seventh, last

383 28 49
                                    


---



Jeon Jeongguk.

Benim kalbimi hem deli gibi attıran, hem de yıkıp geçen o aptal herif.

Senin cenazendeydik Jeongguk, bitmişti.

1 Gün Öncesi, Amerika/ New York

Ona gidiyordum, fakat bu sefer karşımda olmayacaktı.

Canımdan çok sevdiğim adam, son nefesini vermişti bir kaç hafta önce.

Hiçbir şey yapmamıştım, ağlamamıştım. Öyle durdum, kaldım Jeongguk.

"Taehyung, uyan. Geldik."

"Uyumuyordum zaten hyung."

"Hadi, kalk."

Çokta zor olmasa da, kalkmıştım ve ona biraz daha yaklaşmıştım. Cenazesi, ona gidiyorduk. Jimin'de buradaymış.

1 saatlik bir araba yolculuğun ardından Jeongguk'un kaldığı eve gelmiştik. Bir sürü kişi vardı, ismi de değişmişti. Leo, benim canım.

Derin bir nefes almış, içeri girmiştim. Namjoon hyung ve Hoseok hyung yanımdaydı. Yoongi hyung, evet o uzaktaydı, hemde çok.

Sanırım iyi değildim, Jimin oradaydı. Yıllar sonra en yakın arkadaşım, karşımdaydı. Tamamen siyahtı, sadece saçları kırmızı'ydı. Jeongguk'un en sevdiği renk.

"Hoşgeldiniz. İçeri geçin lütfen."

Doğru düzgün bize bakmadan konuşmuş, sonrasında ise başkalarının yanına gitmişti. O değildi, o benim tanıdığım Jimin değildi.

Namjoon ve Hoseok hyungla büyük salona geçmiştik, bir sürü insan vardı. Aralarında birini tanıyordum, Eunwoo.

O da buradaydı, benden nefret ederdi. Göz göze geldiğimizde şaşırmıştı, ama yanımıza gelmiş, selamlaşmıştı.

Herkes farklıydı, değişmiştik.

"Namjoon, şuraya otursak olur mu?"

"Olur, hem Taehyung'da kendine gelir biraz."

Hoseok hyung'un gösterdiği, siyah deri koltuğa oturmuştuk. Evi inceledim, onun gibiydi. Siyah ve kapkaranlık. Ürkütücü.

"Ailesinden kimse yok."

"Rye-on teyze uzun süre önce vefat etmişti zaten, babası ve kız kardeşi ise nerede bilmiyorum."

Namjoon hyung'un cevabıyla kafamı sallamıştım. Gördün mü Jeongguk, herkes senden nefret ediyor.

Cenaze Töreni Vakti

Hayat bazen yanıltır, aldatır sizi. Üzer, kırar. Ve bunu düzeltecek ise yine insanın kendisidir. Diğerleri. Onlar insanlarda derin yaralar açar. Terkedilme ise, büyüktür.

Karşımdaki mezarda yatıyordu, soğuk bir yer. Bir çok kişi ağlıyordu, yağmurun hızlandığını hissettim.

Yaşlı bir teyze yanıma geldi, başında İngiliz Kraliçesi'nin taktığı tarzda bir şapka, üstüne dizinden biraz aşağıya uzanan siyah bir elbise, elinde eldivenleri ve başının üstünde siyah bir elbise vardı. Ayakkabıları ise, hafif topuklu siyahlardı.

"Güzel oğlum, sen Leo'nun nesi oluyorsun acaba? Seni hiç burada görmemiştim."

Leo, aptal Leo.

"Arkadaşı, ben onun sadece uzaktan bir arkadaşıyım."

"Oh, başın sağ olsun güzel oğlum. Arkadaşının cenazesine gelmen Tanrı'yı sevindirmişdir."

"Öyledir teyze, peki siz, siz Leo'nun nesi oluyorsunuz?"

Güzel ismin, niye Leo oldu Jeongguk?

"Oh, ben onun üvey teyzesiyim. Buraya geldiğinde epey bitkindi. Yanında başka bir oğlan daha vardı, adı Jimin. Ayrı durdular birbirlerinden, sanırım yeni ayrılmışlardı. Çok acımıştım, evime almıştım. Sağolsun her şryime yardımcı oldu. Kısa zamanda kasabadakilerde sevdi onu, eh, sonra kasabayla el birliğiyle barıştırdık onları. Jimin baya harap oldu çocuk. Güney Kore'de Leo'nun eski sevdiği birisi mi ne varmış, ona nasıl haber vereceğim diye üzülüp durdu. İşte böyle bir vefalı çocuktu Jimin. Üzülüyorum ona."

Eski sevdiği. Jeongguk, sen benı hiç sevmedin ki.

"Üzüldüm onların adına, sizin de başınız sağ olsun güzel teyzecim."

"Sağol oğlum."

Cenaze bitimi, Jeongguk'un evi

Herkes gitmişti, cenazede gördüğüm teyze bile. Sadece Namjoon ve Hoseok hyung, Jimin, Eunwoo ve ben kalmıştık, koskoca salonda.

Jimin sürekli ayaklarıyla ya da elleriyle oynuyordu. Gergin olduğu çok belliydi. Ben ise onun aksine çok sakindim.

"Şey, nasılsın Taehyung?"

Jimin'in sorusuyla evi incelemeyi bırakmış, ona bakmıştım.

"Sanırım, 5 yıldır idare ediyorum."

"Taehyung ben çok özür dilerim."

"Önemi yok, geçti gitti. Bak o çok sevdiğin Jeongguk'da öldü artık."

"Böyle konuşma lütfen."

"Sana onun seks kölesi mi demeliydim?"

"Birbirimizi seviyorduk Taehyung!"

"Ben neyi seviyordum Jimin? Bana yazık değil miydi?"

"Özür dilerim."

"İnanmıyorum, özrüne."

"Cidden özür dilerim, kimse böyle olmasını istemezdi."

"Evet, öyle. Neyse. Biz kalkalım artık."

"Konuşsaydık Taehyung, anlasaydık Taehyung."

"Ben 5 yılda her şeyi anladım Jimin, çok teşekkürler, yardımınız ve zevkleriniz için."

O gün, ilk ve son'du Jeongguk. Senin koktuğun o eve, başka hiçbir şekilde adımımı atmamıştım ve seni, zevklerinle bu sefer yalnız başına ben bırakmıştım.




bitti
sanırım biraz gerginim
ama böyle olması gerekiyordu taehyung'un onu affetmesini beklemiyordunuz herhalde

bu ficteki en uzukdugunuz karakter?

en serefsiz dediginiz karakter?

bence boyle bitseydi daha iyi olurdu diyeceginiz sey?

taehyungun en cok hangi sözü acıttı?


---

deceived hearts, tkWhere stories live. Discover now