ゝhey

572 62 52
                                    

"Hey."

Eren patronunun odasına girdiğinde kadını masasının üzerine kafasını yaslayıp uyuyakalmış bir şekilde beklemiyordu. Kaşları yavaşça havaya kalktı ve ardından kapıyı kapattı.

Bir önceki günün akşam yemeğinden sonra neredeyse hiç konuşmamışlardı. Eren mesai yapmaya karar verdiğinde patronunun çoktan eve gittiğini varsayarak ertesi günin dosyalarını masasına koymak için Y/n'nin odasına gelmişti.

Eren elindeki dosya yığınını masanın köşesine koydu ve huzurla nefes alıp veren kadına imrenerek baktı. Onun dikkatini çekebilecek ne yapmıştı?

Eren masanın hemen önündeki koltuklardan birine oturdu ve dirseğini masaya dayayıp çenesini de avcunun içine koyup tebessüm etti, huzurla uyuyan patronunu izlemeye başladı.

Y/n'nin yüzüne düşen bir tutam saçını kulağının arkasına sıkıştırmak için yavaşça elini uzattı. Onu uyandırmak istemiyordu çünkü şuan Eren, patronunun  nadir olan bir yüz ifadesini görüyordu. Bu manzarayı sonsuza dek izlemeyi diledi.

Yavaşça parmaklarının arasına aldığı saç tutamını kadının yüzüne değdirmeden kulağının arkasına ittirdi. Y/n uyurken içini çekip hafifçe gülümsediğinde Eren onun uyumadığını düşünmeye başladı.

"Y/n-san?" diye fısıldadı yavaşça. Kadın gözlerini açmadan homurdandı.

"5 dakika daha Hange."

Eren dudaklarını birbirine bastırıp gülmemek için kendini zorladı. Y/n birkaç saniye sessiz kaldığında uzun tırnaklı ve ojeli parmaklarını kıpırdattı. Eren gözlerini kadının ince parmaklarına çevirdi ve istemeden yutkundu.

"Hange?"

Y/n çılgın arkadaşının çığlıklarını duymadığında tek gözünü açıp nerede olduğunu kavramaya çalıştı. Hala şirkette olduğunu fark ettiğinde parmaklarını gözüne yaklaştırıp ovuşturdu. İçini çekerek doğrulduğunda kolları otomatik olarak havaya kalktı ve kısa bir şekilde esnedi. Karşısında Eren'i gördüğünde göz bebekleri büyüdü.

"Eren?"
Eren patronunun uyku mahmuru, çatallaşmış sesini duyduğunda gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Günaydın." diye mırıldandı Eren dirseğini masadan çekip.

"Günaydın. Ne zamandan beri buradasın?"

"Bir süredir."

"Saat kaç olmuş ya?" dedi kadın koltuğunda arkaya kayarken.

"Çok geç değil."

"Mesaiye mi kaldın?" diye sordu Y/n. Eren kafasını salladı ve cevap vermedi.

"İnsan haklarına geçeceğim diye mi yapıyorsun? Buna gerek yok ki Eren." diye mırıldandı kadın. Eren yanaklarına sıcak bastığını hissettmesiyle yanaklarının kızardığını anladı ve ağzının içini ısırdı.
Ardından aklına gelen şeyle hafifçe boğazını temizledi.

Aralarındaki garip sessizlik ve birkaç göz kaçırmadan sonra Eren ayağa kalktı.
"Geç oldu, dosyaları getirmiştim ben." dedi parmağıyla masanın köşesindeki dosyaları işaret ederek.

Y/n kafasını salladı ve o da yavaşça ayağa kalktı. Eren arkasını dönüp kapıdan çıkmak gibi bir hamle yapmadığında Y/n aralarındaki mesafeyi kapattı ve kollarını Eren'in boynuna doladı. Eren de hiç beklemeden ellerini kadının beline yerleştirdiğinde dudakları iştahla buluştu.

✓𝙞𝙣𝙩𝙚𝙧𝙣, 𝘦𝘳𝘦𝘯 𝘫𝘢𝘦𝘨𝘦𝘳Where stories live. Discover now