27

559 81 82
                                    

Gözlerimi araladığımda karşımda Heeseung'ı görmeyi beklemiyordum.

Bana gülümseyerek bakıyordu

Heeseung: İlişkimiz olmadığını söylediğini anımsıyorum?

Bir süre gözlerimin içine derin derin baktı ardından konuşmasına devam etti. Ben ise hala o öpücüğün etkisindeydim

Heeseung: Ve iki tarafın herhangi bir çıkma teklifi ettiğini de sanmıyorum?

Utançtan yanaklarım kıpkırmızı olmuştu, yanıyordu. Ellerimi yanaklarıma götürdüm sıcaklığını azaltmak için.

Kafasını sağ tarafa eğip bana baktı, halen gülümsüyordu

Heeseung: Dudaklarının tadı çok güzelmiş.. Bi ara tekrar yapalım bunu

Daha çok utanmıştım. Artık alnım, çenem, boynum her tarafım kızarmıştı ve cayır cayır yanıyordu.

Arkamda duranlara baktı ardından kimseyi aldırmadan kolumdan tuttu ve beni arabaya götürdü.

Heeseung: Anahtarları ver

İkiletmeden hemen cebimden anahtarları çıkarmıştım. Göz teması kurmakta zorlanıyordum.

Anahtarları verdikten sonra arabaya bindik ve nereye gittiğimize dair gram fikrim olmadan Heeseung'ın arabayı kullanışını izledim.

Araba kullanmayı bildiğini bilmiyordum. Ancak direksiyonun başına o kadar yakışıyordu ki.. Onu izlemeye devam ettiğim sırada Heeseung'ın konuşmasıyla kendime gelmiştim.

Heeseung: Çok mu mükemmelim gözlerini bindiğimizden beri üzerimden ayırmadın?

Jake: Aaa y-yanlış görmüşsün b-ben.. sadece camdan dışarıyı izlemek i-istemiştim

Tanrım birden fazla kez kekeledim çok rezil birisiyim.

Heeseung: Bu kadar fazla kekelemene sebep olacak kadar mükemmel biri olduğumu sanmıyorum.. Ama yine de teşekkür ederim

Konunun dağılması için kafedeki sevgili olayına döndüm

Jake: Şey senin hakkında kafedeyken Hayeon'a sevgilim diye bahsettiğim için kusura bakma

Heeseung: Kusura baktığım bir şey yok zaten tam tersine mutlu ettin beni

Dönüp bana baktı ardından kafasını geri yola çevirdi

Heeseung: Eğer onu söylemeseydin şu anda kavgalı olacaktık biliyorsun değil mi

Jake: Evet.. ama senin kafede ne işin vardı, taksi çağırmamış mıydın?

Bir eli direksiyonda iken diğer eliyle ensesini kaşıdı

Heeseung: Şey açıkçası kıskandım seni ve onlarla gidip gitmeyeceğini merak ettim o yüzden geri kafeye döndüm

Gülümsemem büyümüştü. Elimi uzatıp saçını okşadım.

Heeseung: Bu saçlara dokunabilen tek kişi sensin biliyorsun değil mi?

E ama annesi falan da mı dokunmuyor yani? Tam soracaktım ki Heeseung cevapladı.

Heeseung: Evet annem bile dokunamıyor. İzin vermiyorum. Saçımla oynanmasını normalde sevmem ama sen dokunduğunda zevk alıyorum ve huzurlu hissediyorum.

Yine bana bakmıştı ve gülümsemişti, bende ona gülümsedim.

Ardından merakımdan dolayı en başından beri ona sormak istediğim soruyu sordum

Jake: Nereye gidiyoruz

Bana baktı ve sırıttı

Heeseung: Evime

Jake: E ailen?

Heeseung: Hayır, sadece bana ait olan evime gidiyoruz

Bana dönüp göz kırptı. Gülümsemem birden şaşkınlığa dönmüştü.

Hadi ama... evinde napacağız ki Lee Heeseung..?

My bitch is gay // HeeJakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin