11

920 77 14
                                    


Soobin kapıyı açtıktan sonra Yeonjun bu evi ilk ve en son görüşünde neler yaşandığını düşünerek utancını gizlemek için gözlerini etrafta gezdirmeye başlamıştı.

"Bir şey mi oldu hyung ?"

"Hı ? Bir şey mi dedin ?"

"Bir şey mi oldu demiştim ama cidden oldu galiba. İyi misin ?"

"Yok bir şey Soobin abartma her şeyi."

Yeonjun Soobin'in koluna hafifçe vurmuştu.

"Neyse aklıma daha iyi bir fikir geldi huysuz prenses. Ne zaman yapsam diye düşünüp duruyordum senin burda olman iyi oldu."

"Ne planlıyorsun yine ?"

"Benim yeni eve kıyafetlerimi falan götürmem gerekiyordu zaten çok bir şeyim yok. Benle gelirsin sonra da orda kalırız abim gelirse burda rahatsız olacağa benziyorsun zaten."

"Birini eve atmak için bu kadar uzun bir plan duymamıştım daha önce."

"Nasıl bildin ya ~"

Soobin ona omzuyla vururken Yeonjun da ona bir iyilik yapmak istediği için bu planı kabul etmişti. Üst kata çıkarken o gün bu merdivenlerden nasıl koştuğunu düşününce gülümsemesine engel olamamıştı. O zaman yaptığı en büyük hata gibi gelen şey şimdi o kadar da kötü gelmiyordu. Çünkü kendine kabul ettiremese de Soobin onun hayatını renklendirmişti.

Soobin'in odasındayken Yeonjun kendine engel olamayarak öpüşmelerini fazla detaylı düşünmeye başlamıştı. Aslında o kadar da detaylı hatırlamıyordu ama beyni parçaları kendi fantazisine göre birleştiriyordu. Yeonjun neler düşünüyorum diyerek kendine kızmış ve suratına hafifçe vurmuştu. Şükür ki Soobin dolabının içinden valizini çıkarmakla meşgul olduğu için fark etmemişti.

"Neden taşınıyorsun bu evden daha yeni yerleşmedin mi ? Yani şey cevap vermek istemiyorsan vermek zorunda değilsin tabii."

"Ah hayır sorun değil. Çok önemli bir nedeni yok sadece abimle çok yakın değiliz bu yüzden yanında pek rahat hissedemiyorum ona yük oluyormuşum gibi geliyor."

"Anladım ama onun böyle düşündüğünü zannetmiyorum. Eminim ki geldiğin için çok mutludur."

"Haklısın galiba."

Yeonjun Soobin'in gülümsemesinden ne çıkartacağını çözememişti.

"Ee beni niye getirdin buraya ben de yardım edeyim."

"Pekala o zaman şurdaki çekmecede yanımda getirdiğim ıvır zıvırlar olacaktı onları şu kutuya koyabilir misin ?"

Yeonjun kafasını sallamıştı.

"Ha bir de alt çekmecede iç çamaşırlarım var onları da."

Yeonjun öldürücü bakışlarına Soobin'e çevirmişti.

"Şaka yaptım~"

Yeonjun'un kafasındaki bir ses bir anda o çekmeceyi açsana diye fısıldamıştı. Yeonjun bile bu sese şaşırmış ve yuh diye fısıldamıştı gittikçe kafayı yiyordu galiba.

Düşüncelerinden uzaklaşarak çekmecedeki eşyaları kutuya yerleştirmeye başlamıştı fakat bir kitabı kaldırdığında içinden düşen şey Yeonjun'u şaşırtmıştı. Eğilip yerden aldığı fotoğrafa baktığında güzel genç bir kadın ve elini tuttuğu bir çocuk görmüştü. Kadının yüzünde mutluluğa dair bir iz yokken çocuğun yüzü neşe saçıyordu. Tahminince bu gamzeler Soobin'den başkasına ait olamazdı. Kadın ise annesi olmalıydı belki de değildi ama Yeonjun en basit sonuca ulaşmıştı. O sırada yanına gelen Soobin'i görünce telaşlanarak fotoğrafı Soobin'e uzatmıştı.

deja brew / yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin