Bölüm 3 part 1

544 36 34
                                    

Uyarı: iki bin kelime olunca bu bölümü iki parta ayırma kararı aldım. Argo.

"But I could tell that something had changed how you looked at me then.
Ama o an bana bakışının değiştiğini söyleyebilirim."

***

Sirius, ilgisiz bir şekilde ravenclaw kızının söylediği şeyleri dinlerken izlendiği hissiyle etrafı hızla gözden geçirdi.

Sirius Black, dönemin en rağbet gören gencisi olduğundan gözler her zaman üzerindeydi. Fakat kızın konuşmasına odaklanamadığından etrafı kolaçan etmek istedi. Daha sonra gülüşen Marlene, Mary, James üçlüsünün yanında Remus Lupin'in bakışlarını yakaladı. Aha.

Geçen lavaboda olan olayın üzerinden beş gün geçmişti ve Remus, söylediğinin aksine gayet görmezden gelme konusunda iyiydi. Fakat sorun Sirius'u tamamen görmezden geliyordu. Sanki olay yaşanmamış gibi değilde o yokmuş gibi davranıyordu.

Remus'un bu hareketine oldukça sinirlenen Sirius ise kendisinin sürekli bakışlarını yakalamaya çalışan bu kıza şans vermenin kötü olmayacağını düşündü. Çünkü Remus'un sanki o yokmuşçasına davranmasına dayanamıyordu ve onu sıkıştırmak da istemiyordu.
Bu, işleri daha kötü bir hale getirebilirdi.

Belki. Diye düşündü Sirius. Eğer dikkatini bu kıza verirse, kız azıcık da olsa aklını Remus'tan uzak tutabilir belki umuduyla bu kızla konuşmuştu. Yoksa daha fazla Remus'un inlemelerini ve gülüşlerinin kulağında yankılanmasıyla yalnız kalırsa delirecekti.

Fakat şimdi ilgisini kıza vermesine sebep olucak bir şey olmuştu. Onu yok sayan Remus Lupin, kıskanç kaçamak bakışlarını onların olduğu yere atıyordu. Sirius Black bir kıskanç bakışı nerede görse tanırdı çünkü yıllardır insanlar ona bu şekilde bakardı.

Hafif bir gülümsemenin yüzünü kaplamasına izin verdi ve kızın saçıyla oynamaya başladı. Kız, ilginin geri geldiğini anlayınca zevkle başka bir tatil anısını anlatmaya koyuldu. Fakat Sirius'un bu umrunda bile değildi. Hızla Remus'un olduğu tarafa baktı. Remus Lupin'in gözlerinden alev fışkırıyordu. Sirius, sırıtışını zevkle büyülttü ve kızın oynadığı saç parçasını öptü.

Bu hareket, daha fazla dayanamayan Remus'un sinirle odayı terk etmesine sebep oldu. Bununla zevkten dört köşe olan Sirius ise içinden fısıldadı.

İşte karma bitch.

***

Pekala. Kıskandırma planı pek umduğu gibi gitmemişti. Sebebi ise basitti. Sirius, Remus'un o yokmuş gibi davranışıyla rahatsız olurken, Remus'un da rahatsız olduğu gerçeği onu rahatlatmıştı çünkü eğer onun canı Remus yüzünden sıkılıyorsa her şey karşılıklı olmalı diye düşünmüştü.

Ama çok yanılmıştı.

Şimdi Remus onun olduğu ortamda bile durmuyordu. James ile konuşurken, şaka planları yaparken hep kütüphane de oluyordu. Tamam. Remus normalde de kütüphaneye giderdi fakat Sirius geldikten sonra sürekli kütüphaneye gitmek isteyişi gözden kaçmamıştı.

Bu durum sadece onun değil, diğer çapulcuların da dikkatinden kaçmamıştı. James, Peter'in bakışlarını dile getirme cesaretinde bulunarak Sirius'a aranızda ne oldu diye sorunca Sirius'un onu geçiştirmek zorunda kalmış olması hoşuna gitmemişti. James'e yalan söylemeyi sevmiyordu.

Böylece söylediğinin yalan olduğu belli olmadan Remus'u kütüphanede sıkıştırmaya karar verdi. Bunu lavabo olayından on gün sonra yaptı. Yalnız bir şekilde oturmuş Remus Lupin'i gördüğünde hemen yanına damlamıştı.- Remus'u yalnız yakalamak düşündüğünden de zordu. Veletler sürekli yardım isteyip duruyordu-

"Moony! Ne yapıyorsun?"

Rahatsız olduğunu belli etmekten çekinmeyip burnunu kaşıdı Lupin.

"Kitap okuyorum."
"Ne kitabı."
"Muggle edebiyatı. Sen bilmezsin."

Sondaki kelimeyi tıslar gibi söyleyince iç çekti Sirius. Pekala. Kolay olmayacaktı.

"Rem-"
"Sirius. Gerek yok. Biliyorum."
"Ama-"
"Seninle o tür bir konuşma yapmak istemiyorum dedim. Ben yerimin gayet farkındayım. Yani beni sadece yalnız bırak."

Lupin, kütüphaneden hızla çıkarken arkasında Remus'un hüzün dolu gözlerinin şokundan çıkamamış bir adet Sirius Black bıraktı.

***

Gryffindor partisinde neredeyse herkes vardı. Ve tabiiki herkes içiyordu. Bunun için Dorcas ve Marlene çiftine teşekkür edilmesi lazımdı çünkü onların üst sınıf tanıdıkları sayesinde içeri gizlice içki sokabilmişlerdi.

Sirius ise Remus'u dikizlerken dikkat dağınıklığından yararlanan ravenclaw kızla konuşuyordu. Yine. Lily ile oldukça ciddi bir muhabbet yapan Remus'u izliyordu. Yine.

İç çekerse modunun çok belli olacağını bildiğinden nefesini tuttu. Sakin bir şekilde vermeye çalışırken bakışlarını kıza çevirdi.

Normal şartlarda konuşacağı ve yatacağı bir kızdı ama Remus ile olan o ateşli dakikalardan sonra kız, erkek fark etmez-açıkçası Sirius bu tarz ayrıntıları pek takan biri değildi, zevk veriyorsa tamamdı onun için- hiçbirine dikkatini veremiyordu. Sürekli aklının içinde o anlar dönüyor ve daha fazlası için kıvranıyordu.

Fakat Remus, çapulculardan biriydi ve bu onun kırmızı çizgilerinden biriydi.

Sirius'un kırmızı çizgileri:

1) Çapulcular

2) Regulus (her ne kadar kabul edemeyecek kadar gururlu olsa da onun yokluğunu fark eden tek kişi olurdu. Garip bir şekilde hissediyor gibi görünüyor.)

3) Makyaja olan ilgisi ( tek bir laf bile onu sevindirirken, sinirlendirip üzebilir de çünkü bu konuda ailesi tarafından çok laf yemişti.)

Onunla diğerleriyle yaptığı gibi tek gecelik ilişki yaşayamazdı. Çünkü onu önemsiyordu. Onunla dolunayları bile geçirmek istiyordu çünkü kurtadam olsun olmasın, Remus hep onların kitap kurdu biricik Monny'si olmuştu. Ve hepte olacaktı. Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremezdi.

Garip bir şekilde eklenen bir şey olmuştu ama.
O, çok güzeldi. Sirius, Remus'un oldukça çekici olduğunu düşünüyordu. Şahsi olarak. Ve bu düşüncenin ne zaman başladığını bilmiyordu. En azından kendisi bu senin başında fark etmişti bu düşüncelerin var olduğunu.

Bazen sadece saatlerce yatmadan önce, derslerde ve quidditch de bile. Sadece onun gülüşünü, kitap okurken heyecanlı kısma denk geldiğinde dudaklarını yiyişini, etraf kalabalıklaştığında gerginleşip parmaklarıyla oynayışını, dolunay vakti yaklaştığında sinirinin hat safada oluşunu-bu oldukça seksi oluyordu- ve en sevdiği çikolatalı pudingi mutlulukla yiyişini. Aslında daha fazla sayabilirdi. Dediği gibi. Remus Lupin, ne kadar süre olduğunu bilmediği bir zamandır onun aklını başından almıştı.

Remus'un Lily ile ciddi konuşmalarını bitirirken hızla onu öpmek için eğilen kızdan kaçınıp, ona bakmadan 'onlardan olamayacağını' söylemiş ve hızla Remus'u yakalamak amaçlı merdivenlere yürümüştü.

Daha sonra dikkatini çeken James Potter yokluğu ile etrafına baktı. James Potter ortalıkla yoktu ve bunun sebebi Lily Evans değildi?! Şaşkınlıkla merdiven başında durdu Sirius. James asla yalnız Lilly Evans'ı kaçırmazdı.

İç çekerek kafasını salladı. Kesin bir romantiklik peşindedir diyerek kendi romantizmine odaklanma kararı aldı.

Bekle.

Kendi romantizmi? Ne zamandan beri Remus ile ilişkisini öyle adlandırıyordu? Yine hızla kafasını salladı. Öyle hızlı salladı ki saçaları yüzüne çarptı. Sirius ise bunu umursamadan hızla yukarı odalarına çıktı.

***

Yüzyıllar sonra bölüm. Nasıl?

K. WolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin