3. BÖLÜM/ YALANCI

34 15 16
                                    

Sonbahar sokakları henüz sarartmamıştı. Sokak lambaları altında balkona kurulan akşam yemeğinde düşünceler içinde yemeğini çatallayan abisine bakıyordu Zühre. Hiç bir şeyden habersiz olduğunu biliyordu abisi. Bu yüzden yalan söylemek daha kolaydı.

Cemile hanım dalgın olan oğluna baktı bir süre bakışlarından anlamayı denedi, durgunluğun sebebi.

"Oğlum yesene yemeğini?"

"Aç değilim anne. İş çıkışı arkadaşlarla yedik biz"

Bu sabah zar zor ettiği kahvaltıyla bütün gün ayaktaydı.

"Moralin neden yok hasta mısın?"

Cemile hanım elini oğlunun alnında tutarak ateşi olup olmadığını kontrol etti. Karan öfkeleniyordu. Çocukken bile hasta çocuk imajından hoşlanmazdı.

"Anne!" Dedi öfke içinde başını elinden uzaklaştırarak. "İyim ben."

Cemile hanım gereksiz tepkisi altında sessizliğe gömüldü.

Zühre, bakışlarını kaçırdı abisi bildiğini anlayacak diye.

Karan cebinden çıkardığı sigara paketinden bir tane alıp ağzına götürdü.

"Abi aç karın..."

Az önce "yedim" demişti. Zühre'nin aklına gelince lafını tamamlayamadan sustu.

"Yedim! Abicim yedim.. "

Zühre başını önüne eğip yemeğini yemeye devam etti.

Cemile hanım iş yerinde bir sıkıntı yaşamış diye düşünüyordu. konuyu değiştireceğim derken yarasına basıyordu habersizce.

"Lale evleniyor dün bize de daveti gönderdiler" karanın yüz ifadesi değişti hüzünlü bir yüzden çok öfkeli telaşlı karmakarışık bir hal almıştı

Elindeki sigara izmaritini önünde duran su bardağına attı. Zühre'nin sert bakışları bu gece hakimiyetini kaybetmişti. "Bardakların içine atma kokuyor sonra" diye defalarca tartışmışlardı. Bu gece sükun hakimdi zühre'nin dilinde.

"Ne yapabilirim anne!"

"Yarın bizi götürsün. Hem ailecek gireriz."

"Ben gelemem"

"Ama oğlum çok heves ettim ailecek ne zamandır çıkmıyoruz dışarı."

"İstemiyorum anne zorlama lütfen. Kadir'e söylerim o bırakır sizi."

Zühre'nin yüzüne tebessüm yayıldı sevinçten şu gergin masada çığlık atabilirdi.

"Afiyet olsun size benim telefon etmem lazım." dedikten sonra odasına koşar adımlarla ilerledi.

Yatak odasının kapısına sırtını dayadı. İlk önce derin bir nefes aldı çığlık çığlığa bağırmak istiyordu ama bu mümkün değildi. İçinde coşkun seller gibi dolaşan sevinç o'nun ayaklarını yerden kesti. Ağzından aniden çığlık çıkmasın diye eliyle ağzını kapatarak zıplamaya başladı. Perdeyle dans ediyordu, yatağa çıkıp beş yaşındaki bir kız çocuğu gibi zıplamaya başladı.

Başını yastığa gömüp çığlık attı. Heyecanı dindikten sonra pencere kenarında gitti başını pencereden çıkarıp serin havayı içine çekti. Kadir'in evine bakan pencereden onun odasına bakıyordu.

"Allah'ım lütfen"dedi

Bir kaç dakikalık bir süreden sonra kimin düğünü olduğunu hatırladı.
Abisine ihanet ediyormuş gibi kendini kötü hissetti küçük bir vicdan azabından sınar tekrar yemek masasına döndü.

"Kimi aradın kızım?"

Cemile hanım kızının vereceği cevaplı bekleyerek yüzüne bakıyordu.

Zühre, annesinin yüzüne saf saf bakıyordu. Alt dudağını ısırarak elindeki cep telefonunu sıkıyordu. Ne yalan söyleyeceğini düşünemedi bile. İçinden :

"Anne bana yalan söylettirme"diyordu

Karan sigara paketini gri eşofmanının cebine atarak aniden yemek masasından kalktı. Zühre yalan söylemeyeceği için derin bir nefes almıştı.

"Oğlum nereye? yeni geldin zaten?"

Salon kapısından çıkarken annesine sert bakışlar savurdu.

"Anne lütfen artık hesap sorma olur mu? Nefes almaya ihtiyacım var "

Zühre masaya geçti annesinin yanına, omzunu sıvazlayarak: "Anne çok yorgun oluyor ondan bu yükselişleri. Ona da hak ver."

Karan biriken öfkesini sokaklara kusacaktı belliki.
Portmanto dan ayakkabısını alarak yere sert bir şekilde bırakıp giydi.

Cemile hanım oğlu için endişeleniyordu içinde bir sıkıntı yer etti. Korkak bakışları oğlunun ardından kol geziyordu.

Zühre de endişe etti, bu hareketleri kendisine hiç normal gelmiyordu artık. Abisinin ardından o da koştu

"Ben şuna bakayım anne."

"Tamam kızım öğren bi ne olmuş. "

"Tamam Anne."

Portmanto dan ayakkabısını alarak apartmandan aşağıya indi koşar adımlarla
Abisini aradı bir süre apartmanın arkasında ki parkta oturuyordu. Sokak lambaları parkı aydınlatıyordu karanlık tarafında kalmıştı karan.

Abisinin yanına yanaşma düşüncesi onu endişelendiriyordu, ya ters teperse? diyordu Abisinin içinden bazen bir hayvan uyuyordu onu uyandırmak istemiyordu. Bazen de bir çocuk oluyordu. Her yetişkin bireyin içinde masum küçük bir çocuk varken karan onu öldürmüştü... Aranan çocuğa kimse ulaşamayacaktı bu gece

Elini göğsüne birleştirip yavaş adımlarla karanın arkasından yanaştı:

"Abi.."

Abisi gelen ani sesle irkildi
Elinin ayasıyla gözümdeki yaşı sildi.

Gözyaşı saklanabilir mi? O saklıyordu çünkü kafalarda yer eden algı insanların yaşamını kökten etkiliyordu. "Erkekler ağlamaz'dı sildi göz yaşını..."

Karan başını yukarıya kaldırarak daha fazla ağlamamak için derin bir nefes aldı.

Zühre artık saklayacak gibi değildi gözleri doldu. Abisinin hep sert yanına raslamıştı bu onu çok etkilemişti.

Annesinin ağlaması bile ona bu kadar acı vermiyordu. Bu coğrafyada kadınlar hep ağlayan taraf olmuştu.
Bir adamın göz yaşlarına alışkın değildi.
Alışkanlık yer etmişti...

"Abi..." Dedi. Bankta yanına oturup başını omzuna koyarak.

Abisi hiç tepki vermeden
Yanına oturmasına izin verdi.

"Bildiğini biliyorum..." Dedi sadece.

Karanlığa karıştı sesler...

Boş sokaklar; içinde ölen çocuğa ağlayan yetişkin çocuk mezarlığıdır...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SONBAHAR IŞIKLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin