bir

100 18 3
                                    

Selammm!!

İlginiz için çok teşekkür ederim. Umarım bu hikâye beklentilerinizi karşılar.

İyi okumalarrr<3

On dokuz Ocak günü Boston'da hava parçalı bulutlu ama sıfır derecede soğuktu. Mutfak masasında atıştırmalık hazırlamaya çalışırken etrafa saçtığım yulaf parçalarını topluyordum. Kendi kendime söylendiğim esnada annem geldi. Kapıda öylece durmaya başladı. Masadan elimi çekip yüzüne baktım. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Yulaflara mı kızmıştı? Hiç de yaptığı şey değildi.

"Yakınlarda..." diyerek söze başladı. Devamını getirememesi söylemeye çalıştığı şeyi daha çok merak etmeme sebep olmuştu. Mutfak havlusunu masaya bıraktım. "Yeni biriyle tanıştın mı?"

Bu nasıl bir soruydu Tanrı aşkına?

"Anne..." Dökülen yulafları çöpe attım ve süt almak için dolabı açtım.

"Biliyorum, biliyorum. Sadece merak ediyorum Keyanna. Seni düşündüğümü biliyorsun."

"İki haftadır, siz hariç konuştuğum herkes benim için yeni biri. Nereye varmaya çalıştığını anlayamıyorum."

"Ben sadece..." elindeki kumaş parçalarını bana gösterdi. "Bunlar babana ait değil, kimin acaba?"

Bunlar olarak nitelendirdiği şeylerin birkaç gün önce, köşedeki kafede tanıştığım Chris'in eldivenleri olduğunu anladığımda yutkundum.

Annem bu soruları hesap sormak ya da aşırı kısıtlayıcı anne olmak için sormuyordu. Beni korumaya çalışıyordu ama bu... Farklıydı. Beni kendi mental sağlığımdan koruyordu. Bir erkekten değil.

"Kahve içiyordum, üşüdüğüm için bir beyefendi vermişti."

Başını salladı. Ben de dolaptan aldığım sütün kapağını açıp kaseye doldurdum.

"İsmi Chris olabilir mi?" Kaşlarımı çatıp bir anda ona baktığımda yüzündeki endişe beni mahvetmişti.

"Sen nereden-" diğer elindeki plastik bardağı gösterdi. Üzerinde Chris yazan bardağı...

Pekâlâ, biraz psikopatça davranıp Chris'in bardağını eve getirmiş olabilirdim. Ama bu kesinlikle ona karşı hissettiğim şeyleri anlamak içindi. Chris farklıydı ve ben odamda saatlerce o bardaktaki isme bakıp bunu anlayabileceğimi sanmıştım. Eh, yanılmış olabilirdim.

"Bu çok tatlı Keyanna. Biriyle tanışman ve sana eldivenlerini vermesi." burukça gülümsedi. "Ama romantik ilişkilerden bir süre uzak durman gerektiğini biliyorsun."

"Romantik bir şey olduğu yok anne. Beni düşündüğün için teşekkür ederim." Yulaf kâsemi, Chris'in bardağını ve eldivenlerini alıp odama ilerledim. Gözden kaybolmadan önce söylediğim şeyi duyduğunu umdum. "Yine de bir daha odamı karıştırmasan daha iyi olur."

Bu konu annemi bile bu kadar endişelendirdiyse Chris hakkında düşündüklerimde gerçekten de haklıydım. Chris geçmişimde kesinlikle bir yere sahipti ve bunu çözmek için, hayatımı geri almak için çabalamak zorundaydım.

Benim için son iki yıldır her şey fazlasıyla karmaşıktı. Dünyada eskisinden daha sık görülen bir hastalığa doğuştan sahiptim. Hayatımı herkes gibi yaşayamıyordum. Bir yaştan sonra başıma gelen her şey iyi olmak zorundaydı. Normal insanlar gibi kırılamaz, üzülemez, moralim bozulamaz veya depresyona giremezdim. Çünkü sahip olduğum mental hastalık, olumsuz duyguların aşırı yaşandığı durumlarda kötü sonuçlar doğuruyordu. Çok kötü sonuçlar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Evocation || Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin