18. Bölüm

31.4K 1.2K 1.3K
                                    

Yeni bölümün daha çabuk gelmesi için bol bol yorum atmayı ve köşedeki minik yıldıza basmayı unutmayın !

Kitabın yeni bölümlerinden ve duyurulardan haberdar olmak içinde lütfen wattpad hesabımı takip edin. Ve rica ediyorum ki lütfen ufak bir aksilikte takipten çıkıp. Hevesimi kaçırmayın.

Okuyup geçmeyin bu satırlar yüreklerinize ilmek ilmek işlensin.

18.BÖLÜM

İYİ OKUMALAR :)

Alaz Rahlan'ın anlatımıyla

Suskunluğum en büyük direnişti. Onun yanında suskunluğumu koruyabilmem ise mümkün değildi. Kokusu burnuma doluyor. Beni o küçük kara gözlü oğlana dönüştürüveriyordu. Bazen öyle çaresizce çırpınıyordu ki yüreğim ona mani olmak epey zorluyordu beni

"Seni hala ölesiye seviyorum." diyerek haykırmamak için zor tutuyordum kendimi

Alaz onunda zaman zaman dile getirdiği gibi ölmüş. Canına kıymak zorunda bırakılmıştı. Alaz ağa ise Arjin'e sadece zarar ve ziyan vadedebilirdi. Onu düşmanlarından korumak için her şeyi yapar. Ama en çok da kendinden koruyamamaktan çekinirdi.

Tarih 27 Ağustos'u gösterirken. Bugün beni doğum günümdü Arjin'in tabiriyle ise ölüm günüm ölümüm onun ellerinden olacaksa razıydım. Burnumu sırtı dönük bir şekilde yatakta yatan Arjin'in saçlarına sokmuş. Her an uyanabilecek olmasına karşın kokusunun her bir zerresini soluyor ciğerlerime hapsediyordum. Kül olduğum o gün hiç yaşanmasaydı belki de bugün her zamanki gibi sıradan bir güne gözlerini açan birini çok seven evli bir çift olacaktık. Çocuklarımız dahi olmuş olabilirdi. Ayrı geçirdiğimiz 4 yıl tüm ömrüme bedeldi. Her şey çok farklı olabilirken. Zihnimde kurguladığım düşüncelerin hayali bile paha biçilemez bir güzellikteyken. Geçmişe dayanan bir intikam oyunu yüzünden beraber kurguladığımız geleceğimizin mahvedilmesi canımı yakıyor. Bazar Rahlan'a karşı olan nefretimi diri tutuyordu.

"Annenin ölümü yalnızca bir ön gösterimdi tüm zaaflarını ortadan kaldıracağım. Kendi şaheserimi yaratacağım." diyerek baygın sandığı o küçük kara gözlü oğlanın kulağına doğru fısıldamıştı. O zamanlar küçücük bir çocuktum anlamlandıramamıştım sözlerini. Kafama aldığım darbeyle birlikte ise yaşadıklarımı tüm o sözleri zihnimin kuytusuna gizlemiş. Hatta silmiştim. Bir gün, gün yüzüne çıkıp. Hayatımı bu derece mahvedeceğini nereden bilebilirdim ki bilememiştim.

Arjin kıpırdanmaya başlarken. Kollarımı beline sararak. Kokusunu daha hızlı bir şekilde sömürmeye çalıştım. Acı dolu inlemeleri kulaklarıma dolarken.

"Alp" diyerek sayıkladığını duydum. Onun ismini sayıklamasının canımı neden bu denli yaktığını anlamlandıramazken. Elleri saçlarını bulmuştu. Benim öpmeye koklamaya doyamadığım eskiden uzun şimdi ise kısa olan saçlarını tek elimle belini daha sıkı bir şekilde kavrayıp. Bedenini kendime yaklaştırırken. Diğer elimle ise saçlarını çeken ellerine mani olmuştum. Kabus gördüğü çok belliydi alnından boncuk boncuk terler dökülüyordu. Terden alnına yapışmış. saçlarını yüzünden çekerken. "Geçti geçti" diyerek fısıldayıp. Kafasına ufak bir öpücük kondurdum.

ARJiN ( BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin