44. Birim

Naz

Buğra'nın alarmı çalmaya başladığında esneyerek bana sarılan Buğra'ya "Günaydın." dedim.

Buğra uzanıp alarmını kapattı ve "Uyumaya devam et, o alarm erken çalıyor." dedi.

Başımla onu onayladıktan sonra uyumaya devam edecektim ki Buğra bana sarıldı.

Az önce de bana sarılıyordu.

Kaşlarımı çatarak "Kaç elin var senin?" diye sordum.

"Kaç tane olabilir Zerda?"

Gözlerimi aralarken "Bana sarılan fazladan bir el var." dedim.

Kendime geldiğimde Buğra'nın arkasından uzanan bir kol olduğunu gördüm.

Korkarak "Buğra." dediğimde Buğra hızla komodinin üstünden silahını alarak ayağa kalktı.

Taha'nın da yatakta olduğunu görünce ayağa kalktım ve "Normal mi bu?" diye sordum.

"Manyak herif yatağıma yatıp bir de arkadan bana sarılmış." diyen Buğra'ya "Nasıl ajansın sen? Hissetmedin mi?" diye sordum.

"Boşluğuma gelmiş, normalde bu kadar derin uyumam."

Taha'ya bakarak "Benim olmama rağmen gelip yanına yattı, sorun mu var ki?" diye sordum.

"Kesin gece yine uyurgezerliği tuttu." dedi Buğra ve Taha'ya yaklaştı.

Uyurgezer olduğunu bilmiyordum.

Buğra hiç düşünmeden Taha'nın kafasına vurduğunda Taha, "Ne oluyor be?" diye sordu.

"Oğlum sen sapık mısın? Niye her uyurgezerliğin tuttuğunda soluğu benim odamda alıyorsun?"

"Alt tarafı yanında uyuduk. Abartma."

"Şimdi seni bir uyuturum."

Taha ayağa kalktı ve "Bana vurursan gece birlikte uyuduğunuzu herkese yayarım." diye tehdit etti.

"Seni dost bilmiştim." dediğimde Taha gözlerini kısarak bana baktı.

"Uyurgezelik ile gelmiş olabilirim ama gece uyandığımda yatakta seni de gördüm. Buğra'm ile arama girmeye çalıştığını biliyordum!"

"Manyak herif bir sal beni."

"Salamam."

"Neden?"

"İlişkisi olmayan bir ikimiz kalmıştık."

"Hande de var."

"Hande ile adım çıksın istemem."

"Benimle istiyorsun yani."

"Neden olmasın?"

"Odamdan defol git ruh hastası."

"Kırıcısın Buğra."

"Ulan bir git."

"Peki."

Taha bana sinirle bakarak odadan çıkınca "Geçen gün bizi bir araya getirmeye çalışıyordu. Şimdi sorun ne?" diye sordum.

"Ayarsızdır. Boşver onu."

"Peki."

Buğra gülümseyerek bana yaklaştığında utanarak gerilemiştim.

"Direkt uyuyakaldın ama bir sonuca varmayı başardın mı?"

"Başarmış olabilirim."

"Benimle de paylaşmak ister misin?"

"Hmm."

Buğra bana bakarken sırıtarak "İstemiyorum." dedim.

"Niyeymiş o?"

"Ajan olan sensin, kendin anla."

"Yalnız ben dün gece anladım."

"Öyleyse bırak da naz yapayım."

"Çok naz yaparsan bozuşuruz."

"Birkaç nazıma aramızı bozacaksan baştan gelme."

Buğra aramızdaki mesafeyi kapattıktan sonra "İstediğin kadar naz yapabilirsin, bu savaşı kazandın." dedi.

"Öyleyse kahvaltıda görüşürüz."

Gülerek "Görüşürüz." diyen Buğra ile hızlı adımlar ile odasından çıktım.

Yaşadıklarım beni gülümsetirken derin bir nefes verdim.

Beni izleyen Batın'ı fark edince "Selam!" dedim.

"Sabahın köründe Buğra Bey'in odasında ne yapıyorsun?"

"Bildiğin gibi iş, dava falan."

Batın inanmayarak "Peki." dediğinde "Hazırlanıp kahvaltıya ineceğim. Sonra görüşürüz." dedim.

"Görüşürüz."

Odama kaçtığımda vakit kaybetmeden hazırlandım ve odamdan çıktım.

Celal'in de odasından çıktığını görünce "Günaydın." dedim.

"Günaydın."

Yanıma geldiğinde "Kahvaltıya mı?" diye sordum.

"Evet."

"Birlikte inelim öyleyse."

Celal ile yemekhaneye yürürken Ekin de arkamızdan yetişip "Yemekhaneye mi?" diye sordu.

"Öyle."

Ekin de bizimle yürürken duvara yaslanmış bekleyen Batın ile karşılaştık.

"Sonunda be."

"İşsiz gibi bizi mi bekledin?"

"Tabii ki."

Dördümüz birlikte yemekhaneye yürürken Batın, "Bu sabah Buğra Bey'in odasında dava hakkında ne konuşuyordun?" diye sordu.

"Duyguları anlamak hakkında konuşuyorduk."

Hepsi kaşlarını çatınca "Beden dilinden katilin duygularını anlamak aslında çok kolaymış." dedim.

Konu ilgilerini çekmediği için önlerine döndüklerinde "Beğenmeyecekseniz sormayın." dedim.

"Daha ateşli bir şeyler beklemiştim." diyen Ekin'e yemekhaneye girerken "Adamı yatağa mı atayım? Ne istiyorsun?" diye sordum.

"Eğitmenin hakkında fantezi kurman hiç hoş değil." diyerek bana bakan Buğra'yı gördüğümde "O sadece şeydendi." dedim.

"Anladım ben o şeyi."

"Ya Buğra."

Buğra gülerek gidince Ekin'e döndüm ve "Ne yaptın, gördün mü?" diye sordum.

"İyi de yaptım."