Duygusal

963 119 104
                                    

Olay yerine geldiğimizde kardeşimin cesedinin tam karşısında durdum.

Aynıydık.

Fiziksel özelliklerimizin hepsi aynıydı.

Burun, kaş, göz...

Sanki kendi cesedime bakıyordum.

Bize bakan Buğra, "Buldum!" diye bağırdı.

"Neyi?"

"Katilimin hedef kitlesini."

Ben anlamayarak Buğra'ya baktığımda Buğra telefonunu çıkarıp birini aradı.

"Hande hızlıca bir şeyi kontrol etmeni istiyorum."

"Kurbanlarımızın muhtemelen ikiz kardeşleri var. Onları araştırabilir misin?"

"İkizleri mi hedef alıyor?" diye sordum.

"İkizlerden evlat verilmeyenlere düşman. Kurbanlar, günahları için af dilemiyordu. Kardeşlerinden özür diliyordu."

"Yine de benim ikizim var diye diğerlerinin de olmak zorunda değil."

"İlk kurbanımızın ailesi ile görüşürken kardeşine haber vermekten bahsediyorlardı. Sorduğumda onun farklı bir aile tarafından büyütüldüğünü öğrendim."

Önümdeki kardeşime baktım.

Sanki benim ayağıma kapanmış gibi duruyordu.

"Ama neden?"

"Kendisi de evlat verilmiş olabilir."

"Bir anda mı öldürme arzusu duydu. Amacı ne?"

"Aileler genelde evlat vereceklerinde çocuklar küçük yaştaysa seçim yapmakta zorlanır. Bu yüzden aralarında duygusal bağ en az olanı ya da hastalığı olanı yollarlar."

"Duygusal bağ derken?"

"Mesela ikizlerden biri bebekken parmağını kavradıysa onu bırakmak daha zor gelir."

"Ama kardeşlerin bir suçu yok."

"Bunu aileleri cezalandırmak için yapıyor olabilir. En güzel, sağlıklı, sevdikleri çocuklarını ellerinden alıyor."

"Çocukken herhangi bir rahatsızlığın var mıydı? Bu iddiam için destekleyici bir kanıt olur."

"Pek sağlıklı doğmamışım." diye mırıldandım.

Buğra'nın telefonuna mesaj gelince mesaja baktı.

"Haklıymışım. Diğer kurbanımızın da bir ikizi var."

"Güzel." diye mırıldandım.

"Kurbanımızın profilini artık çıkarabiliriz! Biraz sevinmelisin."

Gözümden yaş akarken "Yerde yatan benim kardeşim. Adını dahi bilmiyorum." dedim.

"Doğru. Ben o detayı unutmuşum."

"Müsaadenizle siz cesedi incelerken ben arabada bekleyeceğim."

Şeritleri aşıp arabaya doğru yürürken Buğra peşimden geldi.

"Katili yakalama konusunda biraz heyecan yaptım. Kusuruma bakma."

"Sorun değil, sizi anlıyorum. Sadece bu davaya duygusal yaklaşıyorum. Bu beni geriletiyor."

"Ağlamak ister misin?"

"Çevrede onlarca polis ve ajan var. Sağ ol."

"Emin misin?"

"Evet."

"Peki öyleyse buradan gidelim."

"Olay yerini incelemeyecek misiniz?"

"Daha öncekiler ile aynı. Olay yeri incelemenin fotoğrafları yeterli olur."

"Ee şimdi nereye gideceğiz?"

"Teşkilata dönelim. Kurbanın kimliği bulununca ailesiyle konuşmaya gideriz."

Çekinerek "Ben de mi geleceğim?" diye sordum.

"Bazı şeyler ile yüzleşmen gerekecek ama doğrusu bu."

Buğra'yı başımla onaylarken Buğra, "Bu duruma empati kuramıyorum ama benim de ailem ile sorunlarım var." dedi.

"Neden?" diye sordum, merakla.

"Bizim zamanımızda iş teklifini kabul edenlerin ailesine çocuklarının öldüğü söylenilirdi. Bize de yeni bir kimlik verilirdi."

"Bunu biliyorum, gizli teşkilat ortaya çıkmadan önce öyleymiş." dedim.

"Gizli teşkilat ortaya çıkınca ailemin yanına gittim ama onlar yaşadığıma şükretmek yerine işimi onlara tercih etmeme kızdılar."

"Ben de belki darılırdım ama yaşadığını bilmek daha mutlu ederdi. Çok sorun etmezdim."

"Her insan aynı değildir çömez."

"Mesela bazıları sevdikleri hainleri unutamaz. Bazıları unutur."

Buğra gülerek "Eskiden onu sevdiğim doğru ama artık sevmiyorum." dedi.

"Ee ne bu Melisa aşkı o zaman?"

"Sadece aynı hataya tekrar düşmek istemiyorum. O yüzden onu her an hatırlamak istiyorum."

"Bence hatandan fazlasıyla ders aldın. Dahasına gerek yok."

"Bilmiyorum."

"Telefonunu verir misin?"

Buğra anlamayarak telefonunu bana verdiğinde ayarlara girdim.

Şifresini değiştirirken "Özel fotoğrafların vardır diye galerine girmiyorum ama Melisa'nın fotoğrafları varsa sen silersin." dedim.

"Normalde insanlar öncesinde izin alır."

"Eğitmenime eğitim vermek için bunu yapmalıydım."

Buğra, "Bak sen." diyerek gülerken tebessüm ettim.

Olanları unutmaya ihtiyacım vardı.

44. BirimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin