31

584 80 54
                                    

Heeseung'ın hala lavaboda naptığını anlayamamıştım. Yarım saattir yoktu.

Arada ona seslendim ama "Efendim?" demekten başka bir şey demedi bana.

Sonunda dayanamadım ve kalkıp lavabonun kapısını açtım.

Tanrım kapı kilitli bile değilmiş ki boşa o kadar süre beklemişim.

Boş boş aynanın karşısında kendine bakan Heeseung'ı görünce duraksamıştım.

Jake: Napıyorsun burada yarım saattir?

Bana döndü ve eliyle aynayı gösterdi

Heeseung: Gördüğün gibi işte

Jake: Yarım saattir kendine mi bakıyorsun? Üstünü bile giyinmemişsin?

Heeseung: Bir takım işlerim vardı onları hallettim

Jake: Daha üstünü bile değiştirmemişsin ne işiymiş bakalım o bir takım iş dediğin hemde lavaboda

Duraksadı

Cevap verecek bir şey düşünmeye çalıştığı her halinden belli oluyordu

Aynanın yanındaki dolabın kapağını açıp içindeki kremleri gösterdi

Heeseung: Ee.. yüz bakımı yaptım?

Ona doğru adımladım ve parmağımı yanağına sürttüm.

Yumuşacıktı.. ama hiçbir şekilde kaygan değildi yüzü. Yüzüne krem sürmediği belliydi.

Güldüm ve ellerimi saçlarının arasına daldırıp hafifçe karıştırdım

Jake: Yeme beni Heeseung. Neyse derdimiz bu değil hadi giyin bekliyorum seni

Gözlerini kaçırarak "Tamam" diye mırıldandı.

Ardından lavabonun kapısını kapatıp geri Heeseung'ın yatağına attım kendimi.

Şimdi.. biz çıkıyorduk?

Ve yan yana yatacağız?

Garip..

Her şey çok ani gelişmiş gibi geliyordu ama aynı zamanda her gelişmenin olması çok uzun sürmüş gibi de geliyordu

Çıkma teklifi etmem günlerimi almıştı

Hep araya bir şeyler girmişti

Ama yaklaşık 1 saat önce birbirimize çıkma teklifi ettik ve şu anda çıkıyoruz

Gözlerimi kapattım ve yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan bir süre öylece yatağın üzerinde uzanmaya devam ettim

Lavabonun kapısının açılma sesiyle gözlerimi aralayıp kafamı o tarafa çevirmiştim

Saçları ıslak bir Heeseung görmeyi beklemiyordum

Jake: Ne ara duş aldın?

Gülümsedi ve saçlarını karıştırdı. Saçlarının arasında kalmış olan su damlalarının birazı tişörtünün üzerine düşmüştü.

Heeseung: 10 saniyemi bile almadı, vücuduma ve başıma su tutup çıktım hemen

Jake: Anladım..

Yanıma doğru ilerlemeye başlayınca yatakta kenara kayma ihtiyacı duydum

Fark etmiş olmalıydı ki küçük bir kahkaha atıp konuşmaya başladı

Heeseung: Yataktan düşeceksin napıyorsun

Işığı kapatıp yanıma uzandı ve kollarını belime dolayıp vücudumu vücuduyla birleştirdi

Kalp atışlarım hızlanmıştı yeniden

Yumuşak dudaklarını yanağımda hissedince yanaklarım alev almaya başlamıştı

Sap gibi öylece kollarının arasında duruyordum

Konuşamıyordum, nefes alamıyordum, gözlerimi açamıyordum ki açsam da pek bir şey göremezdim etraf karanlıktı

Heeseung'ın sıcak nefesini kulağımda hissetmemle tüylerim diken diken olmuştu

Heeseung: İyi geceler sevgilim

Kulağıma fısıldaması beni anında mayıştırmıştı ve yüzüme büyük bir gülümseme yerleşmişti.

Bende onu aynı şekilde fısıldayarak cevapladım

Jake: İyi geceler sevgilim

Saçlarımın üstüne bıraktığı minik öpücükle beraber kollarıyla belimi daha sıkı bir şekilde kavradı. Ve bende öylece kollarının arasında uykuya daldım.

My bitch is gay // HeeJakeWhere stories live. Discover now