurtulduktan sonra sırtına sağlam bir tane geçirdim, yarına kadar uyursun artık sen.

ECRİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin