1•

376 32 30
                                    

"Erika, köpeği dışarıya çıkarmanı söylemiştim sana!"

"Birazdan çıkaracağım, şuan bir işim var anne!"
Kalemiyle başını kaşıdı ve çizdiği resimde bir kusur aradı.
Çünkü kusur, aramak isteyen herkesin kolayca bulabildiği bir şeydi

"Erika Arlert! Sana köpeği dışarı çıkarmanı söyledim!"
Erika'nın annesi, kapının önünde sinirli bir şekilde duruyordu.

Erika, gözlerini devirerek resim defterini ve kalemini masaya koydu ve ayağa kalktı.

"Başka bir arzunuz?" Diye sordu Erika, annesinin kendisine uzattığı tasmayı eline alarak.

"Çöplerde kapının önünde, çıkmışken atarsın değil mi bebeğim?"

Erika, homurdanarak odasından çıktı.

"Erika, bir şey unutmuyor musun?"

Erika, diliyle dudağını ıslatıp hafifçe gülümseyerek annesini yanağından öptü.
"Hemen geleceğim."

"Sen gelene kadar sofrayı kurmayacağım."

"5 dakikaya evdeyim."
Köpeğine döndü.
"Hadi bakalım Maxie, seni tuvalete götürelim."

Köpek, hızlıca koşarak peşinden Erika'yı da sürüklemeye başlamıştı.
"Oğlum sakin ol!" demesine rağmen köpeği elbette onu dinlememişti.

Dış kapının önüne geldiğinde ise mecburen durmak zorunda kalmıştı, Maxie.
Erika, köpeğine gülerek kapıyı açtı ve kendisi için kapının önüne bırakılmış çöpleri diğer eline alarak, boşta kalan parmaklarıyla da kapıyı kapatıp dışarı çıktı.

Evin önündeki çöp konteynırına çöpü attı ve Maxie'ye döndü.
"Biliyorsun, betona, asfalta tuvalet yapmıyoruz. Olabildiğince yeşillik seçmen tercih sebebimdir."

"Şu, o tuhaf kız değil mi?"

Eren, yeşil gözlerini sevgilisinden çekerek Erika'ya dikti.

"Sanırım senin komşundu."

Eren, gülümsemişti.
"Evet, Erika. Aynı zamanda çocukluk arkadaşım."

"Peki o n'apıyor?"
Kaşlarını hafifçe çatarak, yüzünde Erika'yı tuhaf bulduğunu belli eden bir ifade oluştu.
"Köpekle mi konuşuyor."

"Evet, Bay Maxie ile konuşuyor."
Sevgilisine tekrar döndü.
"Bıraktığın için teşekkür ederim."

Erika, gözlerini Maxie'den çekerek evlerinin önüne gelmiş arabaya dikti.
Kalp atışının hızına engel olamamıştı.
Çocukluğundan beri sevdiği, ancak bunu hiç belli edemediği çocukluk arkadaşı Eren'i görmüştü.
Elbette kız arkadaşına veda öpücüğü verirken izlemek onu berbat hissettiriyordu.

Gözlerini onlardan çekip, yüzünde oluşan hüzünlü ifadeye engel olamadı.
"Hadi Bay Maxie, gidelim."
Köpeğini çekerek, yönlerini değiştirmeye çalıştı.

Maxie, onun yüzüne bakıp tekrar önüne döndü ve dilini dışarı sarkıtarak yürümeye başladı.
Erika'da onunla birlikte arkasından yürüyordu ve mizacına oldukça ters bir şekilde somurtuyordu sadece.

"Erika!"

Birden olduğu yerde durmuştu.
Başını geriye çevirdiğinde, Eren'in koşar adımlarla yanına geldiğini görmüştü.

Tekrar hızlanan kalbine bir lanet savurdu.
İstediği gibi çalışmıyordu bu lanet kalbi.

"Uhm, merhaba Eren."
Saçını kulağının arkasına itmişti.
"Seni fark etmemişim."

"Biliyorum, o yüzden geldim."
Yere eğilip Maxie'yi sevmeye başladı.
"Naber Bay Maxie? Bugün oldukça iyi gözüküyorsunuz."

Köpek, havlamış ve Eren'e kendini sevdirmeye çalışmıştı. Paçasıyla oynuyor, dizlerine patilerini koyuyordu.

Eren, onu severken Erika'da ikisini izliyordu ve yüzünde bir tebessüm vardı.

"Uslu çocuk! Evet oğlum, en iyisi sensin."

"Seni seviyor." Dedi Erika, gülümseyerek.
Eren, başını kaldırıp yerden Erika'ya baktığında ise istemeden kızarmıştı.
"Yani Maxie, evet Bay Maxie'den bahsediyordum. Seni seviyor."

Eren, gülümsedi.
"Ben de onu seviyorum, bu işler karşılıklı galiba."
Tekrar Maxie'ye döndü.

"Çokta karşılıklı olduğunu söyleyemeyeceğim ne yazık ki..."

Eren, ayağa kalktı ve tekrar Erika'dan daha uzun oldu.
"Armin nerede? Onu okulda göremedim."

"Bugün hasta olduğu için annem onu okula göndermedi." Diye yanıtladı Erika.

"Oh. Sanırım dün ki maçta biraz fazla terledik."

"Evet, hava da esiyordu."
Dudağını gerginlikle ısırmıştı.
"Belki onu görmeye gelmek istersin?"

"Evet, güzel olur." Dedi Eren, şefkatli bir ses tonuyla." Önce markete uğramalıyım, istediği birkaç atıştırmalık olacaktır onlardan alayım."

"T-tabii...sen bilirsin."

"Sen de o sırada Bay Maxie'nin tuvaletini yaptırmış olursun sanırım, film izleriz."

"Film mi?" Diye sordu gözleri ışıl ışıldı heyecandan Erika'nın.

"Evet, sen, ben ve Armin. Hep olduğu gibi?"

"Ah evet..." diye yanıtladı Erika, sahte bir gülümsemeyle." Her zaman olduğu gibi.."

"Aynen öyle," omzuna hafifçe vurmuştu." Hadi ben kaçtım, sen de çabuk hallet. Fazla beklemek istemiyorum, harika bir film kiraladım."

"Tabi!" Dedi sahte mutluluğunu devam ettirip, baş parmağı ile onay vererek." Sabırsızlanıyorum!"

Eren, gülümseyerek bir-iki adım geriledi.
"Görüşürüz o hâlde."

"Görüşürüz..."

Eren, arkasını dönüp ilermeye başlayınca, Erika omuzlarını düşürüp yüzündeki sahte mutluluk ifadesini sildi.
"Aptalım ben...aptal." Diye mırıldandı." Beni sadece bir arkadaş olarak görüyor."
Kaşlarını çatarak Maxie'ye baktı.
"Üstelik okulun en popüler pompon kızıyla beraber, o varken bana mı bakacaktı? Sen de bir şeyler söylesene Bay Maxie."

Maxie, başını hafifçe yana eğerek ona bakıyordu.
"Hiç yardımcı olduğunu söyleyemeyeceğim."
İç çekerek tekrar Eren'in gittiği yöne baktı.
"O bir yunan tanrısı ve ben ona tapıyorum...hepsi bu."
Paçasında hissettiği sıcaklık ve ıslaklıkla gözleri irileşmişti.

Başını tekrar yere eğerek Maxie'ye baktı.
"BAY MAXİE!"
Ağlarcasına gözlerini yumdu.
"Her zaman çiş kız olarak kalacağım!"

"HAV!"

Gözlerini tekrar açarak, Maxie'ye baktı.
"Dost musun düşman mı? Ona göre hareket edeyim!"

Köpek sadece ona baktığı için derin bir nefes verdi.
"Hadi Bay Maxie, eve gidelim."

you know, you're mine.|| Eren Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin