Seul Lisesi, başta motor yarışları olmak üzere etkinlikler düzenlemeyi seven bir okuldu. Jeongguk ise motor koleksiyonu olan zengin serserinin tekiydi.
"Eğer bu yarışta 1. olursan, ağzının sulanarak baktığı kıçımı yalamana izin verebilirim. Lâkin Je...
Sümük yeşili diyebileceğim saç renginde ki kız motorların arasına geçerek, elinde ki bayrakları yukarı kaldırdı. Heyecanla olacakları bekleyen topluluk pür dikkat kızı izliyordu.
Kız yukarıya tuttuğu iki bayrağı iki eliyle de ayırdı. Hızlı bir şekilde elini iki yana indirerek kalabalıktan çığlıklar yükselmesine sebep oldu ve motorlar büyük bir hızla ilerlemeye başladılar. Yanımda ki Jimin koluma asılarak heyecanla yarış hakkında ki tahminlerini ardı ardına söylüyordu. "Of biraz yavaş konuş!" Dedim. Kaşlarını çatarak "Niye kızıyorsun ki? Küstüm."
Sahte bir şekilde trip atarak dudaklarını büzdü ve asılmaktan neredeyse morarttığı kolumu bırakarak bar kısmına ilerledi. Arkasından kıkırdayarak baktım Jimin gerçekten bir Drama kralıydı! Önüme dönerek büyük televizyondan motorları izledim. Okulumuz Seul'ün en iyi okullarından olduğu için yarışlarda en iyi ekipmanlara imkânları yeterliydi.
Hoparlörden okulumuzun motor yarışlarında sunucu olan Yeonjun'un sesi geliyordu. "JK 2. Sıra da olan Soojin'i geride bırakarak 2. Sıraya yükseldi!" Duyduklarım ile dudağımın kenarı kıvrılırken onun her zaman istediğini alacağını biliyordum. Birinci olmadan durmayacaktı.
Jimin elinde bira bardağı ile yanıma döndü, "Dostum senin ki yine uçuyor!" Dedi. Kafamı sallayarak onu onayladım, o her zaman uçardı yanında beni de uçururdu.
Aradan çok geçmeden kalabalıktan çığlık ve sevinç sesleri tekrar duyuldu "JK 1. Sırada bitiş çizgisine ilerlemeye devam ediyor! Biri onu bitişe ulaşmadan geçebilecek mi? Yoksa bugünün şampiyonu tekrardan Jeongguk mu olacak!"
Aklıma hemen bu sabah ki konuşmamız geldi.
flashback
Dağınık çarşafın ve buruşmuş yorganın içinde iki beden olarak birbirimize koala gibi sarılmıştık. "Bugün ki yarışa katılacak mısın?" Diyerek sevgilime soru yönelttim. Dudaklarını saçlarımın üzerine bastırarak başımdan öpmüştü. "Tabii ki, bilirsin motor yarışları benim için her zaman başka." Biliyordum, Jeongguk küçüklüğümüzden beri motorlara hayrandı. Bu ilgisini fark eden babası ona motorla ilgili bir sürü oyuncak alırdı bazen de motor yarışlarına götürürdü.
Jeongguk 16 yaşına girdiğinde babası ona doğum gününde ilk motorunu almıştı. Bunları nereden mi biliyordum? Çünkü biz aşkımızı ilk küçüklüğümüzde tatmıştık. Bay Jeon ve Babam çok yakın dostlardır. Onların yakınlığı bizim de doğduğumuzdan itibaren yakınlaşmamıza sebep olmuştu. Tabii biz babalarımız gibi sadece dost olarak kalmamıştık.
Jeongguk elini çıplak sırtımdan aşağı doğru sürterek kaydırmaya başladığında yerimde kıvranarak "Rahat dur." Dedim. Beni dinlemeyip kalçalarımı okşamaya çalıştığında bir anda yerimden doğrularak kucağına çıktım. O uzanmaya devam ediyordu. Bu hareketimi beklemediği için şaşırmıştı şaşkınlıktan ağzı hafifçe aralandığında yüzüne yaklaşarak aralık dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktım. Yüzümü o karşılık vermeden geri çekerken Jeongguk toparlanıp ellerini kalçalarıma tekrardan yerleştirdi.
Deliğimi orta parmağı ile daireler çizererek okşarken elinden kaçtım. Kalçamı kaçırmam ile somurtkan mırıltılar çıkardı. Kıkırdayarak yüz ifadesine baktım. İstediği araba alınmayan çocuklar gibi bakıyordu.
"Pekâlâ seninle bir anlaşma yapalım." Devam edeceğimde gözlerini kısarak alttan bana baktı "Ne anlaşmasıymış o bakalım?" Dedi. Arsızca gülümseyerek altımda ki sertliğe kalçalarımı sürttüm, yutkunarak gözlerini zevkle kapatırken ağzından küçük bir inleme çıktı. "Eğer bu yarışta 1. olursan, ağzının sulanarak baktığı kıçımı yalamana izin verebilirim. Lâkin Jeon... Eğer birinci olamazsan işte o zaman, seni o çok sevdiğin motorundan inerken topallayacak hâle getireceğim."
Gözlerini açarak kaşlarını kaldırdı. "Kim Taehyung üstte olmaya mı çalışıyor hm?" Dedi. burnunu burnuma sürterek baygınca gözlerime baktı.
Tabii çok sevdiği motorundan kendimin topallayarak ineceğimden bir haberdim.
☆
Okulda çok büyük bir kutlama vardı. Jeongguk'un birinci olması konusunda. Slow bir müzik arkada çalarken renkli ışıklar etrafımızı kaplıyordu. Jimin, Yoongi ile birlikte shot yarışı yapıyordu. Hoseok kafasına taktığı garip şapka ile dans ediyor diğerlerinin ne yaptığı ise bilinmezdi.
Ayakta dikildiğim sırada Jeongguk bana doğru boynunda ki madalya ile pişkin pişkin geliyordu. Bu bakışı biliyordum seni ağlatacağım demek istiyordu. Yanıma geldiğinde kulağıma eğildi "Anlaşmamızı uygulamamız gerekir değil mi?" Başımı sallayarak onayladım.
Elimi tutarak kolumdan çekiştirmeye başlamıştı. Okula doğru ilerlerken ona nereye gideceğimizi soracaktım. Lâkin sormama gerek yoktu çünkü nereye gideceğimizi biliyordum. Okulun içine girdiğimiz de tuvaletten karnını tutarak çıkan Namjoon'u görmüştüm, büyük ihtimalle alkole dayanaklı olmadığı için kusmuştu. Bizi gördüğünde bana bakıp ağzını aralayacak iken gözü Jeongguk'a kaymıştı veolayı çakmıştı. İmâlı bir şekilde sırıttığında yoluna devam etmişti.
Soyunma odasının kapısına gelmiştik. Başını çevirmeden yan bir şekilde bana bakmıştı kapıyı açıp beni içeri sokar sokmaz kapıyı kapatıp kapıya beni yasladı.
Dudağını dudağıma mühürlediğinde öpüşmeyi yumuşak başlatmıştı. Alt dudağımı yavaş bir şekilde emerken bende üst dudağını emerek karşılık veriyordum. Öpüşmemiz sertleşmeye ve hırçınlaşmaya başladığında dilini aralık dudaklarımdan içeri itti. Dili dilimi talan etmişken boğukça inlemişti. Alt dudağını dişlemişken bir bacağımı tutarak kendine doğru çekti. Bacağımı beline sararken diğer elini de kalçama yerleştirerek beni kucağına aldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
