pretty boy | taekook✓

20•i know somewhere inside, there's a special light still shining bright

this i love - guns n'roses

bad decisions - bts

Bölümle ilgili söyleyeceğim bir şey var ; gidişat konusunda yazarınıza güvenin bence <3 (bunu yazarken bile bölümden emin olmayan ben kanxbdsm )

∆

my safe place
Gelmek üzereyim.

+82..
neler geçiyor aklımdan tövbe tövbe /
dirty mind bi dur amk/
Harika☺️
Bekliyorumm

∆
Jungkook's pov

Proje için birkaç kez kafede buluşmuş , ona söz verdiğim gibi sadece proje ile ilgili konuşmuştuk. Güzel ilerleme kaydetmiştik. Bugünse Yoongi ile kaldığımız eve geliyordu. Onu ikna edene kadar akla karayı seçmiştim. Kafede odaklanamadığımı , projenin önemini anlatmıştım ve sonunda bıkkınlıkla kabul etmişti. Yoongi ise Jimin'in yanına gitmek için onun kursta düşürdüğü kolyeyi bahane etmişti ve Jimin'in yanına gidiyordu o da.

Çalışırken yeriz diye hazırladığım atıştırmalıkları da koyduktan sonra hızla odama koştum. Taehyung'un en sevdiği tişörtümü giymiştim, şimdi garanti olsun diye en sevdiği kokumu süründüm üstüme. Çalan kapıya yöneldim ardından . Her zamanki gibi büyüleyici görüntüsüyle beni mest eden Taehyung karşımdaydı. Ona çok yakışan ama bazen taktığı gözlükleri, beyaz tişörtü ve bol , yeşil renkteki pantolonu ile yine göz alıcıydı benim için . İçeri geçmesi için kenara çekildim. Küçük evin salonuna geçtiğimizde koltuklardan birine oturdu. Ben de oturdum hemen sonra. Öylece duruyorduk ve sanki ilk defa tanışıyormuşuz gibiydi, ellerimle oynamaya başladım. Elim ayağıma dolaşmıştı. Hata yapmaktan deli gibi korkuyordum. Ortamdaki hava makasla kesilebilecek kadar gergindi. Beni şaşırtarak ilk konuşan o oldu.

"Tırnaklarını yeme. Sonra yara oluyor. Cildinin hassas olduğunu biliyorsun. " Kafamı kaldırarak ona baktım , tek kaşını kaldırmış , ciddiyetle konuşuyordu. Gözlerindeki ateşin ardında yine benim eski Taehyung'umu gördüm o an. O hep oradaydı, ama ben onunla arama duvar örerek onu kaybeden yegane kişiydim. Pişmanlık tekrar tüm vücudumu ele geçirirken buruk bir şekilde gülümsedim.

"Tamam , yemiyorum bak. " dedim ellerimi havaya kaldırarak.

"Hadi başlayalım. " dedi yanında getirdiği sırt çantasından laptopunu çıkarırken.

Birkaç saat aralıksız çalışmıştık, birer kadeh içkiyi de devirmiştik. Aslında ona kahve içer misin diye sormuştum ama içkiyi tercih edeceğini söylemişti.