Savcı Kerim Sakin,emekli olduktan sonra memleketine döner. Sokak ortasında karısını öldürür. Kaçacağı sırada,izinde olan yüzbaşı Bulut'un göz hapsine girer.
Kerim savcı önde,Bulut yüzbaşı arkasında koşarken,yüzbaşının silahından çıkan kurşun,savcıy...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Yüreği kendisine benzeyen insandan, Vazgeçemiyor insan." ~RUHİ SU~
Bölüm Şarkısı: Mehmet Burak Şentürk-Kadın
&&&&&&&&&
"Umut."
"Efendim anne."
"Pastamızın üzerine yazı yazalım mı?"
Küçük Umut'un gözleri bu fikir ile ışıldamıştı.
"Yapabilir miyiz?"
"Tabii ki. Ne yazalım?"
"Babacığım,bugün doğum günün değil ama sana pasta yaptık yazalım."
Çise gür bir kahkaha atmıştı.
"O kadar uzun bir cümleyi sığdıramayız."
Umut elini yanağına koyup düşünmeye başlamıştı. Sonra dudaklarını büzüp Çise'ye döndü.
"Anneciğim."
Çise gülümseyerek karşılık verdi oğluna.
"Efendim güzel oğlum."
"Biz babama neden pasta yaptık lütfen pardon?"
Çise gözlerini devirmişti. Bugün oğluna 'lütfen' ve 'pardon' kelimelerinin kullanımının,naziklik olduğunu söylemişti. Küçük Umut bunu çok yanlış anlamıştı. Her cümlesinin sonuna 'lütfen' ve 'pardon' koyuyordu ve bunları ard arda söylüyordu.
Çise bu kelimelerin doğru kullanımını anlatsa da,Umut anlamak istemiyor gibiydi.
"Bir şey rica edeceğimizde 'lütfen',özür dileyeceğimiz konularda 'pardon' deriz Umut."
"İkisini aynı anda kullansam daha nazik olurum. Bana karışma lütfen pardon."
Çise ne diyeceğini bilemiyordu.
"Pekâlâ beyefendi."
"Soruma cevap verir misin ricada bulunduğum zaman?"
Çise gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. Akşam yemeğinde Bulut'a 'Rica etsem tuzu uzatır mısın?' Demiş,Umut bu cümlenin ne anlama geldiğini sorduğunda ise 'nazik beyefendiler ve hanımefendiler,birinden bir şey isteyeceklerinde,bu şekilde konuşur.' Demişti.
