- 1 -

5.8K 409 433
                                    


"Saçmalama sınavdan dördüncü ünite çıkmayacak. Hoca dedi ya üçüncü ve ikinci ünite ağırlıklı diye." Diye yineledi Hyunjin.

"Hayır, yanlış duymuşsun. Dördüncü ve üçüncü ağırlıklı olacak dedi hoca."

"Değildir." Diye mırıldanıp arkasına yaslandı Hyunjin. Sınav birazdan başlayacaktı ama Hyunjin sadece birinci, ikinci ve üçüncü üniteye çalışmıştı. Dördüncü ünitenin üzerinden bile geçmemişti.

"Birazdan görürsün değil mi öyle mi diye."

"Hiç olmadı birinden yardım alırım."

"İyi, peki."

Hoca derse girmiş sınav kağıtlarını dağıtmıştı. Hyunjin de korkarak sınav kağıdını inceliyordu. Arkadaşı haklıydı. Neredeyse bütün sorular dördüncü üniteden çıkmıştı.

"Belki kitap okumak yerine biraz notlarını okusaydın daha iyi bir not alma ihtimalin olurdu."

"Sus!" Diye tısladı Hyunjin sinirle. Sırasının üzerindeki kitabı biraz ittirip sınav kağıdına odaklanmaya çalıştı. Ama hiçbir soruyu yapamadı.

O sırada hocaları sınıfın etrafında dolaşıyordu. "Ya Minho hoca da bir yerinde durmadı. Kafayı yiyeceğim. Çantanın şurasına geçiyorum karşına geçiyor. Diğer arkama yaslanıyorum soluma geçiyor. Ben anlamadım. Ne oluyor?"

"Kopya çekmeye çalışma." Diye fısıldadı Hyunjin'in sıra arkadaşı.

"Zaten sadece yardımlaşmaya çalışıyorum. Ama kimsenin bana yardım ettiği yok. Ahlâk dersinde ne gördük biz? Yardımlaşmak iyidir. Bizi cennete götürür."

"Saçma sapan konuşma Hyunjin."

"Sinirlerim bozuk."

"Sus. Senin yüzünden daha iki soru çözebildim."

Hyunjin iç çekip arkasına yaslandı ve gözlerini önündeki sınav kağıdına dikip soruları incelemeye başladı. O sırada da boşluk doldurma kısmında on soru olduğunu ama yirmi kelime olduğunu fark etti. Alttaki sorulardan birini çözmeye çalıştı, çözemedi sonra sıra arkadaşından bakıp işaretledi.

"Kopya çekmeye çalışmayın, arkadaşlar." Dedi Hocaları Minho ellerini arkasında birleştirmiş bir şekilde yürürken. "Hocanız soruların şıklarını değiştirmiş. Kopya çekerseniz yanlış yaparsınız." Dediğinde Hyunjin hızla bir kendi bir de arkadaşının kağıdına baktı. Evet, gerçekten sorular farklıydı.

"Hocam, böyle kazık sorular yok." Dedi öğrencilerden biri.

"Çok zor, yapamıyoruz."

"Yardım edin hocam."

"Sınıf birincisi yapamıyorsa biz ne yapabiliriz hocam. Elli alsak yeter."

"Benim yapabilecek bir şeyim yok çocuklar, üzgünüm." Dedi Hocaları Minho. "Benim dersimin sınavı olsaydı sizlere yardımcı olurdum."

"Çok ayıp." Diye mırıldandı Hyunjin. Bunu neden söylemişti bilmiyordu. Kendi sınıfının gereksiz alışkanlıklarından dolayıydı.

Hocaları Minho sınıfta dolaşırken en arka sıraların yanlarında durdu ve en arkadaki boş sıraya oturdu.

Hyunjin de en arkada oturuyordu ve o sırada sıra arkadaşına salakça boş boş şeyler söylüyordu. Sinirleri bozuktu, ne yapacağını şaşırmıştı o sırada. Minho onun kopya çekmeye çalıştığı zannetmişti ama aslında Hyunjin o sırada boş yapıyordu. Hyunjin hocasının gözlerinin kendisinde olduğunu biliyordu çünkü arkadaşı bir arkasındaki hocasına birde kendisine bakıyordu. Ama Hyunjin boş yapmaya devam etti.

Minho dudaklarını birbirine bastırıp Hyunjin'in sırasının üzerindeki kitabı aldı. O sırada Hyunjin bunu fark etti ama başını bile çevirmedi. O an sadece kitabı açıp kaldığı sayfayı incelememesini, kapak sayfasına bakmamasını, kitabın arasındaki fotoğrafa ve fotoğrafın arkasına bakmamasını geçirdi içinden. Bunlar için dua etti. Bunlar olsaydı Hyunjin yerin dibine girerdi.

Minho elindeki kitabın kapağına bir süre baktı. Kapakta çekici denilebilecek kaslı adamlar vardı. Minho ilk önce şaşırdı çünkü Hyunjin'in kapak tasarımı böyle olan bir kitabı okumasını beklemezdi. Hyunjin öğretmenlere göre bir melekti.

Minho tek elinde tuttuğu kitabı çevirdi ve sonra kitabın sayfalarını çevirdi. Hyunjin'in geldiği yerde durup kitabın kaldığı yerin başlığını okudu.

'Nefes Verenler ve Soluk Kesenler'

Bunu umursamayıp sayfaları ayıran fotokartı eline aldı ve ilk önce fotokarttaki adama sonra arkasında yazan yazıya baktı.

'Çoktan uysallaşmış hislerimi ateşe veriyorsun.'

Minho sayfalarda biraz gözlerini gezdirdiğinde kitabın bu sayfalarında cinsellik ile alakalı konuşmaların geçtiğini anlayıp tek eli ile kitabı kapattı ve Hyunjin'in sırasının üzerine koydu.

Hyunjin bu bölüme yeni geçmişti ve daha hiç okumamıştı. Ondan önemlisi bu kitapta üç yüzüncü sayfaya kadar hiç böyle bir yer geçmemişti. Hyunjin yeni okuyacaktı ama ondan önce Hocası Minho okumuştu. Bu çok utanç vericiydi.

Evet, Hyunjin okumamıştı ama kaldığı sayfada gözlerini birkaç kez gezdirmişti ve cinsellik ile alakalı bir konuşma geçtiğinin farkındaydı.

Hyunjin o sırada kitaptan nefret etti. Biyoloji hocası Hyunjin bu kitabı okurken elinden alıp incelemişti ve kitabı kapağına göre yargılamıştı. Aynı şey edebiyatçı içinde olmuştu. Şimdi sıra Minho hocadaydı. Hem kopya çektiğini düşünmüştü hem de görmemesi gereken şeyler görmüştü. Burada en önemli şey ise Hyunjin'in en çekindiği hocanın Minho olmasıydı.

Hyunjin ne yapacağını şaşırmıştı. Sınav yüzünden sinirleri bozuktu zaten. Şimdi de bu olunca her şey birbirine karışmıştı. Sabah da çok düşük aldığı bir notu öğrenmiş güne öyle başlamıştı. Günün kötü geçeceği daha en başından belliymiş.

Ders bitmişti. Hyunjin yerin dibine girmişti. Arkadaşına sinirden olanları anlatmıştı. Arkadaşı da kitabını alıp sınıfın ortasında kitabı, fotokartın arkasına yazanları okumuştu bağırarak. Hyunjin çok kez yapmamasını söylemişti. Ama arkadaşı durmamıştı. Hyunjin ağlamaya başlayınca durmuştu. En sonunda kitabını alabilmişti.

En çok değer verdiği şeylerden biriydi kitapları. Kenarın kıvrılmasını bile istemezdi. Ama arkadaşları oradan buraya savurunca kitap zarar görüyordu. Ve herkes Hyunjin'in kitaplara olan ilgisini ve sevgisini biliyordu. Kitaplar Hyunjin'in kırmızı çizgisiydi.

Hyunjin sınıftan çıkacağı sırada hocası Minho ile karşı karşıya gelmiş Minho ona anlamsız bir bakış atmıştı. Ama Hyunjin ağladığından bunu fark edememiş, tuvalete doğru yürümüştü.

O anlamsız bakışta hüzün, hayal kırıklığı, endişe, öfke, üzüntü, kızgınlık olabilirdi ama aynı zamanda olmayadabilirdi...

coke - hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin