26. Aile

204 25 40
                                    

İyi okumalar...

"Mahvoldu resmen çocuk." Jungkook kaşlarını kaldırarak yanındaki kıza baktı.

"Doyeon, sen ciddi misin?" Kız omuz silkmişti. Oldukça ciddi görünüyordu. "Hala onu nasıl düşünebilirsin abi? Seni Jimin'in yanında sanıyordum."

"Tabi ki onun yanındayım. Yine de neler olduğunu tam bilemiyorum Jungkook. Taehyung'un bu bitik hali de içimi rahatlatmıyor açıkçası. Sadece ebeveynlikle ilgili bir cümle olduğunu biliyoruz, farkında mısın?" Sesli bir nefes bıraktı çocuk.

"Jimin'in bir ailesi yok Doyeon. Biz tanışmadan çok önce onun hayatından çıkmışlar. O yüzden söylenen her ne olursa olsun, bu konuyla ilgiliyse ağırdır. Yani Taehyung haksızdır. Jimin'i desteklememiz gereken noktadayız şu an." Kızın gözleri kafeteryanın diğer ucundaki çocuğa odaklıydı.

Uzun boylu esmer, oturduğu köşede büzüşmüştü. Önündeki kitapta bir şeyler karalıyordu ancak ders çalışmadığı belliydi. Gözleri dikkatsizdi, kalemi oynatışı gevşekti ve vücudu boşvermiş bir duruş sergiliyordu. Doyeon onun bu halinden yıkılmış mı yoksa sıkılmış mı olduğunu çıkaramıyordu. Belki de derslerden bunalmıştı. Derslerin yoğunlaştığı bir döneme girmişlerdi ne de olsa. İç çekerek önüne döndüğünde aklından geçen isim kafeteryaya giriş yaptı.

"Hoşgeldin Jiminim."

Jungkook'a minik bir gülümseme sunarken oturdu Jimin. Doyeon bakışlarını vaktinde kaçırmış olsa da Jimin'in Taehyung'u çok dolu olmayan kafeteryada görmemesi düşük bir ihtimaldi. Oturduğu yön oraya dönük değildi ancak Jimin hisseder gibi başını sağına çevirdiğinde Taehyung'u görmüştü. Gözleri kısıldı.

"Ee Jimin, nasıl geçti dersin?" Doyeon onun dikkatini almak istese de bir mırıltıyla yanıt almıştı arkadaşından.

"Bir problem var." Jungkook elini Jimin'in omzuna koydu.

"Yavrum çözelim ne problemin varsa." Başıyla reddetmişti diğeri.

"Bende değil, onda bir problem var. Taehyung'la ilgili bir sorun var." Doyeon ağzını araladı, yeniden kapattı, dayanamamış olacak ki bir sonraki açışında kelimeler döküldü dudaklarından.

"Yani mantıken kavgalısınız, morali buna bozuluyorsa çok normal değil mi?" Derin bir nefes aldı Jimin. Gördüğü işaretleri diğerleri keşfetmemiş olmalıydı, Taehyung'u onun kadar iyi tanımıyorlardı.

"Anlamıyorsunuz, sorun sadece biz değiliz." dedi bir çırpıda. "Onun bir problemi var ve bunun sebebi ben değilim." Jungkook gözlerini kıstı bu cümlelere.

"Bunu nasıl anlıyorsun ki? Adam sadece kitabına dalgın dalgın karalama yapıyor." Jimin elini çok kaldırmadan parmağıyla masayı işaret etmişti.

"Taehyung asla kitaplara karalama yapmaz, bir gün o kitapla işi bittiğinde bağışlar çünkü. Ayrıca sol elini kullanıyor. Bu da normalde sağ eliyle yazdığı için manalı bir şey çizmediğini gösteriyor. Bir de buzlu kahve, Taehyung kahve içmez. Taehyung kahvenin kokusunu bile sevmez. Yarılamış baksanıza. Ciddi bir şey var." Diğer ikisi onun analizlerine aralık bir ağızla bakarken başka bir ses duyuldu.

"Sen kafayı Taehyung'la bozmuşsun cidden." Jimin başını sola çevirdiğinde arkadaşının sevgilisiyle karşılaşmıştı. Yoongi onaylamaz gözlerle onu süzüp Jungkook'un yanındaki boşluğa yerleşti.

"Jimin'im, ben gidip sorayım ister misin? Sonuçta biliyorsun, benimle de yakın Taehyung." Jimin'den bir yanıt beklemeden ayaklandı Jungkook. Sevgilisinin yanağını parmaklarıyla hafifçe süpürmüş, geçmek için onun gerilemesini beklemişti. Bileği aniden kavranınca duraksadı.

God Damn ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin