9: gökteki yıldızların gökyüzünü süslediği kadar güzeldin

331 49 7
                                    

Akşama doğru kalkma planlarım maalesef ki gecenin bir yarısı uyandığım için uçup gitmişti. Uykuma hala devam etmek istesem de gördüğüm rüyadan dolayı uyumak istemiyordum artık. Rüyalarımda 2 gündür kendime zarar verdiğimi görüp duruyordum ve bunun ardı arkasının kesilmeyeceği de gayet açıktı. Belki bu sefer görmem diye yattığım her uykuda bunu görecektim.

Yataktan doğrulup komidinin üzerindeki telefonuma baktım. Saat gecenin ikisiydi. Jongin bana saçlarımı sarıya boyatıp boyatmadığımı soran bir mesaj atmıştı. Ekrana somurtup telefonumu tekrar yerine bıraktım. Tamam Chanyeol'e bir ilgim vardı fakat buna aşk diyemiyordum, gerçi ben daha önce aşık olmadığım için neye aşk denildiğini de bilmiyordum.

Odamdan çıkıp Chanyeol uyudu mu diye kontrol etmek için hemen yan odanın kapısını tıkladım. İçerden ses gelmediğinde uyuduğuna kanaat getirip mutfağa indim. Bir şeyler içip sızmaktan başka çare görünmüyordu bana.

Mutfağın ışığı gecenin bu saatinde yanıyordu. Evde de sadece ben ve Chanyeol olduğu için Chanyeol'ün odası yerine mutfakta olduğunu anlayarak kapıyı açtım. Masadaki meyve sepetine telefonunu dayamış bir şeyler izleyerek salata yiyordu. Ona doğru ilerlediğimde beni fark edip kulaklıklarını çıkardı, ekranını durdurdu. "Baekhyun?" dedi şaşkınlıkla. "Neden uyandın?"

Cevap vermek yerine önündeki masayı biraz ittirip, kucağına yerleştim. Eli saniyesinde refleks olarak belimi desteklese de yüzündeki şaşkınlık artmıştı. "Garip rüyalar görüyorum." diye açıklama yaptım. Dudaklarına eğildiğimde yine refleks olarak öpücüğüme karşılık verdi. Minik bir öpüşmeydi.

"Niye öyle şaşkın şaşkın bakıyorsun bana?" dedim gülümseyerek. Çok tatlıydı, kocaman adamı bebekleyesim geliyordu, sürekli ona kedi gibi sırnaşasım vardı.

"Çok güzelsin ufkum dönüyor."

"Abartma.." diyerek kıkırdadım.

"Ciddiyim, seni öyle seviyorum ki, kalbim içerde can çekişiyor. Gelip kucağıma yerleşiyorsun, beni öpüyorsun, her şey inanılmaz geliyor bana. Hala gerçek mi diye sorguluyorum."

"Gerçek." dedim. "İnanmıyorsan kanıtlayabilirim." kucağında birkaç sürtünme gerçekleştirdiğimde belimi sıkıp beni sabitledi.

"İnanıyorum inanıyorum, tamam."

Omuz silkip, arkamda duran telefonunu aldım "Ne izliyorsun?" diyerek açmak üzereyken elimden çekip kaçırdı. Bu hareketiyle kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Porno mu izliyordun?"

"Aynen Baekhyun, salata yerken çok iyi gidiyor." dedi alay ederek.

"Ee o zaman neden bakamıyorum telefonuna?"

"Telefon özel bir şey."

"Sevgilinim." diye hatırlattım kendimi işaret ederek. Chanyeol'ün yüzündeki gülümseme sanki ona dünyanın en güzel iltifatını etmişim gibi genişledi. Kafamı duvarlara vurmak istiyordum onun bu yüz ifadesinden dolayı.

"O zaman ben de seninkine bakabilirim değil mi.." diye sorduktan sonra ellerinin arasına yanaklarımı alarak sıkıştırdı "sevgilim?" diyerek tamamladı cümlesini.

Onu aldatmıyordum, başkalarıyla konuşmuyordum fakat Kyungsoo ve Sehun vardı telefonumun içinde. Bu riski almaya değmezdi. "İyi sende kalsın telefonun." diyerek kapattım konuyu. Chanyeol'ün kaşları çatıldı, bana bir an şüpheyle baktı ama bunun üzerinde durmadı.

"Bu gece beraber uyuyabilir miyiz?" diye sordum. Belki rüya görmemi engellerdi. En son küçükken onunla uyumuştum, bunu teklif etmek beni heycanlandırmaya yetmişti bile.

piyano çalan gölge | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin