bay jaeger ve bayan jaeger

295 23 14
                                    

"yn jaeger, yn jaeger!"

"efendim bay jaeger?"

"kocası, bayan jaeger'i görmek için sabırsızlanıyor acaba ne zaman kıyafetini giyinmiş olur, henüz giyinmediyse yanına gelip yardım edebilirim yani."

kabinin kapısında bekleyen eşiniz, yüzündeki büyük sırıtmayla size sesleniyordu.

kapıyı açtınız ve şansınıza etrafta kimse olmadığını gördünüz, şükrettiniz.

"ya eren, mağaza içindeyken bu kadar meraklı olma bari."

hafif sitemle söylediğiniz bu şeyle karşınızdaki yakışıklı adamın sırıtması büyüdü.

belinizi tutarak yüzünüze yaklaştı ve

"neye meraklıymışım ben?" diyerek fısıldadı.

her sözcüğünde nefesi yüzünüze çarparken yutkundunuz.

ah, bu adam sizi kelimenin tam anlamıyla delirtmek üzere!

"benden dayak yemeye çok meraklısın sevgili eşim!"

derken göğsüne ve omzuna birkaç küçük yumruk attınız.

yumruklarınız her ne kadar onu incitmeyecek şekilde olsa da eşiniz bugün fazlasıyla drama queen.

evet, drama queen eren jaeger.

"ah, hem sevgili eşim diyosun hem vuruyosun ya. nasıl iş bu anlamadım valla."

vurduğunuz yerleri ovuşturarak konuşmasıyla sırıtan taraf siz oldunuz.

"sanırım eşinize mağazada böyle şakalar yapmamanız gerektiğini anladınız bay jaeger, hm?"

kıkırdayarak arkanızı döndünüz ve kabine girmek için adım attınız ama eşiniz sizi belinizden yakaladı.

size arkadan sarılırken kulaklarınıza fısıldadı.

"bu evdeyken yapabilirim mi demek oluyor?"

onun size dokunmasıyla karnınızda kelebekler el ele tutuşup halay çekerken nefesiyle gözlerinizi kapattınız.

"hayır, hayır bu lafı götünden anlıyorsun demek oluyor."

gülerek ona döndünüz.

o ise sana sahte bir kızgınlıkla bakıyordu.

kaşlarını çatmış bu hâli oldukça tatlıyken dayanamayıp dudağını öptünüz.

asıl amacınız öpüp kabine kaçmak olsa da sizce eren buna izin verir mi?

tabiki de hayır.

dudaklarının üstünde dudaklarınızı hissetmesiyle size karşılık vermeye başladı.

eren'in dudaklarını küçük bir gülümseme kaplarken sen şaşkındın.

bir eli belinizdeyken diğer elini yüzünüze yerleştirdi.

yanağınızı okşarken öpüşmeniz derinleşti.

sen de bir elini ona dokunmak için kullanmak istiyordun ama karşındaki adam seni böylesine tutkuyla öperken nasıl düşünebilirdin?

o seni anlamış olacak ki, belindeki eliyle elini tuttu.

ellerinizi tekrar senin beline yerleştirdi.

"küçük kurbağa, küçük kurbağa, kuyruğun nere-AAAAA ÖPÜŞÜYOLAR!!"

"ANNEEE, BABAAAAA, ÖPÜŞÜYO BUNLAR AAAAAAAAA!"

içeriye zıplayarak ve şarkı söyleyerek giren küçük çocuğun sesiyle bir anda eşinle ayrıldınız.

sen ve eren küçük çocuğa şaşkın şaşkın bakarken o da size gözünü kırpıştarak bakıyordu.

"hmmm! sizi annemle babama söylerdim ama çok tatlıydınız, o yüzden söylemicem. a neyse ben gideyim. ben yokmuşum gibi devam siz devam ehee!"

küçük çocuk size sırıtırken eliyle "hadi devam" gibi bir işaret yapıverdi.

ve şarkısına devam ederek çıktı kabinden.

sen ve eren birkaç saniye öylece durdunuz.

ikiniz de kafanızı birbirinize çevirdiniz.

göz göze geldiğinizde sanki ilk öpüşmenizmiş gibi elinizi dudağınıza götürdünüz.

ama bu derin öpücükten tek etkilenen siz değildiniz.

bunu eşinizin de elini dudaklarına götürmesiyle anladınız.

yüzünüze bakarak kocaman gülümsedi.

"çok zevkliydi sevgilim.."

onun konuşmasıyla yanaklarınızda bir kızarıklık oluştu.

"yalan söyleyemem, gerçekten zevkliydi.."

bunu söylemenizi beklemiyor olan eren, gözlerini kırpıştırdı.

kızarık olan yanaklarınıza ve dudaklarınıza tekrar tekrar baktığında az önce sırıtan sevgili eşinizin yüzünü çok masum bi ifade kaplamıştı.

"eren? ne oldu, iyi misin?"

yüzünün aniden bu masum ifadeye dönüşüyle endişelenmiştiniz.

sadece yüzünüzün ve bedeninizin güzelliğine değil, kalbinizin güzelliğine de eridi eren bu defa.

"her mânâdâ çok güzelsin.."

dudaklarından sadece bu cümle döküldüğünde, çok sıcak hissettiniz.

sıcacık.

"her zamanki gibi çok tatlısınız bay jaeger, teşekkürler."

size hayran hayran bakıyor olmasından yararlandınız ve dudaklarını öpüp kabine kaçtınız.

evet, başardınız!

sizin bu ani öpüşünüzle eren'in gözleri bir süreliğine genişledi.

kendine geldiğinde konuştu:

"kabinden çıktığınızda görüşürüz, bayan jaeger."

içeriden gelen kahkahanızı duyduğunda kabinin önündeki duvara yaslandı.

dudaklarında küçük bi tebessüm oluşurken kafasını salladı.

gözünün önüne gelen saçlarını geriye aldı ve

"bu kızı çok seviyorum ben ya." diye fısıldadı kendi kendine.

𝒐𝒏𝒆𝒔𝒉𝒐𝒕𝒔, 𝒆𝒓𝒆𝒏 𝒚𝒆𝒂𝒈𝒆𝒓.Where stories live. Discover now