fifteen

3.4K 223 138
                                    

Selamm ya valla eve bir kedi aldık allahım valla böyle tatlı şey yoktur ha neyse kitaba dönim bir de sonda önemli bir şey diyicem okuyun ha..

____________________________________

Şimdi de yoldaydık. Ama ben stresten dudaklarımı ısırıp tırnaklarımla oynuyordum. Hyunjin bunu fark ettiğinde elini bacağıma atıp okşadı. Kendimi fark ettirmeden geri çekmeye çalışıyordum. Sessizlik beni daha da fazla korkutuyordu. Gelmiştik ama burası o gün geldiğim ev deyildi.

"Burası neresi?"

"Benim orman evim."

Arabadan inerek konuştuğunda eve doğru gitti ben de onun peşinden gittim. Kiliti çıkarıp kapıyı açtı. Sonra kenara çekilip belimden tutarak beni eve soktu. Ardından da kendi girdi. Eve girdiğimde sürekli dönüp Hyunjinin ne yaptığına bakıyordum.

"Merak etme yemeyeceğim seni."

"Yok ben sadece ne yapacağımı ve ya nereye gideceğimi bilmiyorum."

"O zaman herhangi bir yatak odasına git ve soyun."

"N-ne. Hahahaha komik şaka hahahahha."

"Şaka değil Lixxie~"

Hyunjin üzerime geldiğinde ben de arkaya gittim. Sonra baktım fazla yer yok hemen yukarı kata koştum. Bu manyağın aşağıdan gülme sesleri geliyordu. Odalardan birine girdim. Kapıyıda sıkı sıkı kapadım ama kilit yoktu. Ayak sesleri çok yakından geliyordu. Birden benim olduğum odanın kapısının kolu aşağı indi ancak sırtımı kapıya dayadığım için açılmadı. İttirmeye başladı. Birden kapı sertçe açıldı. Hemen üzerime gelip saçımdan tuttu. Gözlerim dolmuştu.

"H-hyunjin lütfen bı-bırak ımh"

"Kes sesini Felix!"

Başka bir odaya girdik. Hemen saçımdan bırakıp yatağa attı beni. Üzerini çıkarttı. Yatakta diklendim. Üzerime çıkıp beni de soymaya başladı. Çırpınmaya başladım.

"Felix kelepçelenmek mi istiyorsun bebeğim?"

Birden durdum. Bacaklarımı aralayıp birden içime girdi. Çığlık atmıştım. Canım çok acımıştı.

"Ah lü-lütfen bırak c-canım çok a-acıyor."

Devam etti. Sonra dudağımdan öpmeye başladı. Alt dudağımı koparmak isyermişcesine çekiyordu. Dudağımda demir tadı aldığımda kanadığını anlamıştım. Bir parmağını içime soktu. Sonra daha da artırdı. Boynumu emiyordu. İkimizde inliyorduk. Ama o zevkten ben de acıdan ve valla azıcık zevkten. Elini penisime atıp okşadı.

°°°

Böylece 2-3 saat geçmişti ve benim daha ilk saatten sesim kısılmıştı. Şimdi de Hyunjin içimden çıkıp yanıma uzandı. Kollarını belime sarıp omuzumu öptü. Oda da sadece nefeslerimizin sesi duyuluyordu.

Bir kaç dakika sonra kalktım. Ama Hyunjin uyuyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Aklıma kaçmak geldi. Evet kaçmalıyım. Üzerimi giydim. Sonra da tuvalete girip yüzümü yıkadım. Sonra koşarak aşağı kata indim. Kapıyı aramaya başladım. Ama kahretsin ki hiç bir yerde yoktu. Valla ağlamak istiyorum. Evde kırk kez tur attıktan sonra. Kapıyı bulmuştum. Sessizce ceketimi ve çantamı aldım. Kapı koluna yaklaştım.

"Bebeğim nereye kaçıyorsun?"

__________________________________

Arklar şey dicem ben Taekook kitabı mı yazayım yoksa Sope mi . Taekook olsa okulda aşk olur. Sope de olsa mahkum gibi olur.

He is my bully HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin