Karanlıktan Gelen

1.1K 112 95
                                    

Tanrı aşkına, neden her şey beni buluyor?

Üstüme doğru gelen ve dilinden anladığım kadarıyla saf kötülükten yaratılan o yaratık benden nefret ediyordu. Bir yerde aynı anda hem karanlık hemde aydınlık bulunamaz, bu mümkün değil. Biz şimdi bunun için savaşacaktık.

Ben aydınlıktan gelen.

O ise karanlıktan gelendi.

Bugün birimiz ölecek.

Birazdan gireceğim savaşın hiçbiri farkında değildi, bize doğru yaklaşan o yaratık onlara zarar vermezdi. Ki burayı koruyan oydu ve karanlığı karanlıkla saklamak onlar için iyi bir plandı. Kötü olanı yok etmek için, daha kötüsünü denemelisin.

Ardeth'in yaptığı buydu, karanlığı daha çok karanlıkla gizlemek.

Yutkunarak diğerlerine kısa bir bakış attıktan sonra ani atağına hazırlanmadan önce sessizce mırıldandım.

"Sia..(dur!)"

Zaman durdu, yanımdakiler durdu ama o yaratık durmadı. Elimi belime atıp yoktan varolmuşçasına ortaya çıkan kılıcımı çektiğimde ismi zobirya olan o yaratık üstüme doğru fırladı. Ciğerlerime küçük bir soluk çekerek yeniden konuştum ama bu sefer sesim yüksekti.

"Droyiz!(dönüş!)"

Bedenim emrime anında uydu, kılıcımla birlikte şekillenen vücudum beyaz bir ışık yayıyordu. Açığa çıkan dövmelerimi görürken, parlayan gri irislerimi görmesem de farklı olduğunu hissettim.

(Dövmeler şu şekilde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Dövmeler şu şekilde.)

Savunma anında, dönüşmem bir saniyeyi bile bulmadığından o yaratık iki saniye sonra tepemde göründü. Kılıcımı ona doğru savurdum, bekletmeden karşılık verdi. Siyahla boyanan keskin ve büyük kılıcı boyumdan uzundu, fakat karşımda ki yaratık ağırlığı umurundaymış gibi görünmüyordu. Kılıçlarımız her birbirine çarptığında çıkan gürültü mağaranın duvarlarında yankı yapıyordu.

Bu ülke karanlığın ilk varolduğu ülkeydi, o yüzden en nadir kötücül yaratıkların varlığı burada başlıyordu. Eninde sonunda onlardan biriyle karşı karşıya geleceğimi biliyordum.

Erk türü kötücül yaratıkların en eski birinci türü, Karc en eski ikinci türü ve Tanor ise en eski birinci türdü. Karşımda ki Zobirya karanlıktan beslenen bir karc türüydü ve türünün son örneklerinden biri olmalı.

"Bu ülkede bulunman yasak!"

Kendi dilinde konuştuğu sözcükler zihnimde karşılığını buldu, yüzüme savurduğu kılıcı kolumda ki miğferle engelleyerek kılıcımı karnına geçirdim. Büyük bir yara olacağına olan inancım onun kendini geriye çekmesiyle hüsrana uğradı. Fakat silik olan vücudundan sızan siyah duman ona ilk yarayı verdiğimin göstergesiydi.

Zamanın PerisiWhere stories live. Discover now