11

66 6 15
                                    

Genç adam Kasım aynının en güzel gününe gözlerini açmıştı.

Hayat son 3 yıldır onun için aynıydı... Pişmanlıkları yaşanmamışlikları ve kendine duyduğu nefreti.

Genç adam yanında yatan küçük çocuğu sessizce gülümsedi 4 yaşına girmişti...

Sonra sessizce mısırlı tavana dikti gözlerini... Tam 3 yıldır onsuz geçen günlerinin de yıl dönümüydü.

"Baba açım ben." Genç adam gülümseyerek oğlana baktı tıpkı karısı gibi yemek yemeyi seviyordu... Tıpkı onun gibi kahverengi saçları vardı yanakları tıpkı onun ki gibi dolgundu...

Yemek masasına ikisi oturmuş genç adamın yaptığı pankekleri sessizce yiyordu... Küçük çocuk çok sessizdi soru sormaz gerekmedikçe konuşmazdı ama konuştuğunda herkesi ağlatacak kadar olgunlaşmıştı...

Yemek masasında pankeklerini daha bitiremişken kapı çalmaya başladı. Genç adam sessizce kalkıp kapıya yöneldi... Kapıyı açar açmaz içeriye koşan pembe saçlı kız ve kızıl saçlı kocası ile karşılaştı "Bro nasılsın?" Kızıl saçlının sorusuna mimikleriyle hafif bir cevap vererek savsaklamaya çalıştı... Ama kızıl saçlının onu bu kadar rahat bırakacağını düşünmesi bile başlı başına bir saçmalıktı...

Kızıl saçlı eline bir zarf tutuşturdu. Genç adam cevap bile vermeden diğer gelenlere göz geçirdi... Elinde herkesin hediyeleriyle içeri giren sarı siyah saçlı adam ve onunla dalga geçen mor saçlı kızı izledi peşi sıra siyah saçlı adam içeri girdi ve elini genç adamın omzuna atıp kapıyı kapattı.

Genç adam çocuğuyla ilgilenen arkadaşlarını ve çocuğunu izliyordu. Oğlu gayet olgun bi rşekilde hediyeleri açıyor ve teşekkür ediyordu... Acaba annesi yanlarında olmadığı için mi böyle hızlı olgunlaşmıştı?

Kızıl saçlı on eline zorla tuttuşturduğu yavaşca açtı. İçinden yayılan nefret ettiği adamın kokusu hafifçe yayınlandı... İzuku Midoriya; hayatı boyunca nefret edeceği insan karısının onunla aldattığı insan...

Zarfta yazan kelimeleri okumaya başladı;

Kacchan ben sana bunu nasıl yeceğimi bilmiyorum. Tam 3 yıl 5 gün önce Ochako ile beni birlikte olurken gördüğünü sandın lakin artık itiraf etmek zorundayım... Senin iş gezisine çıktığın gün Ochako'ya olan arzum artmaya başladı ve dayanamayıp onunla birlikte olmayı teklif ettim reddetti peşi sıra 3 gün boyunca devam etti ve senin iş gezinden döndüğün gün artık doruk noktam olmuştu... Ona tacizde bulundum...

Genç adam nefes alamamaya başlamıştı. Karısı onu aldatmamış mıydı? Lakin ona neden söylemişti bunu gerçi düşündüğümde cevap o kadar belliydi ki ona konuşma hakkı bile tanımamıştım... Bağırıp çağırıp hızlıca evi terk etmiştim. Yanına geri döndüğümde yani küçük çocuklarının doğum günlerinde eve girdiğinde onun cansız cesediyle karşılaşmıştı...

Onun hatasıydı...

Onu dinlememiş, suçlamış ve onun ölümüne sebep olmuştu...

Göz yaşları yavaşca akmaya başladı sanki yıllardır tuttuğu bütün duygu düğünleri tek tek dökülüyordu genç adamın...

Ağızından sadece minik bir fısıltı çıkmıştı sadece?

"Kasui anneni görmek ister misin?"

Tam üç yıl sonra karısıyla yüzleşmesi gerekiyordu belki onu affetmiştir? Belkide hayaleti hala yanındadır...

Oğlu yıllar sonra annesini görecekti...

1 kere bile gidemediği mezarlık sanki ona gerçek evi gibi geliyordu şuan...

Karısını son gördüğü günün üzerinden tam 3 yıl geçmişti ama karısız geçirdiği tek bir günü yoktu...

Aşk kalpte yeşerirdi ve o kalbinde yeşeren kökleri karısına adamıştı belki o da ölmeliydi çünkü onu öldiren kişi oydu...

Katil olarak nasıl oğlunun suratına 3 yıldır bakabilmişti...

Mezarlığa ulaşmaları çok uzun sürmemişti arkadaşları onları götürmüş ve sessizce orada bırakmışlardı onları.

Genç adam ve oğlu mezarın önündeki oturma köşesine oturmuş mezarı seyretmeye başlamıştı.

"Kasui anneni hatırlıyor musun?"

Küçük çocuk yaşından büyük bir olgunlukla konuştu..."Hatırlıyorum, o papatyalar gibiydi..."

Evet karısı papatyalar gibiyidi... Kırıldığında kokusu yayılmıştı bedenine...

Hatalar geri alınamazdı...

Ölüler canlanmazdı...

Yaşam yeniden bahşedilmezdi...

Belki sonraki hayatlarında ona kendini affetirebilirdi...

O zamana kadar bekle sevgili çünkü acı şuan beni saröışken yanına gelmek için yalvarırken senin ruhunun son parçası olan çocuğumuz bizç son kez bağlayacak...

Şimdilik elveda...

Şimdilik elvede Tokyo'da sensiz geçen günlerim...

Hoşgeldin ruhunun son parçasına bağlanan ben...

(Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkürler... Beşenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın bu şarkıyı dinlerken sanki ıssız kaldırımlarda kendimi bulmuştum umarım sizlerde şuana kadar okurken benim hissettiklerimi hissetmişsinizdir..<3)

10 Things I Hate About You/ KacchakoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin