"Ji..Jisung Y-ardım Et... Ç-çok..a-cıyor.k..a-n"

5.3K 357 375
                                    

Ertesi sabah, Felix uyandı ve kahvaltı hazırlamaya gitti. Yemek pişirirken pirinç ve yağının bittiğini fark etti, bugün işten sonra süpermarkete gitmeyi aklına not etti. Hyunjin merdivenlerden inerken, gülümseyerek ve telefonuna mutlu bir şekilde mesaj atıyordu, Felix'in işi bitmişti ve masayı hazırlıyordu.

onu böyle gülümsetebilecek tek kişinin Minho olduğunu bilerek hafifçe iç çekti.Masaya oturdu ve sessizce tek başına yemeye başladı. Kısa bir süre sonra Hyunjin ona katıldı ve hiçbir şey konuşulmadı. Bitirdiklerinde Felix ayağa kalktı, Hyunjinin tabağını alacakken Hyunjin "hey, bırak." dedi.

Felix şok oldu ama yine de ona cevap vermeyi başardı. "Sorun değil ben yıkayabilirim, zaten kimse yıkamayacak."

Bunu duyunca, hyunjin kalbinde bir sızı hissetti ve felix'e nasıl cevap vereceğini bilemedi bu yüzden yavaşça ayağa kalktı ve işe hazırlanmak için odasına gitti.

felix işini bitirdiğinde odasına gitti ve işe gitmek için hazırlandı. Evden çıkmak üzereyken hyunjin onu aradı, "Hey Cüce, seni bırakmamı ister misin?"

"Hayır, gerek yok, otobüse binebilirim." diye cevap verdi ve evden çıktı. hyunjin nasıl tepki vereceğini bilemedi, sadece kalbinde başka bir suçluluk sancısı hissetti.

Felix

Akşam saat 5'te, işimi bitirdim ve bu akşamki akşam yemeği için gerekli tüm malzemeleri almak için süpermarkete gittim.

Pek çok şeyimiz tükeniyordu, bu yüzden neden bugün her şeyi satın almayayım diye düşündüm. Sonunda iki paket pirinç, bir şişe yağ, iki şişe soya sosu, bir şişe istiridye sosu, bir şişe süt, bir kep yumurta, biraz et ve biraz sebze aldım. Çok ağırdı ve taşımak benim için zordu.

Eşyaları ödemeyi başardım ve plastik poşetlerdeki her şeyi otobüs durağına taşıdım. Otobüsün gelmesini yaklaşık 10 dakika bekledim ve geldiğinde süper kalabalıktı ve hiç koltuk yoktu. 

Ama saat 6.30'du ve eğer eve acele edip yemek pişirmezsem, hyunjin eve gelecek ve muhtemelen yine bana bağıracaktı. Bunun düşüncesi beni korkuttu ve otobüse bindim. Uzun uğraşlar sonucu otobüse binmeyi başardım ve otobüsün kapısı kapandı. Otobüsün önündeydim ve rahat bir nefes aldım. Plastik poşetleri yere bırakıp bir direğe tutundum.

Otobüste insanların bana tiksintiyle baktığını, parmaklarını bana doğrulttuğunu ve birbirlerine fısıldadıklarını hissedebiliyordum. O kadar utandım ki başımı öne eğdim. Aniden otobüs durdu neredeyse düşüyordum ama neyse ki düşmedim. Bunun yerine karnımı direğe çarptım ve karnımda keskin bir ağrı hissettim.

 Onu görmezden gelmeye çalıştım ve bir süre sonra geçti. 10 dakika sonra otobüs, evime yaklaşık 8 dakikalık yürüme mesafesindeki evimin yanındaki otobüs durağına ulaştı. Yerdeki plastik poşetleri almak için eğildim ve aldığım onca bakışla daha fazla otobüste kalmak istemediğim için hemen otobüsten indim. Zorlukla plastik poşetleri taşıyarak eve gidiyordum ki otobüste hissettiğim acı bir anda tekrar geldi.

 Yürümeyi bıraktım ve yol boyunca yan korkuluklara tutundum. Ağrımı dindirmek umuduyla karnımın ağrıyan kısmına bastırdım. Ağrı biraz azaldı ve öyle olduğuna sevindim, hemen eve döndüm.

Eve Ulaştığımda plastik poşetleri mutfak tezgahına koydum ve tam pişirmeye başlayacaktım ki ağrı geri geldi ama bu sefer o kadar acıydı ki dayanılmazdı, yere düştüm.

Uyluklarımdan aşağı ılık bir sıvının süzüldüğünü hissediyordum, aşağı baktığımda pantolonumun çoktan kana bulanmış olduğunu gördüm. 

İkizlerime bir şey olacak diye çok korktum. Acıya katlanarak telefonuma uzanmak için yavaşça kanepeye emekledim. jisung yurt dışında olduğu için kimin numarasını arayacağımı bilmiyordum.

Tek seçeneğim hyunjini aramaktı, hyunjinin numarasını çevirdim.

"M-merhaba, hyunji-" Konuşmaya başladığım anda hyunjin tarafından kesildim.

"Beni arama şimdi meşgulüm. Görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı.

Artık jisungun numarasını çevirmekten başka seçeneğim yoktu. jisungdan yardım istemek için telefon numarasını çevirdim.

"ji..jisung y-yardım et... ç-çok..a-cıyor. k..a-n" jisung aramaya cevap verdiğinde hemen söyledim ve ondan sonra dünyam karardı.

hyunjin

Telefonum TEKRAR çaldığında minhoya sarılıyordum. "Aptal, sinir bozucu piç kurusu. Neden beni aramayı bırakmıyor!!!" (yn: piç kurusu sensin oç felixime laf ettirmem) Öfkeyle ayağa kalktım ve beni sinirlendirdiği için onu azarlamayı aklıma not ettim.

Telefonuma baktığımda beni arayan felix değil jisung'du. Telefonumu elime alıp aramayı cevapladım.

"Evet ne istiyorsun! Biliyor musun sadece-"

"Üzgünüm hyunjin ben yurtdışındayım, bu çok acil. felix az önce beni aradı, karnının ağrıdığını ve kanla ilgili bir şey olduğunu söyledi. Sanırım sonra bayıldı!! Lütfen şimdi eve döner misin?!!"

"NE!!" diye bağırdım ve hemen telefonu kapattım. Eşyalarımı hızlıca toplamaya başladım ve tam odadan çıkmak üzereyken minho beni durdurdu.

"hyunjin bebeğim nereye gidiyorsun? Ne oldu?"

"minho gerçekten üzgünüm ama şimdi geri dönmem gerekiyor. Sanırım felix bayıldı."

"kahretsin o kaltak! Neden umursuyorsun ki, bırak o ve bebek ölsün. Böylece, o kaltak olmadan da evlenebiliriz!!" (seni yolarım minho felixime karışma)

"NE SAÇMALIYORSUN MİNHO!!! NE DEDİĞİNİN FARKINDA MISIN. HAKKINDA KONUŞTUĞUN BENİM DE BEBEĞİM!!! SENİN BU TÜR BİR İNSAN OLDUĞUNU BİLMİYORDUM, SENİNLE SONRA KONUŞACAĞIM!! ÇEKİL YOLUMDAN!!" Dedim ve Minhoyu yolumdan çektim sonra ofisten çıktım.

Eve gidebildiğim kadar hızlı sürdüm ve yaklaşık 8 dakika sonra eve ulaştım. Arabamı düzgün bir şekilde park etmeye bile tenezzül etmedim ve arabayı kilitleme zahmetine bile girmeden arabadan indim.

Ön kapıyı açtım ve içeri daldım, felixi yerde baygın halde yatarken buldum. Yerde yatıyordu felixin pantolonunda kan vardı. 

Çok solgun görünüyordu ve soğuk terler döküyordu. Hemen yanına koştum ve onu kucağıma aldım. Ne kadar hafif olduğunu hissettiğimde kaşlarımı çattım. Onu arabama taşıdım ve olabildiğince hızlı hastaneye sürdüm.

 Hastaneye vardığımda onu içeri taşıdım. Doktorlar ve hemşireler koşarak yanımıza geldiler, felixi acil servise getirdiler.

Hemen hastaneye gelmeleri için ailemle iletişime geçtim ve felixin haberlerini beklemek için acil servisin dışına çıktım. Şu anda çok endişeliydim ve felixin bana ihtiyacı olduğunda orada olamadığım için kendimi suçlu hissettim. (yn: hisset piç)

Yb geldiğğğ

Uzun bölüm istediğiniz için uzun yaptım.  

bi kaç bölüme ayırırım ben hyunhoyu merak etmeyin 

oy ve yorum plss

Zoraki Evlilik /HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin