39.SADECE BEKLEYECEK

22 3 9
                                    

~~~Çok çok çok uzun zaman sonra geri geldim biliyorum beni okuyun demem artık çok saçma ama lütfen okuyun ve oy verin içimdeki bu yazma isteğini beraber geri getirelim şimdiden teşekkür ederim~~~



Lee jong suk

Her gün bir diğerinden daha kötü geçiyordu. inci ile sabah ufak bir tartışma yaşamıştık. Çekimler yüzünden inciyi neredeyse hiç görmüyordum. Hem program çok yoğundu hem de set sanki bir yığın amatörden oluşuyordu. Han Hyo joo sanki hayatında ilk kez dizi çekiyordu. haftalardır elle tutulur çok az kare çekebilmiştik. bu durum tabi ki oldukça can sıkıcı olmaya başlamıştı. ama mali durumumun iyice kötüye gitmesi ve bununla birlikte herhangi bir iş gelmemesi bu diziyi bırakmama engel oluyordu. Woo bin bu durumun normal olmadığı konusunda beni inanılmaz bunaltıyordu. Tabi ki bende ufak tefek bir şeylerden şüpheleniyordum. ama setteki terslikler dışında en ufak bir sorun yoktu. İnci ile onu görebildiği o kısa zamanlarda çok mutluyduk. Han Hyo joo ile ise hiç de korkulduğu gibi bir durum söz konusu değildi. Asla bana yaklaşmaya çalışmıyor set dışında yanımızda İnci ya da onun erkek arkadaşı olmadan asla buluşmuyorduk. Ayrıca Han Hyo joo İnci ile  çok iyi anlaşıyordu. Birlikte oldukça eğleniyor ve çok fazla zaman zaman geçiriyorlardı. 

Yine sette her şeyin aşırı uzadığı korkunç bir gün geçiriyordum. Gecenin bir yarısında çekim bitmiş ve eve dönmüştüm. bütün gün aklım İncideydi. bir türlü arama fırsatı bulamamıştım. ilginç olan o da beni hiç aramamıştı. eve vardığımda ışıkların kapalı olduğunu fark ettim. inci genellikle uyumaz beni beklerdi. ama bu gece normalden de geç gelmiştim. büyük ihtimal dayanamamıştı. içeri girdiğimde koşar adım yatak odasına çıktım. neden bilmiyordum ama içimde bir sıkıntı vardı. bir an önce inciyi görmek ve ona sarılmak istiyordum. yatak odasına girdiğimde. Yatağın hiç bozulmamış bir şekilde durduğunu ve odada kimse olmadığını fark ettim. acaba fark etmedim ve inci salonda mı uyuyordu diye koşarak salona indim ancak inci orada da yoktu. içimde ufak ufak bir  panik oluşmaya başlamıştı. diğer odaları da kontrol ettiğimde incinin evde olmadığını fark ettim. Acaba sabah ettiğimiz kavga benim düşündüğümden daha mı ciddiydi ve inci bana haber vermeden bu saate kadar eve gelmemişti. hemen telefonumu alıp inciyi aradım ancak telefonu kapalıydı. içimdeki panik hissi her geçen saniye daha da büyüyordu. hemen aylayı aradım. telefonun açılmasını beklerken dertleşmek için aylaya gitmiştir. sohbet ederken de zamanı fak etmemiştir. şarjı da bitince haber verememiştir diye kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. insan beyni paniklediğinde hem duruyor hem de olduğundan çok daha hızlı çalışmaya başlıyordu. telefon bir kaç kez çaldıktan sonra Ayla uykulu bir sesle cevap verdi. 

Alo Jong suk bir sorun mu bu saatte arıyorsun. dedi

işte o an sanki dünya başıma yıkılmış gibi hissetmiştim İnci orada değildi. bir anlığına öylece beynim dondu ve aylaya cevap veremedim. Ayla 

Alo Jong suk orada mısın. Alo diye tekrar ediyordu. ama ben sadece düşünüyordum inci nerede olabilir nedense bir türlü konuşamıyordum. ayla ikinci kez veya üçüncü kez

Jong suk oradamısın sesim geliyor mu derken arkadan woo binin sesini duydum

Noluyor. diye soruyordu. ayla 

Jong suk aradı ama sesi gelmiyor sanırım hatta sorun var dedi. kendimi toparlayıp hemen 

Ayla merhaba şey inci orada mı diye son bir umut sordum.

Aa merhaba Jong suk. Hayır İnci burada değil. Zaten bu saatte neden burada olsun ki. Bir sorun mu var  Jong suk. diye sorduğunda artık ayakta duracak gücü kendimde bulamadım ve yere oturdum. ayla sürekli sorular soruyor ama ben ne soruları anlıyor ne cevap verebiliyordum. bir yerde telefonu Woo bin aldı ve 

Sen Benimdin Peki O?Where stories live. Discover now