31.BÖLÜM; BÜYÜK GÜN

22 16 37
                                    

Sinan o gece hiç uyuyamadı. Sürekli telefonuna Emir'den arama gelmesini bekleyip durdu. Telefondan ses gelmediği halde açıp kontrol ediyordu. Sonra geri uzanıp Hazel'in şu an nasıl olduğunu düşündü. İyi olduğunu söylemişti ama Emir'in yaptıracağı herhangi bir şeye inanacak değildi.

Batuhan içinde hiçbir şey yapamamıştı. O mahkemeye gitmeye yüzü olmamıştı. Nasıl gidip arkadaşına kelepçe takılmasını izleyecekti ki?

Yastığın soğuk tarafını çevirdi. Belki biraz olsun rahatlamasına yardım ederdi. Ama uyumak için gözünü kapattığı an Hazel'e zarar veren Emir'i görünce derhal gözlerini açtı.

"Uyudun mu?" diye sordu Melisa kısık sesiyle. Bugün de Sinan'ın yatağında uyumuştu. Aslında ne kadar yerde uyumak istediğini söylese de, Sinan onu dinlememişti.

"Hayır," dedi kısaca. Yüzünü kıza doğru çevirdi. Melisa düşünceli şekilde onu izliyordu. "Sen neden uyuyamıyorsun?"

"Her şey bitince nereye döneceğimi düşünüyorum."

"Nasıl yani?"

"Tek ailem Emir. Yani Emir'di. Onu kaybettim, Cihan'ı da öyle. Evim yokmuş gibi hissediyorum."

"Cihan seni seviyor." Sinan bunu söylediği an Melisa'nın gözündeki umut ışığını gördü. "Yaptıklarından sonra seni hemen affetmesini bekleyemezsin."

"Gerçekten seviyor mu?" Sinan başını salladı. Melisa hafif gülümsedi ama sonra gülümsemesi aynı hızla soldu. Cihan onu asla affetmeyecekti. Onu resmen kullanmıştı.

"Her şey bitince geri dönecek bir evin olacağından eminim."

"Umarım." Sinan sadece gülümsedi. Sonra uyuyabileceğini umarak gözlerini kapattı.

Cenk dün gece ailesinin endişeleneceğini söyleyerek evlerine geçmişti. Bir şey olacak olursa, onu derhal arayacaklarına dair söz verdirmişti.

Sabah herkes gergindi. Eğer bugün Emir arar ve Sinan'ı çağırırsa ne yapacaklarını tartıştılar. Melisa yeri bildiğine göre sorun yoktu onunla gidebilirlerdi. Ama Emir'in kızın yardımından haberi vardı. Farklı bir plan yapabilirdi. Sadece öyle olmamasını umabilirlerdi.

"Hadi kahvaltıya gelin," diye bağırdı Sinan'ın annesi mutfaktan. Kimsenin şu an yemek düşünecek hali yoktu ama aç karınada bir şey düşünemezlerdi. Bu yüzden kadının lafını ikiletmeden dördü de mutfağa doğru gitti.

"Cenk olmayınca çok sessiz oluyormuşsunuz," dedi kadın onların asık suratlarına bakarken.

"O bizim neşe kaynağımız," dedi Cihan. Kısa sürede birbirlerine epey alışmış gibiydiler.

"Anladım onu," dedi kadın sofrayı hazırlarken. Selen birkaç iş için annesine yardım etti. Aralarında en sessizi Melisa'ydı. Sürekli bir yerlere dalıp gidiyor ve söylenen şeyleri duymuyor gibiydi.

"Benim artık eve gitmem gerek sanırım," diye konuşmaya başladı Cihan. Yüzünün halinden tüm gece bunu düşündüğü belliydi. "Ailemin şu diğer evinde kalabilirim."

"Buna gerek yok. Burda kalabilirsin," dedi Pınar hanım.

"Hayır. Zaten 2 gündür burda kalıyorum. Size rahatsızlık vermek istemiyorum dana fazla." Ama bir yandan da gitmek istemiyordu. Kısa bir süre için olsa bile, kendini ailesi ile birlikteymiş gibi hissetmişti. Kendi ailesi ile hiç böyle hissetmezdi. Normal bir konuşma yaptıklarını bile hatırlamıyordu.

Selen onları sessizce izliyordu. Sinan yemeğe dalmıştı ama konuşulanları da kaçırmıyordu. "Cihan," dedi yemeği keserken. "Her ne olursa olsun bana yardım etmek için aileni hiçe saydın. Bu yüzden, eğer istersen bizimle kalabilirsin. Yani.. bir aile olabiliriz."

DÜNÜMDE KALDIN (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin