4

380 43 77
                                    

bol bol yorum yapip oy verirseniz sevinirim💅🏻

ve yenı yazmaya basladıgım of you sasunaru kitabima bakarsanız da 🥵

———

Yorgundum, kemiklerim sızlıyordu ve hiçbir şey yapasım gelmiyordu. Ofiste önüme yığılan birbirinden farklı dosyalar, gözümün korkmasına neden olurken elimi çeneme yerleştirmiş neredeyse on dakika önce gelen yeni müvekkilimi dinlemeye başlamıştım.

"Size anlattığım gibi avukat bey, ben artık onunla yapamam. Bana yaptığı onca şeyden sonra yüzünü dahi görmek istemiyorum."

Yorgun irislerimi karşımdaki koltukta saçlarına tutam tutam ak düşmüş kadını incelerken derin bir nefes aldım ve elimi çenemden çekerek dudaklarımı araladım "Pekala bunca zaman beklemenizin nedeni neydi efendim?"

Kısım kısım sökük çantasını sıkan elleri, gerilmeme neden olurken omuzları eğildi ve "Yapamazdım, paraya ihtiyacım vardı ve belimde sıkıntı olduğu için çalışmakta zorlanıyordum. Bi' oğlum var, okulunu bitirmesini beklemek istiyordum lakin artık katlanamıyorun." dedi, çaresizliği ne yazık ki sesinden okunuyordu.

"Anlıyorum." dedim ve çekmeceden bazı gerekli evrakları çıkarttım.Bu sırada ise müvekkilim, bir şey söylemek istercesine bedenini kıvrandırıyor dudaklarını aralayıp aralayıp geri kapatıyordu.

"Bir şey mi söyleyecektiniz?" diye sordum kaşlarımı kaldırarak. Bu sözlerimle kadın anında irkilirken, vücudumu gereksiz bir merak sardı.

"Aslına bakarsanız, eşim bi' gruba üye. Buraya geldiğimden haberi yok, her şeyi ondan gizli gizli yapmaya çalıştım. Bunu öğrenmesini de istemiyorum, mümkünse eğer duruşma günü haber versek olmaz mı?"

Kaşlarım çatıldı ve "Malesef dava açtığınız haberi ona gidecektir efendim ki, kendine avukat tutabilsin. Ayrıca dava gününe gelmeyip, erteleme ihtimali de var." dedim ardından ise gözlüklerimin ardından ona bakarak devam ettim.

"Bir gruba üye diyorsunuz, bu sizin için daha tehlikeli olur."

Kadın anında olduğu yerde dikleşti ve "Fakat beni ve oğlumu öldü-" demeye kalmadan, yanlış bir şey söylediğini hissetmişçesine önce etrafına bakındı ardından ise başını öne eğerek "Anlıyorum." demek zorunda kaldı.

Ne demek istediğini ve korkularını anlamıştım fakat elimden hiçbir şey gelmezdi bu durumda. Ona yapabileceğim en büyük iyilik de zaten, davayı kazanmak olurdu lakin sonrası için de garantisi yoktu.

"Dava sonuçlandığı gün buradan kaçıp oğlumu kurtarmak istiyorum, ben kurtulamasam dahi önemli değil. Artık yaşlandım, önemli olan oğlumun güzelce yaşaması."

Dolan gözlerini önüne düşen saçlarıyla kapattığında, dudaklarımı birbirine bastırıp ellerimi yumruk yaptım. İnsanları bu hale sokanlardan her zaman nefret etmiştim.

İrislerim masada duran saate kaydığımda, Uchiha malikanesine gitmekte yarım saat geciktiğimi fark ettim. Bununla birlikte vücuduma dolan telaş diklenmemi sağlarken kadına "Pekala ben size yardımcı olacağım lakin şimdi işim var ve çıkmak zorundayım." dedim.

Bu söylediklerimi anlayışla karşıladı ve ben de hızla kenarda duran bazı dosyaları çantama yerleştirip, üzerime ceketimi aldıktan sonda kadınla eş zamanlı olarak ofisi terk ettik.
Dürüst olmak gerekirse terk etmeye çalıştık.

Two Life | SasunaruWhere stories live. Discover now