Alışılmışın Dışında

592 89 23
                                    

Sessizlik koca bir yük gibiydi.

Avuç içimi Ardeth'in yanaklarına yaslayıp bana bakmasını bekledim ama donuktu. Kıpırtısız bir şekilde duruyordu, boğazıma bir şey takıldı.

"Ardeth?"

Hemen üstünde duran ve uçuşan beyaz kelebeğe bakarken aklımda onu yok etmek vardı. Sonra başkasının varlığı bana kendisini hatırlattı. Avucumu kelebeğe uzatmış, onu yok edecekken beni durdurdu.

"Kelebek ölürse o da ölür."

Başımı sesin geldiği yere doğru çevirdim, az önce baktığım kişiydi. Tahminimde haklı olduğumu anlar anlamaz zihnimde taşlar birer birer yerine oturdu.

Sehir yine yakamı bırakmıyordu.

Yavaş adımlarla bana doğru geliyorken Ardeth'in göğsüne sırtım değecek kadar yanına yaklaştım ve gelebilecek her hangi bir tehlikeyi görmeye çalıştım. Zaten başlı başlınca tehlike karşımdaydı.

"Buna inanacağımı düşünmüyorsun değil mi?"

Bana yaklaşırken başını omzuna doğru eğip dip dibe olduğum adamla ikimizi inceledi.

"Onun gücünü küçük bir kelebek yok edemez."

Yanımıza geldiğinde aramızda birkaç metrelik mesafe bırakıp eliyle Ardeth'i etkisi altına alan kelebeği gösterdi. 

"Neden siyah değil de beyaz, düşündün mü bunu?"

Yutkundum, gözlerimi kırpmadan hareketlerini izledim.

"Aydınlıktan gelen bir kelebek." deyince ifadesiz yüzünde hoşuna gitmiş gibi bir sırıtma oldu. Sırıtarak başını salladı.

Kelebek onu yok edemezdi evet ama aydınlıktan geldiği için Ardeth'in karanlığını emebilirdi. Yani her geçen saniye de beyaz kelebek Ardeth'in gücünü tüketiyor. 

"Sende çözemediğim bir şeyler var."

Bu onu delirtiyordu. Eliyle beni işaret etti.

"Ne olduğunu çözemiyorum."

Dişlerini sıkarak bana doğru yaklaşmaya başladı, Ardeth'e olabilirmiş gibi biraz daha yaklaştım. Binlerce kişinin ortasında yalnız kalmıştım, bu çok saçma.

"Ama seni istiyorum, onun yanında değil benim yanımda olman gerekiyor."

Duruldum ve ifadesizce gergin olan yüzünü izledim. Yaratık olmayan bu haliyle gerçekten iyi gizlenmişti, kimsenin anlamaması olağandı.

"Ne olduğumu çözdüğünde," avuç içimi tırnaklarımla birlikte yukarıya kaldırıp, "kalbin ellerimin arasında olacak." dedim.

Kaşlarını çatıp bana doğru gelmeye başladı.

"Dönüş."

Çevremi göz kamaştıran bir beyazlık sardı, saniyelik bir aydınlanmanın ardından gözlerimi araladım. Gerçek bir Zamanın Perisine dönüştüğümde içimde ki intikam hırsı daha ağır geliyordu. Uzayan beyaz tırnaklarımın ucu siyahlaşmış, Sehirin kalbini sökebilmek için keskinleşmişti.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Zamanın PerisiWhere stories live. Discover now