Bölüm 5: İlkler

1 0 0
                                    

Ryan ile yolları ayırdıktan sonra yapmam gereken ilk şey bir iş aramaktı. Fazla büyük işlere kalkışmamam gerektiğini bildiğim için eskiden yaptığım işleri yapmaya devam etmeye karar verdim. İlk gördüğüm köpek gezdirme işini almaya karar verdim. İlanın sahibi bayan Cooper'ın üç köpeğini gezdirecektim. Köpeklerin adı sırasıyla Alex, Max ve Rex.

Onları bisikletimle bayan Cooper'ın evinden aldım ve bisikleti bayan Cooper'ın evinin bahçesinde bırakıp köpekleri dışarı çıkardım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onları bisikletimle bayan Cooper'ın evinden aldım ve bisikleti bayan Cooper'ın evinin bahçesinde bırakıp köpekleri dışarı çıkardım. Köpeklerin üçü de çok tatlıydı. Max çok zeki, Rex çok sıcakkanlı, Alex ise biraz korumacı ve agresifti. Üçünü de Santa Monica sahiline doğru götürmeye başladım. Alex tasmasını elimden kurtarmaya çalışırken, Max benimle yan yana yürüyordu. Rex ise o kadar neşeli ve enerjikti ki kuyruğunu sallayıp, dilini dışarı çkartarak yürüyordu. Bir süre daha yürüdükten sonra Alex tasmayı çekiştirip durduğu için elim acımaya başlamıştı. En sonunda yürümeyi bıraktım ve alex'in önüne geçip diz çöktüm. Kafasını okşayarak "Beni anladığını biliyorum küçük arkadaşım. Eğer tasmandan sıkıldıysan tasmanı çıkartabilirim ama lütfen ani hareketler yapıp benden kaçma olur mu?" Dedim, daha sonra tasmayı çözerken "Eğer uslu durursan sana bir ödül bisküvisi de verebilirim." Dedim. Alex tasmasını çözdükten sonra önümde bekledi ve ben yürümeye başlayınca o da benimle birlikte yürümeye başladı. Sahil yakınlarına geldiğimizde Max'in ve Rex'in de tasmalarını çözdüm. Üçünün de güzelce oyun oynamasına izin verdim. Artık yavaş yavaş hava kararmaya başladığında tasmalarını tekrar takmak için onların yanına gittim. İlk önce Max'in daha sonra da Rex'in tasmasını taktım. Alex'e doğru yaklaşıp eğildim. Çantamdan bayan Cooper'ın verdiği ödül bisküvisini çıkarıp açtım ve avcuma koydum. Alex önce bisküviye sonra da bana baktı ve elimdeki bisküviyi nazikçe yedi. Daha sonra tasmayı çantamdan çıkardım ve "Tasmanı takmama izin verir misin küçük arkadaşım?" Dedim, Alex nazikçe yere doğru eğildi ve tasmasını takmama izin verdi. Tüm işler bittikten sonra üçünün tasmasını da elime alıp yürümeye başladım. Gittiğimizde bayan Cooper bizi kapıda bekliyordu. Bana yaklaşıp "Tatlım bir yerinde bir şey yok değil mi?" Dedi, şaşkınca "Hayır bayan Cooper, neden sordunuz ki?" Dedim, derin bir nefes vererek "Ne zaman köpekleri birine emanet etsem, hepsi Alex'ten şikayetçi olarak geri gelirdi. Aslında seneler önce bir bakıcımız vardı, senin yaşlarında biriydi. Alex'i ve diğerlerini güzel idare ediyordu fakat daha sonra okulu yoğun olduğu için işi bırakmak zorunda kaldı. O günden beri Alex ile iyi anlaşan tek kişi sensin. Umarım sen de işi bırakmazsın çünkü onlara tümüyle yeterli değilim. Çalışıyorum ve yaşlıyım, işten gelince onları gezdirmek benim için çok zor." Dedi, gülümseyerek "Merak etmeyin bayan Cooper, bir sorun olmadığı sürece işi bırakmayı düşünmüyorum. Alex aslında çok iyi bir köpek sadece kendi özgürlüğünü istiyor. Kendi rahatlığının ve özgürlüğünün önemsenmesini istiyor." Dedim. Köpekleri teslim edip bisikletime bindim ve kalacak bir yer aramaya başladım. Hava iyiden iyiye kararıyordu. Gittiğim tüm kalacak yerler ya yaşımı soruyordu ya da fazla para istiyordu. Bazı yerler ise son derece tehlikeli gözüküyordu. En sonunda bir köşeye oturup Ryan'ı aramaya karar verdim fakat defalarca kez aramama rağmen açmadı. Defteri çıkardım ve bana verdiği numaraları aramaya karar verdim. Numaralardan bazıları meşguldü, bazıları da cevap vermiyordu. Çantadan çıkardığım kolyenin arkasındaki numarayı aradım ve cevaplanmasını bekledim fakat açılmadı. O sırada bana doğru gelen bıçaklı bir adamı fark ettim. Hızlıca bisikletime atlayıp pedalları çevirmeye başladım. Beni arayan Ryan'a cevap vermek isterken çok kötü bi şekilde bisikletten düştüm. Ryan bağırarak "Ne oluyor Jessica! Neyin var? O sesler ne?" Dedi, kekeleyerek "Hâlâ buralarda mısın? Peşimde bir adam var, elinde bıçak var. Yardım et! Bana doğru koşuyor." Dedim, soğukkanlılıkla "Orada sokak, cadde adı falan yok mu? Söyle bana, hemen geleceğim." Dedi, biraz düşünüp kekeleyerek "En son Mayfield bulvarına girdim. Oralarda bir ara sokağa girdim." Dedim, arkadan gelen ağır fren ve motor sesleriyle "Birazdan oradayım. Bir yerlere saklan ve beni bekle." Dedi. Telefonu kapattım ve gözlerimle bıçaklı adamı aramaya başladım. Görünürde henüz bir şey yoktu ama yine de korkuyordum. Bir anda duyduğum adım sesleriyle irkildim, nefesimi tuttum ve iyice gizlenmeye çalıştım. Adam bir anda beni kolumdan tutup çekti ve saklandığım yerden çıkardı. Kolumu sıkarak "Benden kaçabileceğini mi sandın? Yıllardır bu işi yapıyorum. Gözüm kapalı bile bulurum seni." Dedi, titreyerek "Bırak beni, lütfen." Dedim, gülerek "Bağırsana, bağırsan bile fayda etmez. Burada seni öldürsem kimse fark etmez bile. Tabii gökten bir süper kahraman inmezse." Dedi, tam o anda Ryan adamın bıçağı tutan elini çekerek "Gökten değil ama yerden geldi kabul edersen." Dedi. Adam Ryan'ın gelmesiyle afallayınca kendime güvenmesem de dirseğimle suratına vurdum. Aldığı darbeyle elindeki bıçağı düşürdü ve Ryan'a doğru döndü. Ryan sağ tarafına bir yumruk daha atınca yere düştü. Ryan ayağıyla yerdeki bıçağa vurdu ve elini uzatarak "Koş, hadi! Hemen gidelim buradan." Dedi. Koşarak arabaya gittik ve hızlıca oradan uzaklaştık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LIFE OF SPEEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin